Bu sesler Mezopotamya’dan gelmektedir: Öldürmenin rüzgarının bıraktığı, ölümün gölgesiyle sessizleşen bir coğrafya düşünün, kadınların sözcüklerle konuşmadığı, bağırmadığı, yalıtılmışlığı ve itilmişliği düşünün ve çocukları düşünün; gerçekliğin içinde rüya ile uyanan varlıkları, bunların hepsi yokluğun belgeleridir. Birçok savaşın olduğu, birçok kimliğin yok edildiği çorak topraklarda, gece ovada bulunan köylerdeki evlerin ışıklarını deniz bilerek büyüdük, çocuktuk, büyüdük, kadın olduk, erkek olduk, trans olduk, lezbiyen olduk, gay olduk, Ermeni olduk, Kürt olduk, Alevi olduk, beraber olduk, sevmeyi öğrenerek doğduk, iyiyi kavga ederek inşa etmeyi öğrendik, devam ediyoruz. Bir de devlet oldular, erk oldular. Postallarındaki sesler ile silahlarındaki sesler birleşti, sağır oldular, kör oldular. Bir tek öldürmeyi ve yok etmeyi biliyorlardı, devam ediyorlar.
Öldürülen biz olduk, gören, duyan gene biz. Baskılar ve ölümler sona ermediği müddetçe kavga edeceğiz. Onurlu başımız dik statüyü, hiyerarşiyi, otoriteyi, faşizmi, militarizmi, patriarkayı ve her yerdeki iktidarları reddedeceğiz. Reddediyorum. Herkesin tanrısı vicdanıdır bu da benim reddimdir.
Youtube linki:
https://m.youtube.com/watch?v=GrurqowzAW8
Haber:
http://sosyalsavas.org/tag/evin-sevgi-baran/
http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=18917
