Rusya-ABD-NATO hattında kriz derinleşiyor
Nerdun HACIOĞLU / MOSKOVA
17 Haziran 2015
Rusya’nın bölgedeki hâkimiyetine karşı ABD’nin Litvanya, Letonya ve Estonya’nın da aralarında bulunduğu bazı NATO üyesi Doğu Avrupa ülkelerine orta menzilli füze yerleştirme ve askeri teçhizat göndermeye hazırlandığı yönündeki haberlere Moskova’dan çok sert tepki geldi. NATO da Rusya’nın “nükleer” karşı hamlesinin ardından Moskova ile tüm irtibatı kesti.
ABD medyasında yer alan haberler üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD’nin doğu Avrupa’ya askeri teçhizat yerleştirmesinin, Rusya-NATO anlaşmasının baltalanmasına neden olacağı belirtildi.
Ardından Kremlin’den tehdit gibi bir hamle daha geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2015 sonuna dek nükleer başlık taşıyan 40 kıtalararası füzenin envantere ekleneceğini açıkladı.
Moskova’da düzenlenen “Ordu-2015” askeri forumunda konuşan Putin, “Bu füzelerin tamamı Batı’nın geliştirmekte olduğu füze kalkanını yüzde 100 delme özelliğine sahip olacak. Rusya silahlanma yarışına girmek niyetinde değil. Ancak elimizdeki silahları 2020 yılında yüzde 70 oranında yenilemeyi amaçlıyoruz. Belirlediğimiz bu hedef ülkemizin güvenliği için yerine getirilecek” dedi.
RUSYA’NIN KARARI ÇOK TEHLİKELİ
Rusya’nın “nükleer silah gücünü genişletme” stratejisine NATO ve ABD sert tepki gösterdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Putin’in demeci bir süredir Rusya’nın sergilediği tavır ve davranışları destekliyor. Rusya’nın genel olarak savunmaya, özel olarak da nükleer kapasitesine yatırım yaptığını görüyoruz” dedi.
“Rusya’nın bu nükleer tehdidi, gayri meşru, istikrar bozucu ve tehlikeli” diyen Stoltenberg, şöyle konuştu: “Bu üzerine eğildiğimiz bir şey ve güçlerimizin çevikliğini ve hazırlığını artırmamızın da nedenlerinden biri.”
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise Putin’in açıklamasından duydukları kaygıyı dile getirdi ve kararı “eski Sovyetler Birliği topraklarında nükleer silahları imha etmek için yapılan anlaşmanın ihlali” olarak değerlendirdi.
NATO RUSYA’YLA İRTİBATI KESTİ
Tüm bu gelişmelerin ışığında NATO, Moskova ile özel telefon hattı dâhil tüm irtibatını kesti. NATO ile Rusya arasında iplerin tamamen koptuğunu Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksey Meşkov Moskova’da açıkladı.
Meşkov şunları söyledi: “Şu anda Rusya ile NATO askeri ittifakı arasında hiçbir bağlantı noktası kalmadı. Bugün NATO karargâhıyla Rusya arasında kurulu özel telefonlar sökülerek teslim edildi. Zaten özel telefonlar bize geri teslim edilmeden önce son aylarda batı askeri ittifakıyla Rusya arasında tüm ortak programlar durdurulmuştu.”
Bu hamlenin Rusya’nın değil NATO’nun tercihi olduğunu da vurgulayan Meşkov, “Rusya ile yeniden ilişkiye geçmek isterlerse kapımızı onların çalması lazım” dedi.
NATO ile Rusya arasında ipler bugün tamamen kopmadan önce son temas geçtiğimiz ay Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında Brüksel’de gerçekleşmişti.
“SİLAHLANMA YARIŞINA GİRMEK İSTEMİYORUZ”
Üst üste gelen hamlelerin ardından Putin dış politika danışmanı Yuriy Uşakov, Moskova’nın Batı’yla ve özellikle de ABD ile silahlanma yarışına girmek niyetinde olmadığını söyledi.
Putin’in dünkü sert çıkışına açıklık getiren Uşakov, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dün söyledikleri bizim yeni silahlanma yarışına gireceğimiz anlamına gelmiyor. Rusya, ekonomisini baltalayacak böyle bir adım atmak niyetinde değil. Oluşan şartlar karşısında sadece bize yöneltilen askeri tehditlere yeterli düzeyde yanıt vermekle yetineceğiz. Kendimizi savunmanın ötesine giden bir niyetimiz yok” dedi.
SOĞUK SAVAŞ YILLARINA DÖNÜŞ MÜ?
Rusya ile Batı arasında Ukrayna kriziyle patlak veren gerginlik, Soğuk Savaş yıllarını akla getiriyor. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan “sürekli gerginlik” ve “sınırlı çatışma” ortamı, neredeyse tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Nükleer tehdidin korku saldığı bu süreçte, dünya devletleri iki süper güçten birinin yanında yer almak durumunda bırakıldı. 1985’te Sovyetler Birliği’nin başına Mihail Gorbaçov’un gelmesiyle iki ülke arasında buzlar biraz olsun erimeye başladı. Doğu Almanya ile Batı Almanya’yı ayıran Berlin Duvarı’nın yıkılmasından yaklaşık iki yıl sonra Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla da süreç sona erdi.