İHD: 78 günde 113 sivil katledildi, savaş suçu işlendi

“24 Temmuz’dan 8 Ekim’e kadar ki 78 günlük süre içerisinde katledilen 113 sivilden 5’inin PKK’ye bağlı silahlı militanlar, diğerlerinin ise tespit edilemeyen birkaç vaka dışında tamamına yakının devlet güvenlik güçlerinin saldırıları sonucu yaşanmıştır”

İHD: 78 günde 113 sivil katledildi

2015-10-09 11:54:59
JINHA
ANKARA – İHD’nin 24 Temmuz ile 8 Ekim tarihleri arasında yaşanan yaşam hakkı ihlallerini ve katledilen sivillerin bilançosuna ilişkin hazırladığı rapora göre 78 günlük süreçte 113 sivilin katledildiğini belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD), 24 Temmuz’dan 8 Ekim’e kadar ki 78 günlük süre içerisinde yaşanan yaşam hakkı ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu merkez binasında gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıkladı. Genel Merkez yöneticilerinin de katıldığı toplantıda raporu İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan açıkladı. Öztürk, “24 Temmuz’da yeniden devreye konulan çatışmalı süreçten, 8 Ekim’e kadar olan 78 günlük zaman diliminde 113 sivilin katledildi” dedi. Belirtilen rakamların hiçbir şekilde kabul edilebilecek yanının olmadığını ifade eden Öztürk, “Bu öldürme olaylarına baktığımızda tespit edilebildiği kadarı ile 5 kişinin PKK’ye bağlı silahlı militanlar, diğerlerinin ise tespit edilemeyen birkaç vaka dışında tamamına yakının devlet güvenlik güçlerinin saldırıları sonucu yaşanan sivil ölümlerdir” diye konuştu.

‘Sokağa çıkma yasağını ilan edenlerin yetkisi yok soruşturma başlatılmalı’

Cenevre Sözleşmeleri açıkça ihlal edilip savaş suçu işlendiğine dikkat çeken Öztürk, “Sivil ölümlerinin önemli bir kısmının sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye mevzuatında sokağa çıkma yasağının sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanunlarında düzenlendiği, il idaresi kanununda valilere böyle bir yetkinin açık olarak verilmediği, Anayasanın 13. maddesinde temel hak ve özgürlükleri sınırlayan düzenlemelerin kanunlarla açık bir şekilde yer alması gerektiği belirtildiğinden, valilerin sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenlerden ötürü sokağa çıkma yasağı ilan eden valiler hakkında ve bu konuda valilere talimat vermiş ise İçişleri Bakanı hakkında etkili soruşturma ve kovuşturma yapılması ve bu kişilerin yargı önüne çıkarılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

‘Sağlığa erişimi engelleyenler yargılansın’

Saldırıların yanı sıra “sokağa çıkma yasağı”ndan dolayı sağlık hizmetine erişemedikleri için de yaşamını yitirenlerin olduğunu hatırlatan Öztürk, “Bu şekilde vatandaşın sağlığa erişiminin engellenmesi ile ilgili olarak adli ve idari soruşturma yürütülmeli, bu konuda kastı ve ihmali bulunan sorumlular ayrıca yargılanmalıdır” dedi.

‘Kızılhaç Kürdistan’a gelip inceleme yapmalı’

Öztürk, Kızılhaç’ın başta “sokağa çıkma yasağı” ilan edilen yerler olmak üzere sivillerin öldürüldüğü tüm yerlere inceleme ziyaretleri yapması gerektiğini belirterek Kızılhaç’a çağrıda bulundu. Öztürk, bu kadar çok sivilin katledilmesi karşısında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ile BM İnsan Hakları Komiseri yargısız infazlar özel raportörünün de Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmesi gerektiğini belirterek, bunun için de girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.

‘Meclis araştırma komisyonu kurulsun’

“Sivillerin öldürülmesi ile ilgili olarak cezasızlık politikasına son verilmeli, sorumlular etkili şekilde soruşturulmalı ve etkili kovuşturma yöntemlerine başvurulmalı” çağrısını yapan Öztürk, yaşanan bu ağır ihlallere ilişkin Meclis bünyesinde Araştırma Komisyonu’nun kurulması ve Meclis tarafından olayların açığa çıkartılması gerektiğini dile getirdi. Öztürk, “Sivillere yönelik ağır hak ihlalleri yeniden başlayan silahlı çatışma döneminin derhal sona erdirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle bir an önce kalıcı çatışmasızlığın sağlanarak Kürt sorununun çözümünde diyalog ve müzakere yöntemine geçilmelidir. Bu vesile ile taraflara bir an önce silahları susturması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” diye belirtti.

‘Kar maskeliler plakasızlar kontrgerilla JİTEM midir?’

Öztürk, bölgede yaşanan sivil ölümlere dair özel bir ekibin varlığına işaret ederek, “Birçok olayda kar maskeli plakasız araçlarla dolaşan özel harekat polisi olduğu söylenen ama kim olduğu belli olmayan insanlar var. Bunlar kimdir, bunlar devlet içerisindeki eskiden adına JİTEM, kontrogerilla dediğimiz yapılanma mensubu kişiler midir?” diye sorarak, durumun araştırılmasını istedi.

