‘Firari’ vicdani retçiye bir gün gözaltı… – Samet KOÇ

15.01.2015 tarihinde polisler evime geldi ellerinde ise sadece yakalama emrim vardı… Savcı, firarın cezası 10 ay hapis eğer gitmezsen bu 20 ay olacak git yap kurtul dedi. Ben vicdani retçiyim hiç bir şekilde askerlik yapmak istemiyorum dedim… bana birliğimin değiştiğini yeni birliğimin Ağrı Doğubayazıt olduğunu söylediler yol ve iaşe bedeli olarak bir miktar para verdiler…

Ben Samet KOÇ vicdani retçiyim ve şuan devletin gözünde bir asker kaçağıyım. Şimdi size 4-5 ay süren askerlik REZALET’inde neler yaşadığımı nasıl ve 2 gün önce nasıl yakalanıp neler yaşadığımı anlatacağım.

22 nisan 2014 tarihinde asker oldum. Hakaretler ve cezalar eşliğinde amele gibi 25 gün çalıştırılarak acemi birliğimi Ankara etimesgut zırhlı birlikler okulu eğitim ve tümen k.lığında bitirdim. Bir haftalık dağıtım izninin ardından usta birliğim olan kıbrıs 14. zırhlı tugaya gittim burada üç buçuk ay geçirdim ve elim kırıldığından dolayı hava değişimine çıktım şimdi bu süreci detaylı olarak anlatacağım. Ben günlük eğitim planı yazıcısıydım. O gün sabah 7 den itibaren (GEP) yazmak için eğitim plan odasına gittim. Saat 8-9 civarı odaya bir arkadaşım geldi ve beni uzman onbaşı A.L nin çağırdığını söyledi. Hemen onun yanına gittim ve bana denetleme olduğunu dolabımın dağınık olduğunu söyledi. (Dolap düzgün olmasına rağmen) Dolabımın kapağını açtım başımda dikiliyordu ve dolabım gerçekten düzgündü. Komutanım dolap düzgün dedim ve bana su şişesi kapaklarını göstererek onların orda ne işi var dedi. Bende kapakları biriktirdiğimi ve izne çıktığımda gereken yere vereceğimi anlattım. Bana sen sakatmısın dedi. Bu sırada bana küfür ediyordu. Ayağa kalktım ama ettiği küfürlerden dolayı çok sinirlenmiştim. Bana bakıp neden traş olmadın dedi. Evet gerçekten traş olmamıştım bende durumu izah etmeye çalıştım sabah 6:30 da kalktım kahvaltı yapıp kamuflajları giyip direk gep odasına gittiğimi söyledim Yeniden küfür edip s.git traş ol dedi. Artık sabrımı taşırmaya başladı o an ona vurmak istedim ama bu hem bana yakışmayacak bir hareketti hem de başıma bela olurlar diye düşündüm ve duvara vurdum anlık bir olaydı. ve olay yerinden uzaklaşıp bir köşeye oturdum elime baktım şişmişti ve parmağımdaki yüzükte yamulmuş ve parmağımı sıkıştırmıştı yüzüğü parmağımdan çıkardım. Bu olay olduğu gün revire göndermediler. Ertesi gün sabah revire gitmek istediğimi tekrar söyledim ve gittim revirde bize görevli askerler doktor tabip ütğm olmadığını ve tabip atğm nin bu tugaydan sadece 5-10 kişi alacağını söyledi ve tabi bizim revirci onbaşı arkadaşımız bizi bölüğe geri götürdü biz sabah giderken bölük teğmeni daha gelmemişti ve revire giden askerlerin ondan izin alması gerekiyor. Tabi ben o olmadığı için başçavuşa söylemiştim. Bölüğe geri döndüğümde teğmen gelmiş ve direk beni yanına çağırmış gittim fırça attı ve bana revirin yasak olduğunu söyledi. Daha sonra teğmenin yanına gidip elimi gösterdim ve bana ertesi gün revire gitmemi söyledi. Bir gün sonra yeniden revire çıktım tabip atğm elime baktı kırılmış olabilir dedi. Lefkoşa devlet hastanesine sevk yazıcam ama yarına dedi bugün gidemezsin dedi. Ertesi gün bizi hastaneye götürecek olan araç için nizamiye kapısına gittik yaklaşık 2 saat bekledik araç gecikmişti neyse ki geldi araca yöneldik ve bize araç komutanı sadece Girne askeri hastanesine gidecek olan askerler gelsin Lefkoşa devlet hastanesi bugün yok dedi. Tabi mecburen bölüğe geri dönüp teğmene durumu anlattım. Bana tamam yarın gidersin sende dedi. Ertesi gün yeniden revire gittim bu sefer bana tabip asteğmen hastanede doktor olmadığını bu yüzden sevk yazamayacağını söyledi ve ramazan bayramından sonra gelmemi söyledi. 