RUSLAR dışında kimse Türk Hükümeti’ni DEAŞ’la petrol kaçakçılığı yaptığı için suçlamadı.
Arada ‘Türk simsarlar var, DEAŞ, petrolünü Türkiye üzerinden satıyor’ denildi. Ankara’ya yönelik eleştiri de bu yüzdendi. Hem bu petrol kaçakçılığının önlenmesinde hem de DEAŞ’ın Türkiye-Suriye sınırını yabancı savaşçı ve lojistik destek için kullanmasının önüne geçilmesinde yeterince önlem almadığı için.
Dolayısıyla Türk Dışişleri, Rusların şimdiye kadar dilemediği özrün neden Wasington’dan geldiğini iddia etti, bilmiyorum. Karışık işler. Ama biz şimdi bunu bir kenara bırakıp asıl konuya geçelim. Dün Kayseri’de olduğu gibi Türkiye’nin her gün şiddet eylemine sahne olduğu bir ortamda, ülkeyi hedef alan örgütlerden DEAŞ’ın Türk malı malzemeler kullanarak nasıl geniş çaplı bir silah üretimine giriştiğine gelelim.
*
OLAY, Musul Operasyonu’nun sonrasına uzanıyor. Irak Ordusu, hem kentin doğu girişindeki Gökçeli Mahallesi’ni hem de güneydoğusundaki Karakuş Kenti’ni ele geçiriyor. Irak Ordusu’yla birlikte buralara giren, ihtilaflı bölgelerdeki silahlanmayı araştıran İngiliz sivil toplum kuruluşu Conflict Armament Research (CAR) de, DEAŞ’ın silah üretim tesislerini buluyor. Kuruluşun, kasım ayında bu tesislerde yaptığı araştırmada ise DEAŞ’ın sanıldığından çok daha sofistike, tıpkı bir devlet gibi standartlar içeren silah ve cephane üretimi yürüttüğü ortaya çıkıyor. Tesislerde kullanılan malzemelerin de büyük oranda Türk malı olduğu anlaşılıyor. Roket yakıtında kullanılan şeker… Patlayıcı yapımına uygun alüminyum… Mühimmat ve silah bakımında kullanılan gres… Havan mermisi yapımında kullanılan çimento… Ve yine roket yapımında kullanılan potasyum nitrat gübre. Hepsi Türk malı.
*
İŞİN iki çarpıcı boyutu var. Birincisi, şubat ayında da DEAŞ’ın patlayıcı yapımında kullandığı malzemelere dair bir rapor hazırlıyor CAR. Orada da 13 Türk şirketinin DEAŞ’ın kullandığı malzemelerin tedarikçisi olduğunu tespit ediyor. Ve dokuz ay sonraki Musul araştırmasında, bu şirketlerin mallarının halen DEAŞ’ın tedarik zincirinde kalmaya devam ettiğini görüyor. İkincisi de, CAR yetkilileri konuyu araştırmak için üretici şirketlere ve Türk resmi makamlarına ulaştığında, hiçbir ilerleme sağlayamıyor. Çünkü kimse bilgi vermiyor.
Hafta içi CAR Direktörü James Bevan ile görüştüm. Araştırmada elde ettikleri bulguları konuşmak için. Ve bahsedilen malzemelerden potasyum nitratla ilgili detayları alıp incelemeyi genişlettim. Niye potasyum nitrat? Çünkü diğerlerinin hepsi sanayi üretiminde de kullanılan, ticareti serbest olan ürünlerdi. Ancak potasyum nitrat, patlayıcı yapımında kullanıldığı gerekçesiyle hazirandan beri Türkiye’de de satışı yasak olan ve diğerlerine göre DEAŞ’ın tedarik zincirine nasıl girdiği daha kolay bulunabilecek bir üründü.
*
ÖNCE üzerinde Doktor Tarsa şirketinin amblemi olan paketlerin numaralarını edindim. 18258, 21019, 18745, 100427, 12657, 120215 11407, 240412, 18472. Sonra Doktor Tarsa şirketiyle iletişime geçtim. Akdeniz ve Ege’de üretim tesisleri olan, yabancı ortaklı, saygın bir firma. Öğrenmek istediğim, bu paketleri hangi bayiye sattıklarıydı. Satış iletişim sorumlusundan yazılı yanıt geldi. Önce bunları niye sorduğumu sordu yetkili. Sonra da şöyle dedi: “Bu bilgilerin resmi yazı ile talep edilmesi halinde resmi olarak cevap verebileceğimizi ya da Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı ile doğrudan paylaşabileceğimizi bildirmek isterim.” Polis de değil. Direkt MİT. Sonra şirketin üst düzey yöneticilerine ulaşmaya çalıştım. Bu sefer cevap, genel müdür Ali Behzat Özman’dan geldi. Suçlayıcı ifadelerle “T.C. devletiyle temasa geçilmesini” öneren bir mesaj.
*
BUNUN üzerine devlet birimleriyle temasa geçtim ben de. İlgili bilgilerin Tarım Bakanlığı’nda olduğu bildirildi. Ancak görüştüğüm Tarım Bakanlığı yetkilisi, veritabanının paket numaralarını içermediğini söyledi. Hangi bayiye ne kadar satıldığının bilindiğini ama hangi paketin kime gittiğinin takip edilmediğini anlattı. Şirket, elindeki bu bilgiyi sadece MİT’e vermeye hazır olduğunu söylediği için de potasyum nitrat Musul’da DEAŞ’ın eline nasıl geçti, bir gazeteci için yol tıkandı.
*
MİT bunu sordu mu, Doktor Tarsa onlara söyledi mi bilmiyorum. Şirket bu soruma da cevap vermeyi reddetti. Ancak size durumun ne olduğunu gösterecek bir veri aktaracağım. Potasyum nitrat gübre DEAŞ tarafından roket yakıtı yapımında kullanılıyor. Hani Kilis’e de düşen roketlerde. Amonyum nitrat gübreyi ise DEAŞ doğrudan bomba yapımında kullanıyor. Açın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun web sitesindeki ihracat rakamlarına bakın. Türkiye’nin iç savaştan önce Suriye’ye amonyum nitrat ihracatı ne zaman olmuş biliyor musunuz? Sadece ike sene, 2003 ve 2008’de. Peki savaştan sonra? Suriyeli “çiftçiler” birden amonyum nitratın önemini hatırlamışlar. Ve 2013’ten itibaren Türkiye’den amonyum nitrat ithal etmeye başlamışlar. İlk sene 1195 ton, 2014’te 9 bin 542 ton, 2015’te 2 bin 576 ton. 2016’da yasak gelinceye kadar doldurmuşlar. Sizin bunları bilmeye hakkınız var diye düşündüm.
Kaynak: Hürriyet