26 Kasım 2023
Militarizmi iyi tanıyanlar için İsrail’de olanları anlamak hiç zor değil. İsrail en baştan militarizmle mayalanmış ve şiştikçe şişen bir hamura benziyor. Bu hamurdan ne yapılırsa yapılsın, rengi şekli adı ne olursa olsun hep aynı militarizm zehrini taşıyor. Hamurun yayılması hiç bitmiyor.
Militarizm nerede ve hangi dönemde ürerse üresin, mutlaka ürediği yerdeki gençleri ve çocukları tüketir. Militarizmin işleyişi bellidir; ister emperyalist bir imparatorluğun, ister “cumhuriyet” adını taşıyan bir rejimin emrinde olsun, her zaman asker, nefer, kahraman şehit ister. Her zaman…
Osmanlı tarihinden biliyoruz. Bitmek bilmeyen savaşlara dayanan yağmacılık, her zaman birer kul olarak görülen genç erkeklerin toplanması ve birer nefere dönüştürülmesini gerektiriyordu. Ele geçirilen bölgelerden toplanan çocuklar profesyonel askerlere dönüştürülüyordu. Sonuç, hep aynıydı. Dışarıya karşı açılan her savaş aynı zamanda içeriye yönelik bir kırım, bir ölüm kampanyası demekti.
Bütün bunlar çok önemli çünkü İsrail’de tamı tamına bunlar oluyor. Militarist devlet gencecik insanları liseyi bitirir bitirmez askere alıyor ve onları insanca olmayan bir işgal düzeninin içine, insanca davranamayacakları bir işleyişin içerisine tıkıyor. Faşistlerin çok sevdiği, “asker millet” düzeni işliyor.
Militarist devlet elbette ki, gençlere lise bitmeden çok daha önce el atıyor. Tüm insanlığa aykırı öğretiler gibi militarizmin de sürekli yinelenmesi ve sürekli propagandası yapılması gerekiyor. Savaşlar ne kadar büyürse, yalanlar da o kadar büyüyor. Militarist mekanizma ne kadar büyürse, onu haklı çıkarmak için o kadar daha büyük yalan ve propaganda gerekiyor. Okullar militarizm dolu.
Gazze’de başlatılan büyük etnik temizlik aynı zamanda İsrail’de yürütülen bir iç savaş olarak da görülmeli. Genç insanlar Gazze’de insanlığa karşı işlenen suçların maşası olarak kullanılıyorlar. Bu yetmezmiş gibi, geçtiğimiz hafta çocuklara ölüm marşı söyletilen bir video ortaya çıktı. Video faşist kafaların ürünü. Videoyu dolaşıma sokanlar da faşistler. Marşa, “2023 Dostluk Şarkısı” adını verenler de onlar. İsrailli çocuklar bu korkunç oyunun yalnızca figüranı…
“Dostluk” şarkısı, 1948 ardından o dönemki siyonist anlayış ve heyecanla yazılmış. Şair Haim Gouri, “Kanla kutsanmış dostluk” gibi sözlerle ölümü kutsamış. Marşa, “2023 Dostluk Şarkısı” adının verilmesi de bundan. Çocuklara şarkı söyleten faşistler, Gazze’de bir “ikinci kurtuluş savaşı”, bir “vatan-millet mücadelesi” olduğunu belletmek istedikleri için “1948 Kurtuluş Savaşı” temasını işlemişler.
Gelen tepkiler üzerine yayından kaldırılan marşın sözleri şöyle:
Gazze kıyılarına vuran bir sonbahar akşamı
Uçaklar bombalıyor; yıkım, yıkım!
İsrail Savunma Kuvvetleri sınırı geçiyor,
Gamalı haç taşıyanları yok etmek için.
Yeni yıla orada bir şey kalmayacak,
Evlerimize güvenli bir şekilde döneceğiz.
Bir yıl içinde hepsini yok edeceğiz,
Ve sonra tarlalarımızı süreceğiz
Ve hepsini hatırlayacağız,
Güzel ve saf olanları
İzin vermeyeceğiz,
Kalplerimizin bu dostluğu unutmasına.
Aramızdaki bu sevgi, kanla kutsanmıştır
Geri dönecek ve aramızda serpileceksiniz
Artık sözcükler tükendi,
Ama ruhumuz haykırıyor!
Ruhumuz sadece şarkı söylemiyor
Çünkü ruhumuz savaşıyor da!
Tek millet!
Ezelden ebede, sonsuza dek tek millet!
Evlerimizi korumaktan usanmayacağız
Susmayacağız
Tüm dünyaya göstereceğiz
Düşmanlarımızı bugün nasıl yok ettiğimizi!
Bu marş da, çocuklara yapılan bu korkunç haksızlık da Türkiye’den bakıldığında çok tanıdık. Türkiye’de çocuklara çok uzun süredir düşmanlık ve kin belletilmek isteniyor. En tepedeki, yani “tek adam” söyledi biliyoruz: Hem “dindar”, hem de “kindar” kuşaklar gelecek! Çocuklar ölmeyi ve öldürmeyi sevecekler! “Çanakkale seferberliği” kampanyalarını unutmadık. Sınıfta çocuklara cellat olmayı anlatan, darağaçlarını sevdirmeye çalışan öğretmenler üreten bu rejimi tanıyoruz.
İsrail’deki çocuklara söylettirilen marşı, Anadolu Ajansı ve yandaş medya hemen haber yaptılar. Bu haberlerde militarizm ve faşizm yok. Türkiye’deki çocuklara belletilmek istenenler yok. İsrail’deki koalisyon ile Türkiye’deki “yerli ve milli” koalisyon arasındaki müthiş benzerlik yok. Yok, yok ve yok.
“Gazze’yi düzleyin!” çağrısını yapanlarla haziran 2015 sonrası duvarlara “JÖH, PÖH” yazanlar arasında fark yok. Filistinlileri yok sayanlar ile Kürtleri yok sayanlar arasında; “Nakba” inkarı ile Anadolu’nun yerli halklarının soykırıma uğratılmasının inkarı arasında fark yok. Militarizm ve faşizm dünyanın her yerinde insanlığın ve mutlaka çocukların baş düşmanıdır.
Kaynak: Evrensel