1 Haftalık görev istirahati verip geri gönderdi. Böylelikle kırık elimle bayramın bitmesini bekledim. Tabi bu süreçte kırık elimle silahlı nöbete çıkarıldım görev istirahatimin nöbetle bir alakası olmadığını söylemiş başçavuş ve banada nöbet yazılmasını söylemiş sadece bir kere nöbetime paraf atıldı yani iptal edildi doldur boşalta gittim sol elim kırık olduğundan kurma kolunu çekemiyordum ve ordaki nöbetçi atğm adı deniz idi bana neden sende doldur boşalt yapmıyorsun dedi bende sol elimin kırık olduğu söyledim revire çıkmadın mı dedi çıktım dedim hastanede doktor olmadığından gönderemediklerini 1 hafta görev istirahati verdiklerini söyledim ve nöbetçi onb.ye bu çocuğu neden nöbete çıkarıyorsun nöbetçi amir devriye atarken bunu bu halde görse kim hesap verecek git bu çocuğu değiştir dedi böylelikle o nöbetim iptal edildi ve benim yerime bir başka arkadaşım nöbete çıkarıldı. O gün hariç bütün nöbetlere çıkarıldım. Sonunda bayram bitti ve revire tekrar çıktım tabip atğm bana hastanedeki doktorların henüz bayram izninden dönmediğini söyledi ve yine beni hastaneye gönderemeyeceğini söyledi yeniden bölüğe döndüm garaja çıktım ve kırık elimle silah temizleme işi yaptırdılar. Elimi sürekli hareket ettirmek zorunda kaldığım için elim şişti ve biraz morarma vardı orada bulunan ast subaya elimi gösterdim ve komutanım artık dayanamıyorum çok ağrıyor dedim beni revire göderdi ve sağolsun yeni gelen revirci asker kardeşimle beraber revire çıktık atğm sabah geldiğinde sana ne söyledim gönderemem doktor yok anlamıyor musun ne yapmamı bekliyorsun diye bağırmaya başladı bende komutanım ben ne yapayım görmüyor musunuz elim şişti gönder beni, doktor yoksa da gönder dedim ve bana bölüğümden bir araç komutanı çağırmamı söyledi revirin acil bölümünde bir telefon vardı ve bölüğü arayıp araç komutanı istendiğini söyledik bir 30 dakika beklemenin ardından beni revire gönderen ast subay geldi ve askeri ambulans ile hastaneye gittik Hastanede doktor vardı ve elimi alçıya alıp 30 günlük hava değişimi verdi o gün Cuma idi. Ve elime raporu verdi bunu burada onaylatman gerekiyor ama baştabip bugün yok pazartesi günü bu raporu getir burada onaylatıp Girne askeri hastanesine götüreceksin orda da onaylatıp izne çıkabilirsin dedi. Geri askeriyeye döndük tabip atğm beni görünce direk kaçtı bende ona birşey söylemeden geri bölüğe döndüm Pazartesi gününe yine sevk yazması gerekiyordu çünkü onun yazdığı sevk olmadan nizamiyeden çıkamazdım yine sağolsun revirci kardeşim gitti o işleri halletti artık elimde 30 günlük rapor vardı ve bu 30 günlük süreç o günden itibaren başlamıştı. Ama yine bana nöbet yazılmaya devam edildi üstelik raporumun olduğunu bildikleri halde yazdırdılar nöbetleri tek fark ise garaj nöbeti tutmam ve silahsız olmam bunların hepsi askeriyedeki nöbet belgelerinde mevcut revire gidip geldiğime dair kanıtlarda bölüğün revir defterinde var. 30 günlük raporum 01.08.2014 tarihinde başladı ve o gün cumaydı. Beni 06.08.2014 tarihinde izne çıkardılar ve ben 08.08.2014 tarihinde izmir’e ulaştım.

