Rus işgaline son verecek olan tanklar değil diyalog masasının kurulmasıdır – Yücel Özdemir

Ukrayna’yı Rusya ile savaşa sürükleyen emperyalist güçler, şimdi de “Ukrayna’nın yenilmemesi” adına planlarını adım adım hayata geçiriyorlar. Bu plan, Rusya’ya diz çöktürecek kanlı, bölgesel bir savaştan başka bir şey değil.

Tanklar Ukrayna’da kan ve gözyaşını dindirmeyecek

27 Ocak 2023
Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan koalisyon hükümeti, savaş ve militarizm konusunda, muhafazakar Hristiyan Demokratlara (CDU/CSU) tam anlamıyla rahmet okutuyor. Geçen yıl Ukrayna savaşını bahane ederek askeri harcamaları rekor düzeyde arttırarak 100 milyar avroluk “özel fon” kuran bu partiler, çarşamba günü bir tabuyu daha yıkarak savaş bölgesine Alman silah tekeli Krausse-Maffei-Wegmann tarafından üretilen Leopard 2 tanklarının gönderilmesine karar verdiler. Şimdilik 14 olarak ifade edilen sayı, savaşın seyrine bağlı olarak elbette arttırılacak. Ayrıca diğer ülkelere ellerindeki Leopard 2’leri Ukrayna’ya gönderme izni verildi.

Bugün Almanya’nın dış politikasının alabildiğince militaristleştirilmesinin sözcülüğünü yapan SPD’li Başbakan Olaf Scholz ve Yeşiller Üyesi Yardımcısı Ekonomi Bakanı Robert Habeck, yıllar önce eline silah almayı reddeden, askeri görevlerini sivil olarak yapan, barış için sokaklara çıkan iki gençti. Scholz, yaşlılar bakımevinde, Habeck ise özürlü çocuklar bakım işinde çalışmış. Sadece bu ikili değil, kabinenin diğer erkek bakanlarının çoğu da askeri vazifesini bilfiil yerine getirmemiş. Yeni Savunma Bakanı Boris Pistorius ise orduyu içeriden tanıyor. Çünkü bilfiil askerlik yapan az sayıdaki bakandan birisi.

Scholz ve Habeck’in bugün bir numaralı savaş yanlısı olmasının başlıca nedeni elbette düşünce ve inanç dünyalarında sermaye, silah tekellerine hizmet konusunda bir değişimin olmasından kaynaklanıyor. Alman sermayesinin pazar ve rekabet gücünü arttırma, silah tekellerinin daha faza kâr etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Hizmetinde oldukları sınıfın çıkarlarıyla uyumlu davrandıkları için el üstünde tutuluyorlar.

Son iki hafta içinde olanlara baktığımızda Almanya’da ABD çizgisine bağlı, savaş ve silah lobisinin alabildiğince güçlendiği ve pervasızlaştığı anlaşılıyor. İstediklerini hükümete dikte ettiren bu kesimler, ülkeyi adım adım Rusya ile savaşın eşiğine doğru götürüyor. Bu ihtimalin farkında olan SPD içinden bazı siyasetçiler şimdiden “Rusya ile doğrudan çatışmaya girilmemesi” uyarısında bulunuyor. Scholz ise meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada, bu endişeleri “Almanya ve NATO savaşa taraf olmayacak, Almanya tek başına hareket etmeyecek ve Alman ordusunun hareket gücü azalmayacak” (Süddeutsche Zeitung, 25.01.2023) şeklinde yatıştırmaya çalıştı.

Ne var ki, Scholz geçmişte ne dediyse tersini yaptı. Saydığı üç şartın tersi gelişmelerin olma olasılığı hiç de az değil. Özellikle “savaşın doğrudan tarafı” olmayacağının bir garantisi yok. Zira ağır silah vermek aynı zamanda açıktan savaşın tarafı olmak anlamına geliyor. Tanklar ve silahların Alman askerleri tarafından kullanılmıyor olması sadece bir ayrıntı… Bu konuda ABD’nin bir kez daha Almanya’ya boyun eğdirerek istediğini yaptırdığı söylenebilir. Aylardır, Almanya’nın Ukrayna’ya ağır silah vermesini isteyen ABD sonunda istediğini aldı. Scholz’un ileri sürdüğü “Abrams tankı” şartı sadece sembolik olarak yerine getirildi.

Daha önce “Ukrayna’ya kesinlikle ağır silah satılmayacağını” söyleyen Scholz, 14 Leopard 2 tankının Ukrayna’ya verileceğini açıklarken, “Savaş uçakları ve savaş gemilerinin gönderilmesi söz konusu değil” dedi. Ne var ki, aynı gün Ukrayna’nın Berlin Eski Büyükelçisi Andrij Melnky’nin, “Uçak, savaş gemisi, denizaltı” gönderme çağrısında bulunması, sırada neler olduğunun işareti.

İki büyük dünya savaşının tetikleyicisi olarak Alman sermayesi, Ukrayna savaşını fırsata çevirerek, uzun yıllar herkesin dilinde olan “Savaş, bir daha asla!” şiarını bir yana atarak, “yardım” adı altında tabuları birer birer yıktı.

Bir yıl önce 5 bin mihverle başlayan askeri yardım, gelinen aşamada 14 Leopard 2’ye ulaşmış durumda. Tankların parasını da Almanya üstenecek. Bu 11 ay içinde Ukrayna’ya sadece Almanya’nın yaptığı askeri yardımın miktarı 3.3 milyar avroyu buldu.

Ukrayna’yı Rusya ile savaşa sürükleyen emperyalist güçler, şimdi de “Ukrayna’nın yenilmemesi” adına planlarını adım adım hayata geçiriyorlar. Bu plan, Rusya’ya diz çöktürecek kanlı, bölgesel bir savaştan başka bir şey değil.

Almanya’nın Leopard 2, ABD’nin ne zaman gideceği belli olmayan Abrams tankları vermesi savaşın dinmesine değil büyümesine hizmet edecek. Pek çok kesim her fırsatta bu gerçeği ifade ediyor. Bunları yazarken, bazı okuyucular ağır silahların gönderilmemesi durumunda Rus ordusunun Ukrayna’daki işgalinin kalıcı olmasına karşı çıkmadığımız, Rusya’ya destek verdiğimiz sonucunu çıkarabiliyor. Halbuki bugünün acil ihtiyacı, Rus işgaline son verecek bir diyalog masasının kurulmasıdır. Sahada Ukrayna ordusunun Rusya ordusunu yenmesi mümkün görünmüyor, bu nedenle sürekli silah gönderiliyor. Ukrayna halkının çıkarı savaşın uzamasında, şiddetlenmesinde değil, müzakere yoluyla Rusya’nın işgal ettiği toprakları terk etmesinde. En azından savaşın başladığı 24 Şubat öncesine dönüşle bölgesel bir savaş önlenebilir.

Rus sermayesinin, emperyalist, militarist emellerine aynı tarzda yanıt verildiği sürece Ukrayna’da kan ve gözyaşı akmaya devam edecek. Halkın çıkarı Batı, Ukrayna milliyetçileri veya Rus yanlısı olmaktan değil, savaşa karşı müzakere ve barış yanlısı olmaktan geçiyor.

Kaynak: Evrensel

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org