KKTC Meclisi’ne sunulan ve oy çokluğu ile reddedilen vicdani ret yasa önerisi

2019 yılında CTP tarafından Meclis’e sunulan ve TDP’nin de desteklediği Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi, en son 08 Ocak 2024’te ivedilik talebi oylamaya sunulmuş ve oy çokluğuyla reddedilmişti.

Vicdani ret yasa önerisi bilgiye sunuldu: Yasada neler var, kimler yararlanabilir?

M. İrşad Esen
Uzun zamandır tartışma konusu olan vicdani ret hakkıyla ilgili hükümet kanadından önemli bir adım atıldı.

2019 yılında CTP tarafından Meclis’e sunulan ve TDP’nin de desteklediği Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi, en son 08 Ocak 2024’te (dün) ivedilik talebi oylamaya sunulmuş ve oy çokluğuyla reddedilmişti.

CTP’nin hazırladığı ”Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi” bugün Resmi Gazete’de yayımlayarak halkın bilgisine sunuldu. 20 gün içerisinde görüş ve öneriler Meclis Başkanlığına yazılı olarak sunula bilinecek.

Ayrıca, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), 2011’de Meclis’e vicdani ret hakkının tanınmasını içeren yasa önerisi sunmuş, ancak 2014’te ele alınan öneri kabul edilmemişti.

Yasanın gerekçesinde, vicdani ret hakkının askerlikle ilgili mevzuatta yer alması gerektiği ve uluslararası hukukun bu konuda önemine vurgu yapılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vicdani ret hakkına dair içtihatları ve uluslararası sözleşmelerin yerel yasalar üzerindeki etkisi vurgulanıyor. Ayrıca, vicdani ret hakkının tanınması için hazırlanan yasa önerisinin, vicdani retçilere askerlik görevini sivil hizmet veya kamu kurumlarında yerine getirme olanağı sağlamayı amaçladığı belirtiliyor. Bu öneride, uluslararası hukuk standartlarına uygun olarak vicdani retçilerin haklarını korumayı ve askerlik görevini alternatif bir şekilde yerine getirmelerini hedefliyor.

YASA ÖNERİSİNDE NE VAR?

Bu düzenleme, vicdani ret hakkından faydalanacak kişileri ve başvuruların nasıl değerlendirileceğini belirtiyor. Özellikle vicdani retçilerin alternatif hizmet seçeneklerine yönlendirilmesi ve bu konuda oluşturulan Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu’nun rolü vurgulanıyor.

Vicdani ret hakkı talebinde bulunan kişilerin bu isteklerini Askerlik Şubesi’ne bildirmeleri gerekiyor. Ardından Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu, başvuruyu inceleyerek karar veriyor. Bu kurul, başvuran kişileri silahlı kuvvetlerde askeri eğitime tabi tutmadan uygun sivil hizmetlere yönlendirme yetkisine sahip.

Ayrıca, bu düzenlemeyle vicdani retçilerin askeri görevleri yerine getirirken herhangi bir ayrımcılığa uğramamaları ve cezalandırılmamaları gerektiği belirtiliyor. Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu’nun oluşturulması ve üyelerinin kimlerden oluşacağı da açıklanıyor. Kurulun, farklı alanlardan temsilcileri içeren bir yapıya sahip olması öngörülüyor, bu da çeşitli perspektiflerin değerlendirmeye katılmasını sağlıyor.

Kimler faydalanabilir:

Kimlerin vicdani ret hakkından faydalanacakları düzenlenmiştir. Hakkında soruşturma veya Ceza Davası açılmış Olanlarla İlgili koruyucu kuralların neler olacağın düzenlenmiştir.

(A) Askerlik çağına gelmiş olup kendisini vicdani retçi olarak tanımlayan, ahlaki. vicdani. siyasi. dini gerekçelerle. yurt ödevini silahlı kuvvetlerde asker olarak yerine getirmek istemeyenler. bu fıkra kuralları çerçevesinde vicdani ret hakkından yararlanırlar.

Başvuru ve değerlendirme süreci:

(B) (a) Vicdani ret hakkını kullanmak isteyenler, bu durumlarını bağlı oldukları Askerlik Şubesine bildirirler. Böyle bir bildirim alan Askerlik Şubesi, durumu derhal, incelenmek ve karar verilmek üzere, bu fıkranın (G) bendi uyarınca oluşturulan Vicdani Ret Değerlendirme Kuruluna bildirir.