PKK’nin 11 Ekim’de ateşkes ilan edeceği yönündeki tartışmalara da değinen Öztürk, bu konuda “karnımız tok” diyerek, ateşkes istemediklerini beyan eden Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ı eleştirdi. Yalçın Akdoğan’ın yeniden düşünmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, bir an önce ateşkesin ilan edilmesini ve devletin de resmen ateşkese uyması gerektiğini kaydetti.

(ekip/dk/fk)
http://www.bestanuce.info/214233/ihd-78-gunde-113-sivil-katledildi

**

‘Sivil infazlarla Türkiye kendi yasalarını çiğniyor’

2015-10-09 09:14:00
Sarya Gözüoğlu / JINHA
AMED – Sokağa çıkma yamaklarının sivil infazları meşrulaştırdığına dikkat çeken Avukat Hatice Demir, sokağa çıkma yasağı ihlalinin bedelinin para cezası olduğunu belirterek, “Kürdistan’da bunun bedeli infazdır. Türkiye imzaladığı sözleşmeleri ve kendi koyduğu yasaları çiğnemektedir” dedi. Hatice ayrıca Valilerin sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi olmadığını dile getirdi.

7 Haziran seçimleri sonrasında 8 bölgede ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında 45 sivil yaşamını yitirdi. Sokağa çıkma yasaklarının insanların günlük yaşamını olumsuz etkilemesi bir yana her defasında sivillerin yaşamını yitirmesine zemin hazırladığını ifade eden İHD Avukatı Hatice Demir, “Şehirlerde kamu düzenin sağlanması hususunda her türlü tedbiri alma görevi valinindir. Fakat bu tedbirler Anayasa’da madde 13’e göre ‘temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz’ yani sokağa çıkma yasağı ancak kanunla düzenlenebilir, valilerin kamu düzenini sağlama adına alabilecekleri tedbirler arasında, sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi yoktur. Özetle, kanunda valilere verilmiş böyle bir yetki veya düzenleme bulunmamaktadır” dedi.

‘Sokağa çıkma yasağının ihlali karşılığı para cezasıdır, infaz değil’

Sokağa çıkma yasaklarının sivil infazları meşrulaştırdığına dikkat çeken Hatice, “Şuan Kürdistan’da adı konulmamış bir savaş var, fakat savaş hallerinde bile sivillere zarar verilmesi suçtur. Uluslararası bir sözleşme olan Cenevre Sözleşmesi, savaşın da bir hukukunun olması gerektiğini, savaş zamanlarında iki düşman gücün birbirine insanlık dışı muamele yapamayacağını, sivillerin çatışma ortamında korunması gerektiğini, buna uymayanların yargılanması gerektiğini, insanların barış içerisinde yaşama hakkı olduğunu hüküm altına almıştır” şeklinde konuştu.
Sivillerin vurulmasının ve katledilmesinin ardından cenazelerine yapılan saldırıların da savaş suçu niteliğinde olduğunu vurgulayan Hatice, “Bugün hukuka aykırı olarak verilmiş olsa da sokağa çıkma yasağının ihlali halinde karşılığı para cezasıdır, fakat Kürdistan’da bunun bedeli infazdır. Türkiye imzaladığı sözleşmeleri ve kendi koyduğu yasaları çiğnemektedir” şeklinde konuştu.

‘Bugün yapılan 90’lardan öte bir vahşettir’

Hatice, kolluk kuvvetlerinin sivil infazlara kılıf bulmak adına katledilenlerin silahlı olduğunu iddia ettiğini ve bunun katledenleri aklamanın bir yolu olduğunu da ifade ederek, “Sivil insanları katledip yanlarına silah bırakılması, faillerin aklanmasının bir yoludur. 90’larda da benzerlerini gördük. Midyat’ın Çalpınar köyünde 1995 yılında 2 PKK’li ile birlikte infaz edilen 11 yaşındaki Fatma Erkan’ın infaz sonrası ayağında terliği ve pembe pijaması ve çizgili eteğiyle çekilen fotoğrafından da anlaşıldığı üzere, failler öldürüp yanına boyundan büyük kaleşnikof koyup nasıl da ‘terörist’ imajı yarattıklarını çok iyi biliyoruz. Bugün yapılan 90’lardan öte bir vahşettir, o zamanın failleri gizliydi, yakalananlar suçlarını kabul etmediler, bugünün failleri, katilleri ‘evet katlediyoruz, buradayız, gizlemiyoruz’ diyorlar” ifadelerinde bulundu.

‘Katliamcılar yargılanmayacaklarından emin hareket ediyor’

Katliamcıların yargılanmayacaklarından emin oldukları için alenen işledikleri suçu savunduklarını sözlerine ekleyen Hatice, “Bunu neden yapabiliyorlar, çünkü yargılanmayacaklarına inanıyorlar, Tayyip Erdoğan arkalarında diye düşünüyorlar, gün gelir devran döner, elbet hesap sorulur, elbet yargılanırlar. Bu nedenle sivillerin ölümü halinde, derhal ilk elden yapılması gereken etkin bir soruşturma yürütmek, delilleri toplamak, avukatların, sivil heyetlerin olay yerine gidişine izin vermek ve faillerin yargılanması için tüm mekanizmayı işletmektir” vurgusunu yaptı.

(sg/gc)
http://www.bestanuce.info/214174/-sivil-infazlarla-turkiye-kendi-yasalarini-cigniyor-

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org