Süddeutsche Zeitung gazetesinde yer alan habere göre ateşli silahların yol açtığı ölümlerin sayısı, ABD’nin tarihindeki tüm savaşlarda ölen kişilerin sayısından fazla.
ABD yetkilileri, yıllardır sorunun korktukları kadar kötü olmadığını ya da meselenin kendi kendine hallolacağını ve böylelikle yeryüzündeki en önemli jeo-stratejik toprakların bir bölümü üzerine kurulu eski bir müttefik hakkında zor kararlar alma durumuyla karşı karşıya kalmaktan kurtulacaklarını umdular. Ancak ihtiyat galip gelmedi.
Pazar günü Orlando’da 49 kişinin ölümüyle sonuçlanan kitlesel silahlı saldırı eyleminin ardından, ABD’de bireysel silahlanmanın kolaylığı yeniden gündemde.
Eylemciler Almanya’nın Ramstein’daki İHA’lar hakkındaki sessizliğini eleştirirken “ABD’nin İHA saldırılarının Ortadoğu’da terörist gruplara katılımı arttırdığını, Ramstein üssünün kapatılmasının gerektiğini” ifade etti.
“Hayır, 10.000 mil öteye gidip beyaz köle efendilerinin beyaz olmayan başka bir millet üzerine baskı kurmalarına, onları öldürmelerine, evlerini yakmalarına yardımcı olmayacağım. Gün böyle kötü işlerin sona ermesinin günüdür.”
Chomsky’i endişelendiren bir diğer husus, Obama’nın nükleer silah politikası: “Obama’nın trilyon dolarlık nükleer silah sistemini modernize etme programı, atılması gereken adımın tam tersi”
ABD yönetiminden bir yetkili AFP’ye verdiği demeçte, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen’de sivillerin de yaşadığı bölgelerde misket bombası kullandığının bilindiğini belirtti. Yetkili, “Bu konudaki endişeleri çok ciddiye alıyoruz ve bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.
Türkiye Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, birkaç yıl önce silahlı insansız hava aracı (İHA) projesini ABD’nin reddetmesinin ardından Türkiye’nin kendi başına bu sistemleri geliştirdiğini anlattı.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Okinawa’da eski ABD piyadesi Kenneth Franklin Shinzato tarafından öldürülen genç kadını hatırlattı. Abe, Obama’ya Japonya’nın duyduğu öfkeyi aktardığını ayrıca, söz konusu suçun bir benzerinin yaşanmaması için gerekli adımları atmasını istediğine dikkat çekti.
Çin, Güney ve Doğu Çin denizlerinin büyük bölümünde hak iddia ediyor. Güney Asya Denizi’ndeki diğer ülkeler de zengin kaynaklara sahip olduğu düşünülen bölgede hak iddiasında bulunuyor.