(b) Vicdani ret hakkını kullanmak isteyen başvurucuların istemleri, Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunca yerinde bulunduğu takdirde, istem sahipleri, vicdani ret hakkından yararlanarak yurt ödevini askerlik süresi kadar bir süre askeri bir eğitime tabi tutulmaksızın silahlı kuvvetlerde uygun görülecek sivil hizmetleri yerine getirirler veya silahlı kuvvetler tarafından kamu kurumlarında aşağıda (D) bendinde tarif edildiği şekilde görevlendirilmek suretiyle alternatif hizmet yerine getirirler.

(C) Vicdani ret hakkından muvazzaflık hizmetini sürdürmekte olan er, erbaş, yedek subay, astsubay ve yedekler de yararlanırlar.

Koruyucu kurallar:
(Ç)
Savaş ve benzeri hiçbir olağanüstü hal gerekçesi ile. vicdani ret hakkının kullanımı sınırlandırılamaz ve
engellenemez.

(D) Vicdani ret hakkını kullanmak isteyen ve bu yöndeki başvuruları, Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunca kabul edilenlerin yurt ödevlerini silahlı kuvvetlerin görevlendirmesiyle askerlik süresi kadar bir süre, kamu kurumlarında yerine getirmelerine karar verildiği hallerde bahse konu kişilerin öğrenim durumları, mesleki beceri ve yetenekleri dikkate alınarak kamu yönetiminde, hizmet koşulları bakımından herhangi bir ayrımcılığa uğramadan ve cezalandırıcı nitelikte olmamak kaydıyla görevlendirilirler.

(E) Muvazzaflık hizmetini sürdürürken vicdani retçi olduğunu açıklayan ve Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunca kabul edilen er. erbaş ve yedek subaylara hizmet sürelerinin kalan kısmında, yukarıdaki (D) bendinde belirtilen koşul ve niteliklerde kamu hizmeti gördürülebilir. Vicdani retçi olduğunu açıklayan yedekler için ise Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunca kabul edilenlerin yedeklik hali son bulur.

(F) Vicdani ret hakkını kullanmak ve yurt ödevini yukarıda tarif edildiği şekilde yerine getirmek isteyenlerin başvuruları, aşağıdaki (G) bendi kuralları uyarınca oluşturulan Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunca, bu fıkra kuralları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası ve 1962 İnsan Haklarını Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi (Tasdik) Yasası kuralları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Vicdani Ret konusunda vermiş olduğu kararlar ve bu kararlarda belirlenen ölçütler dikkate alınarak Başbakanlıkça hazırlanacak ve Bakanlar Kurulunca onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanacak tüzükle düzenlenir.

Vicdani ret değerlendirme kurulu:

(G) Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu, aşağıda öngörülen yedi kişiden oluşur:

(a) Başbakanlık Müsteşarı (Başkan)
(b) Personel Dairesi Müdürü
(b) Eğitim İşleri ile görevli Bakanlığın temsilcisi (Üye)
(c) Başsavcılığı Temsilen bir Savcı (Üye)
(c) Silahlı kuvvetler temsilcisi
(d) Yüksek Öğretim ve Akreditasyon Kurulunu temsilen Doçent düzeyinden aşağı olmamak üzere seçilerek atanan bir Anayasa hukukçusu (üye); ve (e) (d) alt bendindeki yöntemle seçilip atanan bir sosyolog öğretim görevlisi(üye)

Karar süreci:
(H)
Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu, kendisine iletilen vicdani ret istemlerinin gerekçelerini ve koşullarını değerlendirerek ve kabul edilebilirlik incelemesi yaparak, başvurunun kendisine iletildiği tarihten başlayarak en geç 30 gün içinde kararını vermekle yükümlüdür. Bu karar derhal, yazılı olarak Asal Şube Müdürlüğü ile vicdani ret hakkını kullanmak isteyen başvurucuya bildirilir.

Toplantı ve kararlar:
(I)
(a) Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu, Başkanın çağrısı ile en az dört kişinin katılımı ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir.
(b) Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu toplantılarında tam tutanak tutulur ve kurulun kararları gerekçeli olur.

Hak dinleme ve savunma:

(J) Vicdani ret hakkı başvurucusunun, Vicdani Ret Değerlendirme Kurulunda dinlenilmeye ve kendini savunmaya hakkı vardır. Kurul, bu hakka saygı göstermekle yükümlüdür.

Katılım ödeneği:
(K)
Kurul Başkan ve üyelerine, toplantılara katılma karşılığında, toplantı başına, Bakanlar Kurulunca saptanacak tutarda, katılım ödeneği verilir.

Yargı yolu:
(L)
Vicdani Ret Değerlendirme Kurulu kararlarına karşı yargı yolu açık olup, Yüksek İdare Mahkemesinde dava açılabilir.

