Yannis Vasilis Yaylalı ve Necdet Encü hakkında Roboski Katliamı’nın 4. yılında Roboski’de gerçekleştirilen vicdani ret atölyesi çağrısı ve açıklamalar neden gösterilerek “halkı askerlikten soğutma suçu” kapsamında açılan davanın ilk duruşması bugün Uludere Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
Bugün gerçekleştirilen duruşmaya “halkı askerlikten soğutmak suç değildir” demek ve hukuki anlamda dayanışma içinde olmak için Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal da katıldı. Duruşmaya Roboski Katliamı’nda oğlu Hamza Encü’yü yitiren Kadriye Encü ve barış aktivisti Meral Geylani de katıldı.
Barış aktivistleri Yannis Vasilis Yaylalı ve Meral Geylani hakkında ayrıca evlerinde beraber açıkladıkları özyönetim neden gösterilerek “halkı kanunlara uymamaya tahrik” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması da görüldü.
“Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla yapılan yargılamada, Yannis Vasilis Yaylalı’ya aynı hakimin, aynı suçtan dolayı daha önce ceza vermiş olması gerekçe gösterilerek reddi hakim talebinde bulunuldu. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.
Daha sonra söz alan Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Avukat Gökhan Soysal, halkı askerlikten soğutmanın suç olmadığını, halkı askerlikten soğutmayla ilgili TCK’nin 318. maddesinde yer alan suçun uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırı olduğunu, ilgili maddenin Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetiminden geçmesi gerektiğini vurguladı. Bununla ilgili mahkemeye 9 sayfalık bir dilekçe sundu. Ancak Uludere Asliye Ceza Mahkemesi hakimi bu talebi de reddetti.
Açıkladığı vicdani ret açıklaması nedeniyle aynı davada sanık durumunda bulunan Necdet Encü ise duruşmaya katılmadığı için hakkında zorla getirme kararı çıkarıldı.
Özyönetim açıklaması nedeniyle görülen davada da Meral Geylani beraat ederken Yannis Vasilis Yaylalı 6 ay cezaya çaptırıldı. Duruşma sırasındaki hal ve tavırları mahkeme tarafından göz önüne alınarak Yannis Vasilis Yaylalı’nın cezası 5 aya düşürüldü. Yannis Vasilis Yaylalı ise hükmü temyiz edeceğini açıkladı.
İlgili duruşmalar kapsamında barış aktivistleri Meral Geylani ve Yannis Vasilis Yaylalı yazılı bir açıklamada bulundu:
Bu güne kadar susmadık, bundan sonra da susmayacağız, savaş suçuna ortak olmaktansa barış suçu işlemeye devam edeceğiz
Bugün buraya gelerek bize destek veren Roboski aileleri, dostlarımız ve yoldaşlarımızın bize verdikleri destek direkt olarak savaş karşıtı tutumumuza ve barış istemimize verdiği destek olarak ifade etmek gerekiyor. Bu tutumlarından dolayı ailelerimize ve arkadaşlarımıza öncelikle çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle Roboski ailelerinin AYM’ye başvurmasından 20 ay sonra 53 başvurucudan üçünün evrakları eksik teslim edildiği gerekçesi ile ret edilmesini kınadığımızı ifade etmek istiyoruz. AYM’nin verdiği bu karar Roboski katliamı dosyasında ile zamana yayarak unutturma konseptinin hala devrede olduğunu da göstermektedir. Bu konu da kamuoyunun daha duyarlı olması çağrısını da buradan yapmak istiyoruz.
90’lı yıllarda bu coğrafyada yapılmayan kalmadı, köy yakmalarından tutun, zorla köy boşaltmaları ve zorla koruculaştırmalara kadar, bu halka karşı yapılmayan ne kaldı. Yer gök Türk’e biat etsin diye yapılmayan katliam kalmadı, peki sonuç ne oldu, bir şeyi yok saydığın zaman o sorun çözülüyor mu? Ardınız da binlerce yakılmış köy bıraktınız, 400’ün üzerinde toplu mezar bıraktınız, yaptığınız savaş da 100 bin’den fazla insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu da ne oldu, neyi çözdünüz size soruyorum. O yıllarda bu coğrafyaya zalimlikten ve zulümden başka ne getirdiniz.
