Diyarbekir, 27.07.2015
SAVAŞ HER KOŞULDA CİNAYETTİR!
İnsanın en temel haklarından olan yaşam hakkının bölgemizde ve Türkiye’nin diğer illerinde ‘kolaylıkla’ ihlal edildiğine şahitlik ettiğimiz bu günlerde barış için sesimizin daha çok çıkması gerektiğine inaniyoruz.
7 Haziran seçimlerinden hemen önce başlayan gerginlik Türkiye’nin birçok ilinde bazı parti binalarına yapılan saldırılarla birlikte HDP’nin Diyarbekir mitinginde meydana gelen patlamayla zirvelere tırmanmış seçimlerden sonra da farklı bir süreç izleyerek günümüze kadar şiddetli bir şekilde devam etmiştir.
Birkaç gün önce Suruç’taki patlamada 32 sivil yurttaş hayatını kaybetti, hemen akabinde Adıyaman’da PKK militanları ve Kolluk kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesiyle çıkan çatışmada bir asker de yaşamını yitirdi. Bu olayların acısı henüz tazeyken Ceylanpınar’da 2 polisin evlerinde başlarından vurularak öldürülmesi olayını HPG “misilleme” olarak üstlendi. Tüm bu yaşanan elim hadiseler bizlere çok açık bir şekilde 90’lı yılları hatırlattı ve o günlerin tekrar geri geleceği endişesini yaşattı.
Yaşanan bu gelişmelerden hemen sonra ansızın başlayan bir sınır ötesi operasyona da tanıklık ettik. Basın yayın kuruluşlarının ilk haberleri bu hava hareketinin Kilis’te Suriye sınırında bir astsubayın IŞID’le girilen sıcak temasta hayatını kaybetmesi üzerine, karşılık olarak başladığı bilgisi geçerken aslında operasyonların ağırlığının Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde yer alan ve PKK/HPG’ye ait kamplara yönelik olması bizlerde “Barış Süreci”nin tamamen sona erdirildiği kanaatine sebep oldu.
Bunların yanı sıra Türkiye’nin diğer illerinde de IŞID üyesi oldukları veyahut IŞID’e yakın oldukları iddiasıyla işlenen cinayetlere şahit olduk. Bu cinayetlerin gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez olduğunu ifade ediyoruz. Bu istenmeyen olaylar karşısında basın yayın organlarının müslüman-müslüman olmayan şeklinde bir ayrım yaparak çatışma ortamını alevlendiren kutuplaştırıcı bir dil kullanmasının meydana gelen yarılmaları ve ayrışmaları daha da derinleştireceğini görüyor, kabul etmediğimizi belirterek bu dilden kesin bir şekilde vazgeçmeleri gerektiği çağrısında bulunuyoruz. Bu konuda herkesin itidalli bir dil kullanması gerektiginin bir kez daha altını çiziyoruz.
MAZLUMDER Diyarbekir olarak öncelikle tarafları çözüm sürecini devamı noktasında biran evvel irade ortaya koymaları çağrısında bulunarak insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını herşeyden daha değerli görüyor ve bu sebeple yaşanan bütün ölümleri kınıyoruz. Taraflara insan hayatını politikaların önüne koyarak çatışma yerine barış sürecini öncelemeleri çağrısında bulunuyoruz.
Çözüm sürecinin ağır darbe aldığı bu günlerde siyasi partilerin ve siyasal örgütlerin şiddet eylemlerini ve çatışma ortamını engelleyici yönde tavır almalarının barış umutlarıyla yaşayan Türkiye halkları için hayati bir önem arzettiği ortadadır. Tarafları bir kez daha barışın şartlarını düşünme, çatışmalardan uzak durma, başlayan operasyonlara ve hava harekatına son verme, PKK/HPG’yi misilleme olarak gerçekleştirdiği adam kaçırma, polis öldürme ve araç yakma gibi eylemlerini de şiddetle kınayıp bundan behemahal vazgeçmeleri için çağrıda bulunarak yineliyoruz:
Savaş her koşulda cinayettir!
Kamuoyuna saygılarımızla…
MAZLUMDER Diyarbekir Şubesi