BARIŞ MİTİNGİ’NE ÇAĞIRIYORUZ:
Hiçbir yalan gerçeklerin üzerini örtemeyecek…
Savaşa Hayır, Biz Barış İstiyoruz!
Endişeliyiz.
Bir kez daha karanlık günlerden geçiyoruz. 7 Haziran seçimleri sonrası Başkanlık hayalleri suya düşen Tayyip Erdoğan ve AKP, iktidarını sürdürmek ve yolsuzlukların, hırsızlıkların, savaş suçlarının üstünü örtmek için halklarımızı bir savaş girdabına sürüklemekten çekinmiyor. Toplumun tüm kesimleri olarak bu provakatif politikaların tuzağına düşmemeli Erdoğan ve AKP’yi tek başına bırakmalıyız.
AKP halklara karşı yürüttüğü saldırı politikasını savaş çıkartarak sürdürmek istiyor. İktidarların savaş çıkartma amaçlı hiçbir kararı zaten kabul edilemez. Hele hele seçim sonuçlarıyla birlikte tek başına hükümet olma şansını kaybeden, istifa etmiş, vekaleten görev yapan AKP’nin geçici hükümetinin toplumun geleceği hakkında böylesi bir savaş kararı almasının hiçbir demokratik meşruiyeti yoktur.
Yıllardır Ortadoğu’da izlediği politikalarla süren savaşın sorumlularından olanlar, çetelere TIR’lar dolusu silah yollayanlar, ülke sınırlarını IŞİD çeteleri rahat girip çıksın diye açanlar, her türlü lojistik desteği verenler, bizleri yeni bir kanlı sürece sürüklemek istiyor. Suruç’ta 31 insanımızın katledilmesinin ardından IŞİD’e karşı göstermelik operasyon yapılmış, ama esas itibariyle AKP kendisine düşman gördüğü muhalif kesimlere dönük yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır. Ülke, en temel demokratik hakların keyfi biçimde askıya alındığı, basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, Eğitim-Sen başta olmak üzere sendikalar, siyasal ve toplumsal kurumlara yönelik baskı ve operasyonların yoğunlaştığı, gözaltılar ve hatta infazların gerçekleştiği, cenazelerin engellendiği, ilan edilmemiş bir olağanüstü hal rejimi altına sokulmaya çalışılmaktadır.
AKP’nin kirli politikasının hedefleri açıkça bellidir.
Başta Kürt halkı olmak üzere tüm muhalif kesimleri savaşmak veya teslim olmak açmazına çekmek istemektedir. Böylelikle toplumda yükselmeye başlayan ortak muhalefet dalgasını dağıtmayı ve savaş ortamı içinde kendi iktidarını sürdürmenin koşullarını yaratmayı istemektedir.
Bizler bu tuzağa düşmemeliyiz. AKP’nin kirli bir savaşı körükleyen, teslimiyet veya savaş ikilemine sıkıştıran provakatif politikalarının tuzağına düşmek yerine Kürtler, Türkler ve diğer halklar ve tüm ezilenler olarak barış bayrağını yükseltmeliyiz.
Bizler biliyoruz!
Savaş ölüm, gözyaşı demektir. Bu toprakların gencecik bedenlerinin toprağa düşmesi demektir. Anne babaların evlatsız, çocukların geleceksiz kalması demektir.
Savaş cinsiyetçiliğin artması, kadınların maruz kaldığı cinayet, katliam, baskı, sömürü ve şiddetin katlanarak artması demektir.
Savaş bu ülkede yaşayan bütün halkların ekmeğine göz koyulmasıdır, emeğinin daha fazla sömürülmesidir.
Savaş bu ülkenin her yerinde talep edilen her türlü hakkın sesinin baskıyla, şiddetle kısılması, demokrasi ve özgürlüklerin bastırılması demektir.
Savaş doğanın öldürülmesi demektir.
Savaşta ölenler savaş kararı alanların çocukları değil, emekçi halkın çocukları olacaktır. Yalanlarla, komplolarla, katliamlarla çıkartılmak istenen bu savaşa karşı çıkmak, engellemek bugünümüz, geleceğimiz ve çocuklarımız için en acil görevimizdir.
Barış Bloku olarak diyoruz ki;
Size bu savaşı yaptırmayacağız!
Barıştan, eşitlikten, kardeşlikten yana olan herkesi sesini yükseltmeye, bu savaşı durdurmaya çağırıyoruz!
• Savaş çığırtkanlığına derhal son verilsin, bombalamalar, saldırılar, operasyonlar durdurulsun. Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatan, yeniden savaşın kapılarını aralayan politikalara son verilsin. Çatışma ortamı sona erdirilsin. Müzakere süreci, topluma açık, şeffaf ve demokratik-yasal bir zeminde yeniden başlatılsın.
• Halklarımıza yıkım, kan ve gözyaşı getiren emperyalist güçler bölgemizden elini çeksin.
• Suriye, Irak başta olmak üzere, bölgemizi kan gölüne çeviren tecavüz ve katliam çeteleri ile ilişkiler derhal kesilsin. “Eğit-Donat” projelerine son verilsin.
• Irkçı, mezhepçi politikalarla, Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere halklara karşı düşmanlığa son verilsin. Halkların ortak yaşam iradelerine saygı gösterilsin.
• Toplumsal muhalefeti bastırmak için gündeme getirilen İç Güvenlik Yasası iptal edilsin.
• Sokaklarda silah sesleri değil barış çağrıları ve türküleri duyulsun.
Haydi Hep Beraber Barışı Örgütlemeye!
9 Ağustos Pazar günü 17:00’de Bakırköy Halk Pazarı’na,
Barış Mitingi’ne!
BARIŞ BLOKU