Tem 12 2020
Türkiye, rejime muhalif bazı isimleri kaçırmak için pek çok ülke ile gizli anlaşmalar imzaladı. Dört BM raportörü tarafından Mayıs ayında kaleme alınan mektupta bazı muhalif isimlerin kaçırılması BM tarafından insan hakları ihlali olarak değerlendirilen Azerbaycan, Arnavutluk, Kamboçya ve Gabon ile Ankara gizli anlaşmalar imzaladı.
Mektuba göre Türkiye Afganistan, Kosova, Kazakistan, Lübnan ve Pakistan’dan da bazı muhalifleri kaçırmak istedi.
Dubai merkezli El Arabiye televizyonunun internet sitesinde yayınlanan habere göre Türkiye diğer ülkelerin koordinasyonuyla 100’den fazla kişiyi kaçırırken, Türkiye’de de 40’dan fazla kişi sokak ortasında kaçırıldı. Mektuba göre kaçırılmaların bazıları çocuklarının gözü önünde yaşandı.
Mektuba göre kaçırılanların çoğu ABD’de yaşayan Fetullah Gülen hareketi ile bağlantılı.
Türkiye’de aralarında gazeteciler, akademisyenler, öğretmenler, asker ve polisler ile işadamlarının da bulunduğu 150 binden fazla kişi hakkında 15 Temmuz 2016’daki darbe ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle işlem yapılmış, onbinlercesi ise tutuklanmıştı.
BM mektubuna göre yabancı ülkelerle yapılan anlaşmalara göre Türkiye muhalifleri yurt dışında da tutuklayarak kaçırabiliyor.
Mektupta, “[Türk] Hükümeti birden fazla ülkeyle terörizm ve ulusötesi suçla mücadele konusunda geniş ve belirsiz referanslar içeren ikili güvenlik işbirliği anlaşmaları imzaladı. Kaynaklar, sözleşmelerin üçüncü ülkelerden sözleşmelere taraf olan “güvenlik riski” olarak kabul edilen herkesin sınır dışı edilmesine veya kaçırılmasına izin vermek için anlaşmaların belirsiz bir şekilde ifade edildiğini iddia ediyor”dedi.
Mektuba göre kaçırılmalar genellikle benzer şekillerde yapılıyor. Türkiye sınırdışı ettiremediği kişileri yasadışı örtülü operasyonlarla kaçırıyor.
Mektuba göre, “Hedefteki kişiler “gün boyunca gözetim altında tutuluyor, ardından sivil kolluk kuvvetleri veya istihbarat görevlileri gizli operasyonla ev baskınları gerçekleştiriyor ve keyfi tutuklamalar yapılıyor.”
Tutuklanan kişi daha sonra zorla belirsiz bir araca bindiriliyor, sınırdışı edilene kadar birkaç hafta belirsiz bir yerde tutuluyor.
Mektuba göre kaçırılan kişiler, zorla bilgi almak için günlerce işkence ve onur kırıcı muamelelere maruz bırakılabiliyor.
Raportörler zorla ifadeleri alınan kişilerle yaptıkları görüşmelerden sonra yazdıkları raporda, kaçırma eyleminde yer alan kişiler yiyecek ve uykudan mahrum bırakarak, tazyikli su sıkarak, elektrik vererek ya da döverek kaçırılan kişileri konuşturmaya çalışıyor.
Mektupta, “Bu işkenceler aile üyeleri ve akrabaların hayatına, güvenliğine yönelik tehditlerle ikiye katlanıyor” şeklinde ifadeler kullanılıyor. Bu iddiaları reddeden Türkiye, BM’nin Haziran ayında gönderdiği mektuba verdiği cevapta tüm iddiaların temelsiz olduğunu öne sürüyor.
Gazeteye konuşan New York merkezli Ortak Değerler İttifakı Başkanı Alp Aslandoğan, Erdoğan rejiminin zulmü yaygınlaştırmak için senaryo bir darbe girişimini tertiplediğini belirtiyor.
Erdoğan daha önce yaptığı pek çok konuşmada yurt dışında yaşayan hainlerin Türkiye’ye getirileceğini, bir kısmının ise MİT tarafından getirildiğini itiraf etmişti.
Türkiye, muhalifleri susturmak için muğlak bir terör tanımı yaparak, istediği kişiyi terörist olarak ilan edebiliyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye’ye muğlak terör tanımını netleştirmesi çağrısında bulunuyor. Örgüte göre pek çok gazeteci bu tanımdan dolayı tutuklu bulunuyor. 2016 yılından bu yana Türkiye’de 319’dan fazla gazeteci tutuklandı ve 189 medya kuruluşu kapatıldı. Türkiye Çin’in ardından en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke olarak biliniyor.
Kaynak: Ahval