Alternatif hizmet tanımı:
(M)
Bu fıkra amaçları bakımından; “Alternatif Hizmet”, ret gerekçeleriyle uyumlu, sivil nitelikli, kamu yararı olan ve cezalandırıcı yapıda olmamak koşuluyla vicdanî ret ileri süren kişi tarafından askerlik hizmeti yerine geçmek üzere yerine getirilen hizmeti anlatır ve bu tanımda yer alan “cezalandırıcı” sözcüğü ise, sadece alternatif hizmetin süresini değil, aynı zamanda tarzını ve gerçekleştirildiği koşulları da içerir.”

Daha önce açılan davalar ve cezaların durumu:
(1)
Bu (Değişiklik) Yasası’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce vicdani retçi olduğunu açıklamış ve bu açıklamaları ve sonucundaki eylemleri nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülenlerle ilgili tüm işlemler durdurulur ve haklarında açılmış bulunan ceza davaları bütün sonuçları ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Bu (Değişiklik) Yasası’nın 2’nci maddesi ile Esas Yasanın 8’inci maddesine eklenen (3)’üncü fıkra kuralları çerçevesinde vicdani ret hakkını kullananlar. ihtiyat olarak değerlendirilemezler ve seferberlik hizmeti için göreve çağrılamazlar.

Yürürlük tarihi:
Bu Yasa, Resmi Gazetede yayımlandığı 09.01 2024 tarihinden başlayarak yürürlüğe girer.

YASA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ

Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin gerekçesinde ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hatırlatılarak anayasa Mahkemesi kararları örnek gösterildi.

Yasa önerisinin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

İlk kez Ocak 2019’da Cumhuriyet Meclisi’ne sunulmuş olan, vicdani ret hakkı ile ilgili Askerlik Yasası değişikliği üzerinde, dönemin Meclis Komitesinde Barolar Birliği, sivil toplum örgütleri, emekli asker örgütleri temsilcileri ile üst düzey emekli subaylar dahil çeşitli kesimlerin görüşleri de alınarak detaylı bir çalışma yapılmıştır. Konunun halen gündemde olması ve bu konunun mevzuatımıza dahil edilebilmesi amacıyla halihazırda kadük olmuş askerlik ile ilgili mevzuatın yeniden gündeme getirilmesi gereği hasıl olmuştur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında ve uluslararası uygulamada vicdani ret, hukuki bağlamda ve din ve vicdan özgürlüğü kapsamında bir insan hakkı olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde, Avrupa ülkelerinin öncülüğünde birçok ülkede, vicdani ret, bir insan hakkı olarak tanınmakta ve yurttaşlarına askerlik hizmetine alternatif oluşturan kamu hizmeti benzeri seçenekler sunmaktadır. Bilindiği üzere. zorunlu askerlik hizmeti bağlamında vicdani ret hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde AİHM tarafından kabul edilmektedir. 5/2015 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında (D. 2/2017) da belirtildiği gibi 3/1962 Sayılı Yasa ile Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, KKTC Anayasası’nın Geçici 4. Maddesi altında uygulamakla yükümlü olduğumuz bir uluslararası sözleşmedir. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde ifade edildiği gibi, usulüne göre yürürlüğe konulan uluslararası antlaşmalar yasa hükmündedir. Uluslararası anlaşmaların KKTC Hukukunda statüsünün ne olduğuna, Anayasa Mahkemesinin 3/2006 (D.3/2006) sayılı kararında yer verilmiştir.

Kararın 22. Sayfasında şu ifadeler yer almaktadır:

“Yukarıda aynen alıntısı yapılan (5). fikra hükümlerine göre KKTC’de usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar sadece yasa hükmünde olmakla kalmayıp bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkememize dahi başvurulamaz. Bir başka deyişle bunlar Anayasa ile aynı seviyededir ve diğer yasalardan üstündür.” Yine Anayasa Mahkemesi 8/2013 (D.3/2015) ile 2/2008 (D.2/2016) Sayılı kararlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kurallarının yasa kurallarından üstün oldukları ve herhangi bir yasa maddesinin Anayasa karşısındaki durumu incelenirken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kurallarının dikkate alınmaları gerektiği kabul edilmiştir.

