‘Gözaltı merkezlerinde işkence iddiaları arttı’

HDP’li Gergerlioğlu, Halfeti ve Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki işkence olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ankara’da Mit tarafından işbirlikçilik yapması için işkence gören Ayten Öztürk mahkemede uğradığı işkenceleri anlattı.

‘İçişleri Bakanlığı’na bağlı merkezlerde işkence iddiaları arttı’

Türkiye’de işkence konusunda karanlık bir tablonun olduğunu belirten HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, “İçişleri Bakanlığı’na bağlı merkezlerde, emniyet müdürlüklerinde, gözaltı merkezlerinde son zamanlarda artan oranda işkence iddiaları gelmeye başladı” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, “işkenceye sıfır tolerans” diyen ve AKP iktidarında yaşanan Halfeti ve Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki işkence olaylarına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendirmelerde bulundu.

‘Çözüm sürecinin bitmesi ile de çok vahim bir ortam oldu’

Gergerlioğlu, Türkiye’de faili meçhuller, kaçırılmalar işkence iddiaları geçmişini hatırlatarak, Türkiye’nin işkence açısından sabıkalı bir ülke olduğunu söyledi. Gergerlioğlu, “Biz, Avrupa Birliği’ne giriş süreci dolayısıyla bu tür hadiselere ara verildi, azaldı diye düşünürken demokratikleşme adımlarının atılacağı yönünde laflar duyarken son iki buçuk yıl içinde bu vakalarda artış olmaya başladı. Çözüm sürecinin bitmesi ile de çok vahim bir ortam oldu” dedi.

‘İşkence iddiaları arttı’

Bu tablonun İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığının verileri açısından da vahim olduğunu dile getiren Gergerlioğlu, “İçişleri Bakanlığı’na bağlı merkezlerde, emniyet müdürlüklerinde, gözaltı merkezlerinde son zamanlarda artan oranda işkence iddiaları gelmeye başladı. En son Halfeti’de bir çatışma sonrası sivil halka yönelik çok sert gözaltına alma girişimleri, gözaltına alınan insanların ters kelepçe, yere yatırılarak saatlerce bekletilmesi, insanların şerefleri, haysiyetleri ile oynanması potansiyel suçlu, terörist ilan edilmesi ve bu fotoğraf karesinin bilhassa görevliler tarafından çekilip servis edilmesi çok vahim bir hadiseydi. Bu fotoğraf karesi, sonrasında ne olabileceğini gösteriyordu” şeklinde konuştu.

‘Korkunç işkence iddiaları gündeme geldi’

Halfeti’deki işkenceyle ilgili Urfa Barosu tarafından hazırlanan raporun çok vahim bir tabloyu ortaya koyduğunu ifade eden Gergerlioğlu, “Yaşları 13 ile 75 arasında değişen erkek, kadın ve çocukların olduğu yaklaşık 40 kişi gözaltına alındı. Elektrik verme, dayak, ters kelepçe gibi iddialar yoğun bir şekilde konuşuldu. Hatta bundan kadınlarda etkilendi. Kadınların cinsel organlarına elektrik vermeye kadar varan korkunç işkence iddiaları gündeme geldi” dedi.

‘İşkence teyit edildi’

Halfeti’den sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işkence olaylarının yaşandığını belirten Gergerlioğlu, Ankara Barosu’nun da konuyla ilgilenmesi üzerine gözaltında olan 111 kişiden 6’sı ile görüşülebildiğini ve baronun işkence iddialarını teyit ederek rapor hazırladığını aktardı. Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Ankara gibi Türkiye’nin başkenti olan ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı en emniyetli yer olması gereken bir yer. Dışişleri Bakanlığı’na bağlı ihraç edilmiş onlarca diplomat 111 kişi oldu düşünülüyor, gözaltında işkence görüyor iddiası vardı. Gözaltındaki kişilerin özel avukatlara erişmesi yasaklanıyordu. 8 avukatla Ankara Emniyetine giden Ankara Barosu avukatlarının bu müdahalesi üzerine savcılık bu kararı kaldırdı. 6 kişiden 5’i işkence gördüğünü diğer bir kişi ise işkenceye tanık olduğunu söyledi. Bu 5 kişi, dışarıdan getirilen özel profesyonel bir ekip tarafından karanlık bir odaya alınarak sorguya tabi tutulduklarını, ters kelepçe vurulup dizüstü çöktürüldüklerini, çırılçıplak soyulduklarını ve vücutlarında cop dolaştırıldığını, kayganlaştırıcı bir sıvı sürmek suretiyle makatlarına cop sokulduğunu söylediler.”

