Nikolai Popov’dan savaş karşıtı resimli kitap: “Neden?”
Her şey kıskanç bir Fare’nin, Kurbağa’nın elindeki çiçeğe sahip olmak istemesiyle başlar. Aralarında çatışma çıkar. Sorun çözülmez ve bir savaşa dönüşür.
Her şey kıskanç bir Fare’nin, Kurbağa’nın elindeki çiçeğe sahip olmak istemesiyle başlar. Aralarında çatışma çıkar. Sorun çözülmez ve bir savaşa dönüşür.
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş, modern Avrupa’nın savaş karşıtı ilk metnidir. 1515 tarihli bu deneme, savaşa aşina olmayanları ve bu uğurda her türlü riski almaya hazır olanları uyarır.
Disipliner toplumların önceliği sopalamak, kapatmak, yakıp yıkmak değil itaatkâr bedenler inşa etmektir; bunun da yolu bireyi “parçalanabilir” hale getirmekten geçer.
Kitapta, “Erkeklik, Şiddet ve Ordu” başlığı altında, militarist ideolojinin ürettiği ve çeşitli kurumlar aracılığıyla toplum içerisinde yaygınlaştırdığı tek tipleşme tartışılmış, zorunlu askerlik ve vicdani ret hakkı ile ilgili uluslararası ve yerel yasal mevzuatlar örneklerle açıklanmıştır.
Bu çalışma, bu alana ilk kere el atmakta. Yayınlanmış hatıralar ve ilk kere bu kitapta yer alan çok sayıda mülakat sayesinde konuya ışık tutulmakta ve gerçeğin, sanıldığı gibi ne kapkara ne de bembeyaz olduğu gösterilmekte.
İsrail’den Myanmar’a, Pakistan’dan Cezayir’e, Yemen’den Türkiye’ye, İran’dan Endonezya’ya, Mısır’dan Tayland’a onlarca ülkede askeri şirketler ekonominin militarizasyonuna hizmet etmektedirler.
Gitmek, verili sistem tarafından ötekileştirilen bütün mücadele konularını özgürlükçü bir perspektifle sahiplenme, kendi ben’ini gerçekleştirmenin bir yolu olarak kurgulanmış.
Faulkner’ın Yenilmeyenler‘i konuyu savaşın gerisinde olanlar üzerinden ele alması, erkeklik ve militarizmi özdeşleştirmesi, çocukların ve kadınların gözünden savaşı anlatması bakımından kıymetli bir metin. Ayrıca böyle ağır bir konuyu yer yer esprili bir dille anlatabiliyor.
‘Sahi Nedir Faşizm?” çizgi romanı açıkçası pek bir güzel. Faşizmi her şeyden önce bir siyasal ideoloji olarak kabul etmekte fayda var. Berggren, faşizmi 4 temel unsur üzerine kuruyor.
İnsanın doğayla, inançla ve içinde yaşadığı toplulukla kurduğu ilişki biçiminde şiddet, ilk akla geldiği gibi vahşet ve iktidarla değil, dayanışmanın ve gösterinin bir yolu olarak özetlenebilir. Peki şiddetin günümüz toplumundaki karşılığı nedir?