Asker Hakları Platformu gönüllülerinden Kerem Çiftçioğlu ile, Radikal gazetesi yazarı İsmail Saymaz, 30 Ekim Perşembe günü saat 18.00′de Depo’da Zorunlu Askerliğin Sorunlu Hallerini konuşmak üzere düzenlenecek paneller serisinin ilkinde bir araya geliyor.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Başbakan’a yönelttiği soru önergesine, Milli Savunma Bakanlığı tarafından verilen yazılı cevapta, yapılan araştırmalar sonucunda intiharların büyük çoğunluğunun; ruhi bunalım sonucu gerçekleştiği, bunun dışında ailevi problemler, sağlık sorunları, maddi yetersizlik gibi çeşitli sebeplerin de intihar davranışı için birer etken olduğunun tespit edildiği belirtildi.
Bilecik’te 8 yıl önce askerlik yaptığı sırada mide kanaması sonucu yaşamını yitiren Akın Ergün’e sedyede tokat attığı gerekçesiyle, o dönem tabip üsteğmen olan M.A.D.’ye, 25 gün hapis cezası verildi. Bu ceza ertelendi.
Ankara ’da, 2010 yılında kışlanın kantinini geç açtıkları gerekçesiyle, er Samet İzci’yi bayıltana kadar dövüp kulağının zedelenmesine yol açan, er Metin Deniz’i de yumruklayan Astsubay Şadi Bahadır Köklü’ye iki ayrı suçtan toplam 4 ay 5 gün hapis cezası verildi.
Sanki emir kulu erlere işkence yaptırılıp öldürülen er Uğur Kantar bir şiddet sistemi kurbanı değilmiş… “Arkadaşı kazayla vurdu” denen Sevag Balıkçı “sistemli nefret” kurbanı değilmiş gibi.
Körfez Hava Radar Komutanlığı’nda görevli olduğu dönemde 2 askere, evinin bahçe düzenlemesini yaptırıp ot ve çöpleri toplattırdığı, ayrıca birliğe ait jeneratörü evinin inşaatında kullandığı iddiasıyla Albay V.G. hakkında 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
“Ben izin alıp gittiğimde H. komutanımız ‘Olayı kim gördü’ diye sorunca Keskin ortaya atlayıp her şeyi tıpkı benim gibi anlatmış. Öyle olunca bu arkadaşa biraz eziyet etmişler. “
“Çavuş O.T. kafamı dolabın içine sokup iki saat künye patlattırdılar. O sırada arkamdan ayaklarıma tekme attılar. ‘Bağır’ diye benimle dalga geçip psikolojimi bozdular. Bu yüzden stres yaptım, on gün boyunca konuşamadım. Sonra yedi gün kekeme olarak konuşmaya başladım.”
Askeriyede gördükleri dayak, hakaret gibi kötü muameleden sonrasındaki yaşamlarında erkekler -ki gün geçmiyor kadına şiddet uyguladıkları haberleri çıkmasın- kadına şiddetin acizlik ve suç olduğu bilincine nasıl varacaklar?
“Çavuşlar benim çocuğumu almış, tuvalete götürmüş, çenesine, kulağına, burnuna vurmuşlar. Gördüğümde gözünün altında morluk vardı. İlk gün daha kötüymüş. Burnunda sürekli kanama olunca sevk etmişler.
