Fransız tarihçi: Diktatöryal önlemler kalıcı hale gelebilir
© REUTERS/ Yves Herman
12:33 18.11.2015
Fransız akademisyen ve tarihçi Anthony Crézégut, Cezayir savaşının ardından ülkede ilk kez geniş çaplı bir OHAL ilan edildiğine dikkat çekti. Serbest piyasa reformları ve dış müdahaleler gibi politikaların rahatsızlık yarattığını belirten Crézégut, kimi gösteri ve grevlerin yasaklandığını hatırlatarak “Baskıcı önlemler kalıcılaşabilir” dedi.
Crézégut, Fransa’ya yönelik saldırıların tarihinin yalnızca İslamcılığın yükselişiyle ilgili olmadığını, bir süre öncesine kadar ülkedeki ölümcül sorunun ayrılıkçılık olduğunu söyledi. Cezayir savaşı sırasında Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) kamuoyu yaratmak için saldırılar düzenlediğini, buna yanıt olarak aşırı sağcı ve terör eylemlerini açıkça savunan Gizli Ordu Örgütü’nün (OAS) kurulduğunu anımsatan Crézégut “OAS, bu hafta sonu yaşanan saldırıdan önceki en canice katliamları yaptı” dedi. O dönem devletin yürüttüğü bir ‘terör’ politikasından bahsedilebileceğini söyleyen Crézégut, gösteri yapan Cezayirlilerin Seine Nehri’ne atıldıkları ve polis karargahı ile metro istasyonunda vurularak öldürüldükleri 17 Ekim 1961 Paris katliamını hatırlattı. 8 Şubat 1962’de Metro Charrone’da 9 sendikacı ve komünistin savaş karşıtı gösteri yaptıkları sırada öldürüldüklerini söyleyen Crézégut “Terörizm kavramına dair tanımın o zamandan beri ne kadar sorunlu olduğunu görebilirsiniz” dedi.
‘İSLAMCI TERÖR 90’LARDA YÜKSELDİ’
Crézégut’ya göre saldırıların ayrılıkçı karakterinin aksine, 1990’lı yıllara gelindiğinde, Cezayir iç savaşıyla birlikte İslamcı terör de yükselişe geçti. Silahlı İslami Grup (GIA) sadece 1995 yılının iki ayında, Fransa’da sekiz ayrı bombalı saldırı düzenledi.
Paris katliamı öncesinde ülkedeki durumu ‘dramatik ölçüde gerilimli’ olarak nitelendiren Crézégut, halkın saldırı öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a verdiği desteğin tarihi derecede düşerek yüzde 20 oranına geldiğini söyledi.
‘NATO POLİTİKALARINDA ÖZERKLİK TERK EDİLDİ’
Crézégut, sarsıcı saldırının hemen öncesinde Fransa’daki sosyo-politik atmosfer ve yaşanabilecek gelişmelere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Serbest piyasa reformları, sınır ötesi savaşlara katılma, AB’nin durumu ve evliliğe dair kimi liberal reformlar, Hollande’ın toplum tarafından pek sevilmeyen biri haline gelmesine yol açtı.
Aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN), son seçimlerde yüzde 25’e yakın oy aldı. Güvenlikçi, yabancı düşmanı, Müslüman karşıtı duyguların hâkim olduğu, hatta merkez siyasetçilerin bile bu söylemleri kullanmaya başladığı bir iklimde güçlerini artırdılar.
2011’den beri sürdürülen savaş politikası ve eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Libya müdahalesindeki ısrarı Hollande tarafından da sürdürülerek Suriye, Merkez Afrika ve Mali özelinde yoğunlaştı. Bu, Fransa’nın Irak savaşındaki tutumuyla ve NATO ile ilişkiler konusunda geleneksel DeGaulle’cü özerk politikalarla tam bir karşıtlık içinde. Ve Fransa’nın İslamcılığı fonlayan Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerle yakın özel ilişkilere sahip.”
Paris katliamının ardından Arap kökenli insanların terörist olarak yaftalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söyleyen Crézégut, göçmenlere karşı baskıcı politikaların geliştirilmesi, ordu ve polisin güçlendirilmesi ve kendilerine de silahlanma hakkının verilmesini isteyen aktif bir azınlık bulunduğunu belirtti. Aşırı sağ liderlerin önemli bir kısmının bu duyguları beslediğini söyleyen Crézégut, haftasonu onlarca caminin duvarına ırkçı yazılar yazıldığını aktardı.
‘ORDU BÜTÇESİ ARTIRILACAK’
Crézégut, Paris salrıdılarının ardından Fransa’da yaşanabilecek olası gelişmelerin ilk işaretlerinin şimdiden otaya çıktığı kanısında. Cezayir savaşından beri ilk kez geniş çaplı bir olağanüstü hal ilan edildiğine dikkat çeken Fransız tarihçi, bunun polis yetkilerinin artması, toplantı ile gösteri ve grev hakkının kısıtlanması, hatta sokağa çıkma yasağı anlamına geldiğini söyledi. Crézégut önlemlerin kalıcı olabileceğine işaret etti:
“Normalde bu türden baskıcı, yarı diktatöryal önlemlerin geçici olduğu varsayılır ancak Hollande hâlihazırda Anayasa’da değişiklikler yapılması gerektiğini dillendirdi. Bu tür otoriter devlete geçiş tehlikesi var. Olağanüstü hal nedeniyle zaten bu hafta kimi gösteri ve grevler yasaklandı. Dış ilişkiler açısından, saldırılar Suriye’ye müdahale konusundaki niyetleri haklılaştırmak için kullanılıyor ve bu nedenle sosyal harcamalarda kesintiye gidilirken orduya ayrılan bütçe artırılacak gibi görünüyor.”
‘SÜRECİN KAZANANI AŞIRI SAĞ OLACAK’
“Son olarak, bu sürecin en büyük kazananı aşırı sağ olacaktır. Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, İslamcılığın tehlikelerine ilişkin bir tek kendisinin uyarıda bulunduğunu, sınır kontrolü ve Schengen’den çıkış önerdiğini söylemeye başladı bile. FN’nin önünde iktidara giden bir yol görünüyor. Bu merkez partilerin her ikisinin de onunla tehlikeli bir oyuna girme ihtimalini de içeriyor: FN’nin ikinci tura kalmasını sağlamak ve ikinci turda onu alt edip başkan çıkmak. Bu türden politik hesaplar, Fransa demokrasisi için tehlikeli bir oyun olacaktır”
http://tr.sputniknews.com/avrupa/20151118/1019102738/fransa-paris-crezegut.html