‘İşkence olaylarının sümenaltı edilmeye çalışılıyor’

Gergerlioğlu, emniyetteki işkencelerin mahkeme tutanaklarına ve doktor raporlarında geçmediğini söyleyerek, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki işkence ile ilgili başka bir iddiayı aktardı. Gergerlioğlu, “Bu kişiler bir FETÖ soruşturması çerçevesinde sorgulanıyor. Çünkü bu insanlar 2010 yılında Ahmet Davutoğlu zamanında işe almışlardı ve Davutoğlu da şimdi hükümete muhalif bir çizgi izlediği için Davutoğlu’nu FETÖ ile ilişkilendirmek anlamında bir girişim olduğu iddiaları vardı. Ben bu konuda bir yorum yapmıyorum. Ben daha çok işin işkence ve insan hakları ihlalleri noktasındayım. Ankara Barosu’nun raporlarında işkence iddiaları somutlaştığını görüyoruz” diye konuştu. Hem Halfeti hem de Ankara Emniyetindeki işkence olaylarına dair Meclise soru ve araştırma önergesi verdiklerini söyleyen Gergerlioğlu, raporlara, fotoğraflara ve iddialara rağmen bir cevap alamadıklarını belirtti. Cevapsızlık ve cezasızlık sisteminin Türkiye’nin bir geleneği olduğunu belirten Gergerlioğlu, işkence olaylarının sümenaltı edilmeye çalışıldığını aktardı.

‘Sonuna kadar mücadele edeceğiz’

Türkiye’de işkence konusunda karanlık bir tablonun olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun resen konuya dahil olabileceğini, inceleme yapabileceğini ve rapor hazırlayabileceğini söyleyerek, “Bu ülkeyi böyle bir anlayışın eline bırakmayacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Kaynak: Yeni Yaşam

**

Mit tarafından kaçırılıp 6 ay boyunca işkence gören Ayten Öztürk mahkemede işkenceleri detaylı olarak anlattı


13 Haziran 2019
Ankara’da Mit tarafından işbirlikçilik yapması için işkence gören Ayten Öztürk mahkemede uğradığı işkenceleri anlattı.
Ayten Öztürk, nasıl gözaltına alındığını anlattıktan sonra işkenceleri anlatmaya başladı.
Öztürk 6 ay boyunca Türkiye’de gayrımeşru şekilde tutulduğu yeri tarif etti: “Zemini gri halıfleksli, kapısına vurduğum zaman ses çıkmıyor.Belirli saat ve günlerde üst kattan ayak ve kadın topuk sesi gelmesinden ve konuşmalardan bulunduğum yerin devletin resmi bir kurumu olduğunu anladım.”
Mahkemde ifadesine devam eden Öztürk detaylı olarak maruz kaldığı işkenceleri mahkeme kaydına geçirtti.

İlk yirmi gün sabah, öğle, akşam konuşmam için özellikle psikolojik işkence yaptılar. İğneyle bayılttılar. Gözümü açtığımda herkesi bulanık görüyordum. Yüzleri maskeliydi. Devamlı Türklüğü öne çıkaran şarkılar dinletiyorlardı. Saçımı çekip kafamı yatırarak ağzıma bir hortumla zorla sıvı gıda vermeye çalışıyorlardı yemek yemediğim için. “Devlet olarak her olanağımız var, bayılır düşersin ayıltırız, organını kaybedersin, ameliyat eder yine kaldırırız, işkence devam eder.” dediler.

Yemek yemedim, çünkü orada insanlık bitmişti, insanlığın bittiği yerdeydim. Bana “Buralarda gebereceksin, direndiğini kim biliyor?” dediler.

Sıvı gıdayı kabul etmediğim için üstüm başım şekerli sıvı oluyor ve öylece kuruyordu, kokuyordum. Bir ay öyle kaldım. İnce tül çekerek ayrılmış bölmede banyo yapmam istendi, orada banyo yapmak istemedim. Çok zayıflamıştım. Vücudum pul pul olmuştu, dökülüyordu.

İki çeşit elektirik işkencesi uyguladılar. Biri tırnakla parmak arasından, parmak ucundan vererek uygulanan işkenceydi. Serçe parmağımdan veriyorlardı. İzi hala var. Bir defasında gözümü açarak götürdüler işkence odasına. Masada jop, kayış, spot lamba vardı.

Duvardaki halkalara ellerimi bağlıyorlardı. Regl olduğum dönemlerde daha çok işkence yapıyorlardı, bitkin düşüyordum. Üzerime sıvı benzeri şeyler sürerek ahlaksız sözler sarfediyorlardı. Jobla taciz ve tecavüz etmeye çalışıyorlardı. Bu sırada söyledikleri sözleri savunmamda yazılı şekilde belirttim.

Duruşma sonunda Ayten Öztürk’ün Tutukluluğunun Devamına karar verildi. Duruşma 3 Ekim 2019 tarihine ertelendi.

Kaynak: iskenceraporu.com

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org