En çarpıcı silah gıda
Burak COŞAN
28 Ağustos 2014
Artık en etkili silah gıda
Rusya’nın Batılı ülkelere gıda ithalatında ambargo uygulaması taşları yerinden oynattı. Bazı uzmanlar ülkeler arasında politik gerilimin ‘gıda silahı’ kullanılarak tırmandırıldığını ifade ederken, bazıları ise uluslararası anlaşmalarla engellendiğini söylüyor.
RUSYA’nın AB ülkeleri ve ABD’ye uyguladığı gıda ithalatı ambargosu biçok ülkede dengeleri değiştirdi. Yıllardır tartışılan ‘gıda savaşları dünyanın en önemli sorunlarından biri olacak’ tartışmalarına farklı bir boyut kazandırdı. Artık dünyaya yön veren ülkelerin politik tartışmalarının da ‘gıda silahını’ ön plana çıkardığını ifade eden uzmanlar, gelecek 10 yılda Rusya’nın uyguladığı ambargo kararlarının benzerlerinin daha sık yaşanabileceğini ifade ediyor.
ARAZİLER SATILIYOR
Dünyada 2000’li yılların başından itibaren 240 milyon hektarlık tarım arazisinin bazı ülkeler ve fonlar tarafından ya satın alındığını ya da kiralandığını dile getiren Akdeniz Üniversitesi İktisadi İdari Bölümler Fakületsi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ahmet Ali Koç, “Birçok ülkede tarım arazisi bulunmuyor. Bu tip satın almalar ve kiralamalar aslında olayın boyutlarının ne kadar büyük olduğunun kanıtı. Dünyada satın alınan ya da kiralanan arazilerin oranı Türkiye’nin tarım arazilerinin 10 katı büyüklüğünde” dedi. Söz konusu arazilerin enerji amaçlı gıda üretmek, yem üretmek ve başka ülkelere muhtaç olmamak için kullanıldığını belirten Koç, “2007-2008 döneminde yaşanan kuraklık nedeniyle birçok ülke ithalatını azalttı. Üretici ülkeler ürünlerini daha çok stokladı. Bu da gıda fiyatlarının yükselmesine yol açtı. Yükselen gıda fiyatları da birçok ithalatçı ülkeyi zor duruma düşürdü” diye konuştu.
STOK POLİTİKASI DEĞİŞMELİ
Türkiye’nin gıda savaşlarının ortasında kalmaması için stok oranlarını arttırması gerektiğini belirten Koç, “Türkiye’de stok politikası 1 yıl üzerine kurulu. Güvenlik stoklarımızı arttırmalıyız. Özellikle pirinç, şeker, mısır ve buğday gibi stratejik ürünlerde en az 5 yıllık plan oluşturulmalı. Çünkü gıda savaşları dışında iklimsel değişikliklerden dolayı aşırı sıcaklık, yağış, ve kuraklıklar yaşanıyor. Bunlar çok sık olmaya başladı. Birçok üründe hasat azalıyor” dedi. Türkiye’nin özellikle bulunduğu konum gereği komuşu ülkelerinde çok sorun yaşanıyor. Milyonlarca insan Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptı. Gıda savaşlarının daha güçlü yaşanma ihtimali sonrası bunlar da düşünülmeli” ifadelerini kullandı.
MİSİLLEMELER GELEBİLİR
GELECEK dönemde gıda savaşlarının çıkabileceğini söyleyen uzmanlar dışında tam tersini söyleyenler de var. Söz konusu boykot kararının sadece boykot edilen ülkeleri değil Rusya’yı da ciddi şekilde etkileyeceğine değinen Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ozan Eruygur, yaşanan durumun büyümesi halinde, başka boykotları da beraberinde getirebileceğini söyledi. Eruygur şunları söyledi: “AB’nin ve diğer etkilenen ülkelerin Rusya’nın özellikle finans ve bankacılık sektörünü, askeri ve petrol endüstrilerini hedef alan ve etkileri çok yüksek olan misillemeler yapabileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla, bu süreç uzun sürecek bir ‘gıda savaşları’ dönemini getirecek gibi gözükmüyor. Zaten söz konusu boykot Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) anlaşmalarına aykırıdır. AB ve diğer boykot edilen ülkelerin DTÖ’ye başvuracağı açık. Rusya 20 yıl süren bir müzakere dönemi sonunda 2 yıldan az bir süre önce DTÖ’ye girdi. Genel olarak bakılırsa uzun dönemde kayıplar ve misillemeler çok farklı olacağı için, söz konusu boykotun kısa dönemde kalacağı söylenilebilir.”
DENGELER DEĞİŞTİ
ÜLKELERİN gıda ürünleri konusunda kendi kendine yetebilmeyi amaçladığını belirten Ahmet Ali Koç, “Özellikle temel gıda ürünlerinde bu yönde politakalar uygulanır. Ancak toprak ve su kaynakları yeterli olmadığı için bu politikayı gerçekleştiremiyor. Asya ülkelerinin de beslenme alışkanlıkları değişti. Pirinç ve tahıl tüketimini bırakmaya başladılar. Gelirleri yükseldikçe et ve süt tüketimi artmaya başladı. Bunun dünya üzerinde etkileri de büyük olacak. Gıdada dengelerin değişeceği bir döndemden geçiyoruz” dedi.
YENİ VİZYONA İHTİYAÇ VAR
STRATEJİK ürünler konusunda birçok ülkenin önlemler aldığına dikkat çeken Ahmet Ali Koç, “Mısır, şeker kamışı, ayçiçeği, kanola gibi ürünler bioyakıt olarak da üretiliyor. Dünyada birçok ülke tarım ürünleri konusunda stratejiler geliştiriyor. Türkiye’de bu ürünler konusunda dikkatli olmalı. Kırmızı ve beyaz et üretimini arttıran bir Türkiye var. Kısacası Türkiye’nin yeni bir vizyona ihtiyacı var” diye konuştu.
İHRACAT PAZARLARINA DİKKAT!
RUSYA’nın AB ülkeleri ve ABD’ye uyguladığı gıda ithalatı ambargosu sonrası Türkiye’den daha çok ürün talep etmesi ve Türkiye’ye heyet göndermesi büyük heyecan yarattı. Yaşanan gelişmeler sonrası uzmanlar Rusya’ya yapılan gıda ihracatının artacağını ifade ederken, uyarılarda da bulunmayı ihmal etmedi. Türkiye’nin Irak, Suriye ve Rusya gibi ülkelere gıda ihracatının çok iyi noktalarda olduğunun altını çizen uzmanlar, ancak Türkiye’nin gıda alanında pazarlarını geliştirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Rusya’nın hamlesinin politik olduğunu belirten uzmanlar şunları söyledi: “Gıda savaşlarının çıkabileceği gelecek dönemde Türkiye gıda alanında önemli bir aktör olarak göze çarpıyor. Ancak Rusya’nın ambargo kararı sonrası Avrupa’da hamle yaparsa Türkiye zor durumda kalabilir” dedi.
STANDART GEREKİYOR
Türkiye’nin 6 aylık gıda ihracatının 7.2 milyar dolar seviyelerinde olduğunu belirten uzmanlar şu ifadeleri kullandı: “Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10’luk artış oranı yakalandı. Bu sevindirici bir gelişme. Ancak Türkiye kolay yolu seçip daha rahat ürün gönderdiği ülkeler yerine AB ülkelerine ürün satmayı denemeli. Ürünlerini AB standartlarına uygun hale getirmeli. Gelecekte bu tip ambargoların olacağını düşünerek hareket etmeli. Aksi takdirde elimizdeki pazarları da kaybedebiliriz.”