Ben Vicdani Retçi’yim ve hep böyleydim bu yüzden askerliğim başladığından beri bana hep DK (devre kaybı) dediler korku imparatorluğu yüzünden askere gittim artık korkmuyorum Hiç bir şekilde askerlik yapmayacağım. Ben özgürlüğüme aşırı düşkün bir İNSAN’ım ben savaşmakta istemiyorum savaşmayı öğrenmekte istemiyorum. Ben hiç kimse için hiç kimseyi öldüremem. Dünyanın biz insanlar için yaratıldığını ve sınırsız olması gerektiğini düşünüyorum. Askerliği reddediyorum hiç kimsenin askeri olmayacağım. Hakkımı ve hakkımızı sonuna kadar savunacağım.

YAKALANMA SÜRECİM

15.01.2015 tarihinde polisler evime geldi ellerinde ise sadece yakalama emrim vardı. Arama emri olmadan evin içine girebilirler mi bilmiyorum. Ama evin içine girdiler ve bana bu kadar izin yeter nereye kadar kaçacaktın dedi biri bende ben kaçmadım hep buradaydım dedim Harçlığın var mı yanına para al askere gideceksin dedi bir memur bende beni hiç bir kuvvet askere gönderemez dedim. Apar topar beni karakola götürdüler. Bir sürü soru sordular neden gitmek istemiyorsun vatan borcu bu dediler. Bende onlara 18 bin lira verenin borcu bitiyor mu dedim Bana ne mezunu olduğumu sordular lise terk dedim. Eğer okusaydım yöneten olacağımı okumadığın için yönetilmeye mecbur kalacağımı söylediler. Tabi bu soruları ifade olarak değil öylesine muhabbet olsun diye sordular. Daha sonra beni hastaneye götürdüler ve oradan rapor aldılar. Askeri inzibata haber verdiler inzibatlar ( 1 uzman çavuş 1 çavuş ve 2 er) geldi. Beni alıp Ege deniz komutanlığına götürdüler ve orda uzun bir bekleyişin ardından savcı ile görüştürdüler savcı bana neden firar ettiğimi neden teslim olmadığımı sordu. Bende efendim ben vicdani retçiyim hiç bir şekilde askerlik yapmak istemiyorum dedim anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına göre uluslararası sözleşmelerde tanınan temel bir hak olduğunu din ve vicdan özgürlüğü kapsamına girdiğini söyledim ve ben hakkımı kullanıyorum dedim. Savcı bana sen 90. maddeyi nerden biliyorsun sen ne mezunusun dedi. Lise terkim efendim ama biliyorum dedim oda bana senin yaptığın askeri ceza kanunlarına göre firar suçu bana işimi öğretme dedi. Ve sen şimdi gitmeyecek misin diye sordu bende evet efendim gitmeyeceğim dedim. Firarın cezası 10 ay hapis eğer gitmezsen bu 20 ay olacak git yap kurtul dedi bende hakkımı kullanmak istediğim için ceza alacaksam alayım efendim razıyım dedim. İfademe vicdani retçi olduğumu ve askerlik yapmak istemediğimi yazdırdı Oradan da beni askerlik şubeye sevk etti İnzibatlar beni askerlik şubeye götürdüler orada 2 saat bekledik Orada bana birliğimin değiştiğini yeni birliğimin Ağrı Doğubayazıt olduğunu söylediler yol ve iaşe bedeli olarak bir miktar para verdiler.. Elime bir zarf verdiler Ve serbest bıraktılar. Zarfın fotoğrafını gönderdim size üzerinde sadece eğitim merkezi tarafından açılacaktır yazıyor. Ben bunu açtım ve belgenin üzerinde yeniden firar etmesini önlemek maksadıyla askeri mahkemeye sevk edilene kadar gözetim altında bulundurulmasını arz ederim yazıyor. Yine belgenin fotoğrafını gönderdim Ve ben bu belgeyi ilk açıp okuduğumda devletin elime para verip bana şirin gözüküp arkamdan git de gör firar etmek ne demekmiş dercesine güldüğünü hissettim ve bir kez daha askerlikten nefret ettim.

vr-samet-koc

Firar eden askere tutuklama yok – ohaber.com

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org