Yine mezkur mahkeme kararında:

Zaim Necatigil’in 2015 yılında yayımlanan “KKTC’de Anayasa ve Yönetim Hukukunun Esasları” adlı kitabının 42-43’üncü sayfalarında şu görüşe yer verildiği belirtilmektedir. “Sonuç olarak denilebilir ki, KKTC iç hukukunda en üst norm olan Anayasa’ya ek olarak Meclis’te usulüne göre yürürlüğe konmuş olan uluslararası andlaşmalarda öngörülen bireysel haklara da uymak durumundadır. Özellikle, Anayasa’da temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeler AİHS’ndeki düzenlemelerle hemen hemen aynı mealde veya denklikte olduğundan. AİHM içtihatları bizdeki temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal düzenlemelerin yorumlanmasına ışık tutmaktadır. Anayasal kuralların mümkün olduğunca uluslararası hukuka uygun olabilecek tarzda yorumlanması gerekir.” Anayasal kuralların ve Anayasal maddelerinin, mümkün olduğunca uluslararası hukuka uygun olabilecek tarzda yorumlanması gerektiği kuralı KKTC’de benimsenmiş olup, birçok Anayasa Mahkemesi kararlarında bu açıkça ifade edilmektedir. Anayasa Mahkemesi, 31.3.2017 tarihinde karara bağlandığı Anayasa Mahkemesi 5/2015 D.2/2017 sayılı davada da yine 3/2006 (D.3/2006) sayılı karardaki ayni ifadelere yer verilmiş ve Anayasa Mahkemesinin iktibas edilen görüşünden hareketle, önündeki meselede de Anayasa maddelerinin mümkün olduğunca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve Uluslararası Hukuka uygun olabilecek veya ters düşmeyecek tarzda yorumlanması gerektiğini açıkça belirtmiştir.

13/2011 sayılı Anayasa mahkemesi kararında (D.2/2013) da belirtildiği gibi “Vicdani retçi statüsünün ve bu statüye kabulle ilgili esas ve usullerin Askerlik Yasası’nda veya başka bir yasada düzenlenmemiş olması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir eksiklik, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf devletin Sözleşme altındaki yükümlülüğünü ihmali olarak görülmekte ve bu eksiklik nedeniyle askerlik hizmetine karşı olan vicdani retçilerin cezalandırılmaları, kişilerin Sözleşme’nin 9. maddesinde yer alan özgürlüklerine müdahale olarak değerlendirilmektedir.”

Aynı Anayasa Mahkemesi kararının devamında da şunu söylemektedir:

“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önerdiği gibi, askeri hizmet yerine sivil kamu hizmeti yapılmasına olanak tanıyan bir düzenlemeye iç hukukta yer verilmesi, tamamı ile yasa koyucunun. yani yasama organının değerlendirme ve takdirindedir; bu noktada ‘yurt ödevini’ silahlı kuvvetlerle ilişkilendiren Anayasa’nın 74. maddesi de dikkate alınmalıdır.

Anayasamızın 23’üncü maddesinde Vicdan ve Din Özgürlüğü, 24’üncü maddesinde Düşünce, Söz ve Anlatım Özgürlüğü ‘Kişinin Hak. Özgürlük ve Ödevleri’ başlığı altında; Yurt Ödevi de ‘Siyasal Haklar ve Ödevler’ başlığı altında sayılmaktadır.”

Yukarıda değinilen Mahkeme kararlarından anlaşıldığı üzere Anayasamızın yorumlanmasında uluslararası antlaşmalar dikkate alınmalıdır. Zaten 13/2011 sayılı Anayasa mahkemesi kararında (D.2/2013) da açık ilişkilendirme yapılmış ve denmiştir ki “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesinde yer alan düşünce, vicdan ve din özgürlüğü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın yukarıda verilen 23. maddesinde sıralanan özgürlükler arasında yer almaktadır: Anayasa’nın 24. maddesinde de kişinin düşünce ve kanaatlerini açıklama hakkı olduğu ifade edilmektedir.”

Yukarıda anlatılanlar çerçevesinde; birçok ülkede uygulandığı gibi ülkemizde de vicdani ret hakkının tanınması amacıyla işbu Askerlik (Değişiklik) Yasa Önerisi hazırlanmış olup, bu Yasa altında yürürlüğe konacak bir tüzükle, istismara açık olmayan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vicdani ret hakkı konusundaki içtihatlarında yer alan ilkeler ışığında tanımlanacak olan şartlara uygun olarak vicdani retçi kabul edilenlerin askerlik ödevlerini silahlı kuvvetlerde sivil hizmet veya silahlı kuvvetlerde olmakla birlikte bir görevlendirmeyle kamu kurumlarında sivil hizmet gördürülmesi şeklinde yerine getirmeleri amaçlandığından bu Yasa Önerisi hazırlanmıştır.

Kaynak: Yeni Bakış

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org