Bugün aynı yöntemler ile şehirleri, top ve tanklar ile teslim almaya çalışıyorlar. Yüzlerce sivil bu savaşta yaşamını yitirdi. IŞİD’in Kobani’ye yapamadığını bugün devlet kendi halkına karşı Cizre’de, Silopi’de, Sur’da Nusaybin’de ve bir çok il ve ilçede yaptı ve yapmaya devam ediyor. Dün bu coğrafyanın dağlarında köylerinde yaptığımız hatayı, bugün TC devletinin çok acımasız şekilde bu coğrafyanın şehirlerinde uygulamakta olduğunu görmekteyiz. 90’lı yılların acısı ve travması ile yüzleşemeden, yeni ve daha tehlikeli bir savaşın içerisine girildiğini görmekteyiz. Bu zamana kadar diğer hükümetlerin başaramadığı ‘bir arada yaşama duygusu’ ne adı altında olursa olsun bugün yürütülen bu savaş ile yok olabilir. Bu sürecin büyük handikaplarına karşı savaş karşıtı, anti-militarist ve barış aktivistleri olarak bir kere daha devleti duyarlılığa ve bu savaşı sonlandırarak tekrar müzakere sürecine dönmeye çağırıyoruz. Devlet çözüm sürecini terk edip, savaş sürecine başladığından beri, Kürt halkına karşı yürütülen bu savaşı sorgulayan anti militaristleri, savaş karşıtlarını ve barış mücadelesi verenleri hedefine koymuş durumda olduğunu görmekteyiz.
24 temmuz sonrası başlayan ve bugün nerede ise iç savaşa dönüşmeye yüz tutmuş sürecin etkisi ile hakkımızda ‘HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAK’tan ve ÖZYÖNETİM soruşturmaları açılmış ve bugün ise bu durum mahkemeye dönüşmüş durumdadır. Savaşın fiili olmadığı dönemlerde nerede ise kadük durumuna düşen TCK 318. madde yani ‘Halkı askerlikten soğutmak‘ suçu yeni savaş dönemi ile birlikte tekrar devreye sokuldu. ‘Halkı askerlikten soğutmak’ diye bir suç olamaz, TCK’de ‘halkı askerlikten soğutmak’ diye tanımlanan garabet durum aslında varlığını zorunlu askerliğin korunması ve vicdani reddin tanınmamasından alır. Bu yüzden bu durum bir an önce düzeltilmeli ve 2006 yılından itibaren düzenli şekilde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin istediği düzenlemeleri Türkiye Devleti bir an önce yerine getirmeli ve bu düzenlemeleri yapmalıdır.
Bir kere daha 90’lı yıllar da olduğu gibi Türkiye büyük bir kışlaya çevrilmeye çalışılıyor. Biz bu büyük kışla’ da yeniden asker olmayı ret ediyor, susarak bu savaşa ortak olmak istemiyoruz. Bu yüzden sizin bugün suç gördüğü ve bu uğurda bizi cezalandırmak için sürekli karşımıza çıkardığınız ‘halkı askerlikten soğutmak’ fiilini toplumumuzun normalleşme için olmaz ise olmaz gördüğümüz için savaş suçuna ortak olmaktansa barış suçunu seve seve işlemeye devam edeceğimizi buradan bir kere daha deklere ediyoruz.
Bugün buradan Türkiye’nin büyük bir kışlaya dönmesini istemeyen savaş karşıtlarına, anti militaristlerine, vicdani retçilerine de seslenerek, bugün değilse ne zaman diyerek bir adım daha ileri çıkarak, bu deliliğe karşın sesinizi daha fazla yükseltin diyoruz.
Roboski’de Yaşayan Barış Aktivistleri
Meral Geylani & Yannis Vasilis Yaylalı
**
Yannis Vasilis Yaylalı’ya açılan 3. davanın ikincisinde de ceza verildi
Barış aktivistlerini yıldırmak için ardarda davalar açılıyor
04 Mart 2016 Cuma 12:56
Mehmet Göcekli / Demokrat Haber
Roboski katliamı ardından Roboski’ye yerleşerek bölgedeki barış ve adalet mücadelesine destek veren Yannis Vasilis Yaylalı’yı yıldırmak için art arda davalar açılıyor ve kısa sürede cezayla sonuçlandırılıyor.
Uzun süredir “vicdani ret” ya da “halkı askerlikten soğutma” ile ilgili davalar açılmaz, ya da açılan davalar uzun süreçlere yayılırken son aylarda Yannis Vasilis Yaylalı’ya 3 ayrı dava açıldı, bunlardan ikisinde alelacele ceza verildi.
