Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) bugün açıklanan 2011-2015 yılları arasındaki dünyadaki silah ticareti hareketleri raporuna göre en büyük silah satıcıları sıralamasında 16. sırada yer alan Türkiye, en büyük silah alıcıları sıralamasında ise 6. sırada yer alıyor.
Der Spiegel’in ‘NATO, Türkiye’yi uyardı: Rusya’ya karşı koşulsuz koruma söz konusu değil’ başlığıyla duyurduğu haberde, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn’un, NATO’ya üye olan ülkelere desteğin şartsız olmadığını vurguladığı belirtildi.
BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Venezuela Büyükelçisi Rafael Darrio Carreno, “Konsey, Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik saldırısından kaygı duymaktadır.” ifadelerini kullandı.
Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesi sonrası Rusya ile başlayan gerilim Rusya’nın bir numaralı düşmanı Ukrayna ile Türkiye’yi yakınlaştırdı.
Her yıl 50 değişkene göre ülkelerin ordularının gücünü hesaplayan Global Firepower’a göre bu yıl dünyanın en güçlü orduları sıralamasında ABD, Rusya ve Çin başı çekiyor.
Kırım Tatar Meclisi’nin eski lideri ve Ukrayna parlamentosu üyesi Mustafa Cemilev, “Ukrayna Savunma Bakanlığı’na üç gün önce Türkiye’nin askeri organlarından gelen bir mektup ilettim. Bu mektupta, (Ukrayna’ya) gerekli askeri ekipmanları göndermeyi değerlendirmeye hazır oldukları yazıyordu” dedi.
Eski başkanlardan Bill Clinton, George W. Bush ve Başkan Barack Obama döneminde de bir süre öncesine kadar, Amerika Dışişleri Bakanlığı’nda kıdemli danışman olarak görev yapan Columbia Üniversitesi Barış ve İnsan Hakları Bölüm Başkanı Profesör David Phillips, ABD ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan fikir ayrılıklarıyla ilgili görüşlerini Amerika’nın Sesi’ne açıkladı.
İngiliz Times gazetesinin bugün yayımlanan editoryal yazısında dünyanın git gide istikrarsızlaştığı yorumu yapılırken gerilim kaynağı üç gelişmeye dikkat çekiliyor. Birincisi, Kuzey Kore’nin füze denemeleri, ikincisi Rusya ile Türkiye arasındaki gerilim, üçüncüsü ise Ukrayna gerilimi.
Erdoğan’ın bir numaralı gündem maddesi, yakın dönemde açık farkla bir seçim ve bir referandum kazanıp ‘tek adamlığı’na anayasal kılıf uydurmaktır. Bunun için yapmayacağı şey yoktur. Yazın bir kenara: Buna savaş da dâhildir. Verdiği sinyaller son derece tehlikeli. Türkiye Suriye’de ‘savaş tuzağı’na çekilebilir.
“Bu meseleyi başkanlık sistemini getirecek bir anayasa reformu karşılığında bir çeşit özerklik pazarlığının bir parçası olarak gördü. HDP’nin dinamizmini fark ettiği anda ise Kürtler içindeki şiddet karşıtı barışçıl sesleri marjinalize etme yoluna gitti. Bu sefer de başkanlık hayali için barış sürecini terk etti.”
