17 Gündür Devam Eden Nükleer Müzakerelerde Anlaşma Sağlandı: İran’a Ambargo Kalktı

Reuters, İran’ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında Tahran’a uygulanan ekonomik yaptırımların hafifletilmesini öngören anlaşmanın taraflarca kabul edildiğini belirtti. Ajansa konuşan İranlı bir diplomat, “Sıkı çalışma sonucunu verdi ve anlaşma sağladık” dedi.

Batı ile İran, Nükleer Müzakerelerde Anlaştı

14 Temmuz 2015 Salı 09:14
Nükleer müzakereleri sürdüren İran ve P5 1 ülkelerinin anlaşmaya vardığı bildirildi. Anlaşmanın ardından İran’a uygulanan pek çok yaptırım ve ambargo kaldırılacak.

Reuters, İran’ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında Tahran’a uygulanan ekonomik yaptırımların hafifletilmesini öngören anlaşmanın taraflarca kabul edildiğini belirtti. Ajansa konuşan İranlı bir diplomat, “Sıkı çalışma sonucunu verdi ve anlaşma sağladık” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Üst Düzey Stratejik İletişim Danışmanı Marie Harf de, Twitter’dan yaptığı açıklamada, P5+1 ile İran’ın son olarak yerel saatle 10.30’da bir toplantı yapacağını ve sonrasında basın toplantısı düzenleneceğini duyurdu.

Diplomatik kaynaklar da, 100 sayfalık anlaşma metninin neredeyse tamamının üzerinde uzlaşıya varıldığını sadece silah ambargosuyla ilgili görüş ayrılığının giderilmeye çalışıldığını belirtiyor.

AMBARGOLAR KALKACAK

İki haftadan uzun süredir yoğun biçimde devam eden görüşme maratonundan çıkan olumlu sonuçla İran’a uygulanan çeşitli yaptırımlar ve ambargolar kaldırılacak.

DÜNYANIN GÖZÜ ORADAYDI

Dünyanın gözü, Avusturya’nın başkenti Viyana’da Almanya ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın oluşturduğu P5+1 grubu ile İran arasında 17 gündür devam eden nükleer müzakerelerdeydi.

KERRY ‘HALEN UMUTLUYUM’ DEMİŞTİ

Yüz sayfalık anlaşma metni üzerinde çalışmalar devam ederken dün ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ikili bir görüşme gerçekleştirmişti. Kerry, bazı zor konuların çözülmesi gerektiğini söylerken “Sanırım bazı somut kararlar alıyoruz. Halen umutluyum” demişti.

İran’ın yarı resmi ajansı Fars’a konuşan İran Dışişleri Bakanı Zarif ise “Yeni bir erteleme olmamalı. Ama gerektiği sürece de görüşmelere devam edebiliriz” ifadesini kullanmıştı.

Müzakereler 30 Haziran’da nihai anlaşmaya varılamaması üzerine önce 7 Temmuz ardından da 13 Temmuz tarihine kadar uzatılmıştı.

2 NİSAN UZLAŞMASI

* 12 yıllık sürecin ardından İsviçre’nin Lozan kentinde 2 Nisan’da varılan uzlaşmaya göre İran, gelecek 10 yıl boyunca sadece Natanz nükleer tesisinde uranyum zenginleştirecek. Bunun dışındaki tesislerde bulunan santrifüjler depoya kaldırılacak.

* Çalışır durumdaki santrifüj sayısı üçte iki oranında azaltarak 6 bin civarına indirecek ancak bunların sadece 5 binini zenginleştirme işleminde kullanabilecek.

* Zenginleştirme oranı yüzde 3,67’de tutulacak. Zenginleştirme işleminde sadece düşük verimli olan eski nesil IR-1 santrifüjleri kullanılacak. Santrifüjlerle ilgili araştırmalar da denetime tabi tutulacak.

* İran gelecek 15 yıl süresince yeni uranyum zenginleştirme tesisi yada ağır su reaktörü inşa edemeyecek.

* İran 10 bin kilogram olan zenginleştirilmiş uranyum stokunu 300 kilograma indirerek 15 yıl süreyle bu miktarda tutacak, geri kalanını Rusya’ya gönderecek.

* Fordo nükleer tesisinde 15 yıl süreyle santrifüj ve fisil madde bulunduramayacak ancak bilimsel deney yapabilecek. Arak ağır su reaktörü UAEA denetçileri nezaretinde hafif su reaktörüne çevrilecek.

MÜZAKERE SÜRECİ

İran ile 5+1 ülkeleri arasında 24 Kasım 2013’te İsviçre’nin Cenevre kentinde geçici bir anlaşmaya imza atıldı. Nükleer faaliyetlerin kısıtlanması karşılığında yaptırımların gevşetilmesini öngören anlaşmaya göre, 20 Temmuz 2014’e kadar kapsamlı bir anlaşmaya ulaşması hedefleniyordu.