3 Mart günü Uludere Asliye Ceza Mahkemesi’nde Roboki’deki barış aktivistleri iki ayrı davada yargılandı. Roboski’deki vicdani ret çalışmaları nedeniyle daha önce 6 Ocak 2016 günü 7 ay 15 gün ceza verilen Yannis Vasilis Yaylalı’ya dün görülen ikinci davada da 5,5 ay hapis cezası verildi.
Dün görülen ilk davada barış aktivisti Yannis Vasilis Yaylalı ve Roboski ailelerinden Nejdet Encü hakkında Roboski katliamının 4. yıl dönümünde vicdani ret çağrısı yaptıkları gerekçesiyle “halkı askerlikten soğutma” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması gerçekleştirildi.
Duruşmaya Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal, Roboski Katliamı’nda oğlu Hamza Encü katledilen Kadriye Encü ve barış aktivisti Meral Geylani de katıldı.
Yannis Vasilis Yaylalı, aynı mahkemenin hakkında açtığı 3. davada 6 Ocak günü ‘halkı askerlikten soğutma’ iddiası ile görülen duruşmada esasa dönük savunma hakkının bilerek gasp edildiğini, kendisine 7 ay 15 gün ceza verildiğini, mahkemenin gerekçeli kararının ifade şekli ve yaklaşımı ile hakimin anti-militaristlere, vicdani retçilere yaklaşımın tarafsız olmadığı gerekçesi ile ‘reddi hakim’ talep etti. Mahkeme reddi hakim talebini reddetti.
Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Avukat Gökhan Soysal, halkı askerlikten soğutmanın suç olmadığını, halkı askerlikten soğutmayla ilgili TCK’nin 318. maddesinde yer alan suçun uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırı olduğunu, ilgili maddenin Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetiminden geçmesi gerektiğini vurguladı. Bununla ilgili mahkemeye 9 sayfalık bir dilekçe sundu. Uludere Asliye Ceza Mahkemesi hakimi bu talebi de reddetti.
Vicdani ret açıklaması nedeniyle aynı davada sanık durumunda bulunan Necdet Encü hakkında duruşmaya katılmadığı için hakkında zorla getirme kararı çıkarıldı ve ikinci duruşma için 26 Mayıs 2016 tarihine gün verildi.
EVİNDE ÖZYÖNETİM İLANINA 5,5 AY HAPİS
Verilen kısa ara ardından ikinci davanın duruşmasına geçildi. “Devletin asker, polis, zulüm ve katliamının olduğu yerde öz yönetimimizi ilan ediyoruz” diyerek kendi evlerinde öz yönetim ilan eden barış aktivistleri Meral Geylani ve Yannis Vasilis Yaylalı hakkında “halkı kanunsuzluğa tahrik” etmek gerekçesiyle başlatılan soruşturmanın ilk duruşması görüldü.
Meral Geylani beraat ederken, Demokrat Haber’deki ‘Öz yönetim En Meşru Haktır’ yazısı yüzünden Yannis Vasilis Yaylalı ise 6 ay hapis cezasına çaptırıldı. Duruşma sırasındaki hal ve tavırları göz önüne alınarak cezası 5,5 aya düşürüldü.
“GERİYE NE KADAR HUKUK KALMIŞSA ONU KULLANMAYA ÇALIŞACAĞIM”
Yannis Vasilis Yaylalı mahkeme kararını şöyle değerlendirdi:
”Biz yurttaşların yaptıkları ya da söylediği şeyleri didik didik edenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişilmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun Anayasal olarak kesinleştirilmesidir’ deyince hiçbir şey yapmıyorlar. Biz öz yönetim hakkı ile ilgili eleştiri getirdiğimizde cezalandırmaya maruz kalıyoruz. Bize ceza yağdıranlar söz konusu devlet erkanı olduğunda kıllarını kıpırdatmıyor. Geriye ne kadar hukuk kalmışsa onu kullanmaya çalışacağım. Hakkımda verilen kararı temyiz edeceğim”.
Yannis Vasilis Yaylalı, verilen kararı bugün temyize gönderdi. Ayrıca reddi hakim talebini bir üst mahkemeye iletti.
Çizimler: Meral Geylani (Mahkeme Salonu’ndan)