Yargılanma sürüyor: “Vicdani retçiler cezaevi yolunda!”
Anayasa Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kararlarında, Meclis Dilekçe Komisyonu raporunda vicdani ret hakkının açıkça tanınması, birçok siyasi parti ve örgütün birçok açıklamasında vicdani ret hakkının tanınması çağrı yapılmasına, rağmen Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivistlerinin yargılanması sürüyor…
Haluk Selam Tufanlı ve Halil Karapaşaoğlu’nun davalarına yaz boyunca devam edilmişti, bir sonraki davalarının görüleceği tarih yarın! Adil yargılanma ile ilgili Anaysa Mahkemesinde olan Murat Kanatlı’nın da davaları, karar açıklandığı için yarın yeniden Askeri Mahkemeye geri dönüyor…
Anayasa Mahkemesindeki sürecin tamamlanması ile fiilen artık vicdani retçiler cezaevi yolundadır!
Mahkemedeki duruşma süreçleri tamamlandığından, daha önce de deklere edildiği gibi verilmesi muhtemel para cezaları ödenmeyeceği için, yargılanmakta olan üç vicdani retçi mahkeme tarafından yeniden suçlu bulunursa bir süre sonra cezaevine yeniden gireceklerdir.
Böylesi koşullarda geçtiğimiz aylarda Meclis Dilekçe Komisyonu raporu çerçevesinde İnisiyatif olarak Meclis Başkanlığına ziyaret gerçekleştirerek Anayasa Mahkemesinin yasa koyucunun yasal düzenleme yapması konusundaki karardaki görüşlerinin yeniden değerlendirilmesi için, meclise ziyaret etme girişim yaptık, çeşitli hükümet temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirdik ama henüz somut sonuç ortaya çıkadı!…
Yarın, Haluk Selam Tufanlı, Halil Karapaşaoğlu ve Murat Kanatlı’nın Askeri Mahkemede yargılanmasına devam edilecek…
Önemli bir kavşakta olduğumuz, belki de vicdani retçilerin cezaevine girme sürecinde önemli bir kavşakta bulunduğumuz bugünlerde, Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak, tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini, 20 Eylül, Perşembe günü, saat 13:00’te Askeri Mahkeme önündeki buluşmaya çağırırız…
Meclis Dilekçe Komisyonu kararı üzerine
Meclise verdiğimiz dilekçe üzerine toplantılar yapan Dilekçe Komisyonu, üyesi olan milletvekillerinden Fazilet Özdenefe, Dr. Esat Ergün Serdaroğlu, Dr. Hüseyin Erçal, Dr. Ahmet Kâşif’in oybirliği görüşü ile 5 Ekim 2017 tarihli raporunda şu görüşlere vurgu yapmıştı:
“Komitemiz, değerlendirmesini yaparken uluslararası hukuku, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini de göz önünde bulundurmuştur. Bu noktada Komitemiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin savaş karşıtı inançlara mensup kişilerin, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek istememesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9’uncu maddesi kapsamında koruma altına alındığını tespit etmiştir.
Komitemiz, Anayasanın 74’üncü maddesinin vicdani ret hakkının tanınmasının önünde mutlak bir engel olduğu görüşünü de değerlendirmiştir. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin bahse konu ile ilgili D. 2/2013 Sayılı Kararı ürettiği ve bu Kararda da, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önerdiği gibi bir düzenlemenin yapılmasının ancak Yasa Koyucunun, yani Yasama Organının takdiri ile mümkün olabileceğinin ve bu bağlamda Anayasanın 74’üncü maddesinin de dikkate alınarak bir düzenleme yapılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Komitemiz, bahse konunun Anayasa tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerle de bağlantısı nedeniyle hassas ve önemli bir konu olduğunu, insan hakları temelinde, uzman kişilerle birlikte sağlıklı bir şekilde tartışılıp detaylı olarak ve tüm yönleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varmıştır.
Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.”
Meclisin böylesi bir rapor hazırladığı, dörtlü hükümetin de bunu hükümet programına aldığı koşullarda vicdani retçilerin hala askeri mahkemede yargılanıyor olmasının nedenini anlamak mümkün değildir.
Başsavcılık kamu yararı için davalar açar. Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak bu davalarının artık kamu yararı için açılmasını gerektirecek koşullarının ortada kalktığına inanmaktayız. Meclis süreci başlamıştır. Hükümette olan siyasi partilerin önemli kısmı bunun yasallaşması için irade beyan etmiştir, vicdani rettin suç olmaktan çıkması artık zamana bağlı teknik bir süreçtir.
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, kamu yararı olmayan, meclisin bile insan hakları olduğunu raporladığı vicdani ret hakkını kullananların özgürlüklerinin kısıtlanması, hapsedilmesi ile sonuçlanabilecek bu davaların geri çekilmesi gerektiğine vurgu yapar…