Bu kapsamda Şubat – Temmuz 2014 arasında gerçekleştirilen yedi turlu müzakereler sonucunda taraflar arasında “derin farklılıklar” olduğu gerekçesiyle süreç dört ay uzatıldı.

Ağustos – Kasım 2014 arasında dört ay boyunca yürütülen müzakerelerde ilerlemeler kaydedilmesine rağmen kapsamlı bir çözüme ulaşılamadı ve müzakereler yedi ay daha uzatıldı.

Taraflar 2 Nisan 2015’te İsviçre’nin Lozan kentinde “çerçeve uzlaşmaya” vardıklarını ve kapsamlı anlaşma metnini 30 Haziran’a kadar yazacaklarını açıkladı. Ancak gecikmeler nedeniyle anlaşma Temmuz ayına sarktı.

2 NİSAN’DAKİ ANLAŞMAYA NASIL GELİNDİ?

2002: İran Ulusal Direniş Konseyi, Arak’taki ağır su üretim tesisinin konumu ve Natanz’da nükleer yakıt üretim tesisinin inşası hakkında detayları yayınladı. Bu olayın ardından Batı ülkeleri İran’ın nükleer silah geliştirdiği konusunda endişelerini dile getirdi.

2003: Irak’ın işgali sürerken, dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Natanz tesisinin varlığını doğruladı. Hatemi, Natanz’ın yalnızca nükleer santraller için düşük zenginleştirilmiş uranyum yakıtı üretme amacı taşıdığını söyledi. İran, Birleşmiş Milletler nükleer gözlemcisinin ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın (UAEA) Natanz’a ziyaret isteğini kabul etti. İran, UAEA’nın Kalaye Elektrik’i ziyaret etmesine izin verse de denetimcilerin numune almalarına izin vermedi. UAEA’nın raporunda İran’da yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum izine rastlandığı vurgulandı. Raporun ardından İngiltere, Almanya ve Fransa, İran’ın nükleer politikaları sorununu hedef alan bir diplomatik çaba başlattı. ABD bu görüşmelerde bulunmayı reddetti. İran Almanya, Fransa ve İngiltere’yle, Tahran Deklarasyonu olarak bilinen anlaşmaya vardı. UAEA’yla tam anlamıyla bir işbirliği içinde olacaklarını belirten İranlı yetkililer, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya alacaklarını vurguladı. Ne var ki, anlaşma uygulanmadı.

2005: Mahmud Ahmedinejad İran’ın cumhurbaşkanı seçildi. Ülkesinin nükleer programına desteğiyle bilinen Ahmedinejad, tüm yaptırım tehditlerine rağmen Arak ağır su reaktörünün temelini attı. Birleşmiş Milletler’de bir konuşma yapan Ahmedinejad, İran’ın nükleer programını geliştirmeye hakkı olduğunu söyledi.

2006: BM Güvenlik Konseyi, oylama sonucu, İran’a uranyum zenginleştirme ve balistik füze malzemelerinin ihracı ve ithaline ambargo getirme kararı aldı. Oylamanın ardından İran, uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayacaklarını duyurdu. Nisan ayında Ahmedinejad, İran’ın nükleer teknolojiye sahip ülkeler arasında olduğunu açıklarken, bu teknolojinin silah üretmekte kullanılmadığını belirtti. Haziran’da P5+1 kuruldu.

2009: ABD Başkanı Barack Obama, Fordo’da, yer altında bir zenginleştirme tesisi bulunduğunu açıkladı.

2013: ABD, İranlı yetkililerle gizli görüşmelere başladı. Görüşmeler P5+1’deki partnerlerden de gizli tutuldu. Haziran’da Hasan Ruhani İran Cumhurbaşkanı seçildi. Ruhani’nin Ahmedinejad’a göre daha ılımlı ve pragmatik olduğu ifade edilirken, nükleer müzakerelere de açık olduğu konuşulmaya başlandı. Eylül’de Obama Ruhani’yi aradı. Bu görüşme, ABD ve İran arasında 1979’dan bu yana meydana gelen ilk doğrudan temastı. Telefon görüşmesinin yanı sıra, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, İranlı mevkidaşı Cevad Zarif’le görüşmesi de iki ülke arasında işbirliği döneminin başlangıcı olarak nitelendi. Kasım’da İran ve P5+1 ülkeleri arasında bir geçici anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında İran’ın nükleer faaliyetleri kısıtlandı, yaptırımlar ise kısmen kaldırıldı.

2014: Temmuz’da İran ile P5+1 arasındaki geçici anlaşmanın süresi dört ay uzatıldı. Kasım’da ise bir kez daha nihai anlaşmaya varılamadı ve tarih bu kez yedi ay uzatıldı. 2015’in Mart ayında çerçeve anlaşmaya varılması hedeflendi.

2015: Taraflar İsviçre’nin Lozan kentinde toplandı ve 2 Nisan’da uzlaşma sağlandığı duyuruldu.

http://www.haberler.com/iran-ve-batili-devletler-nukleer-muzakerelerde-7506956-haberi/

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org