Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın bir süredir sürdürdüğü zorunlu askerlik çalışmalarına ilişkin bugün yayınlanan bir haber, söz konusu çalışmanın kapsamı hakkında oldukça dikkat çekici bir detayı ortaya çıkardı. Bakanlık ve Genelkurmay tarafından yürütülen çalışma dahilinde, “kadınlara yönelik gönüllü askerlik hizmeti” gündeme getirildi. Uygulanması planlanan “gönüllü hizmet” kapsamında, kadınların temel askerlik eğitimini esas alan bir sürede askerlik yapabileceği belirtildi.
Bakanlığın ve Genelkurmay’ın yürüttüğü bu çalışma ile zorunlu askerlik angaryasının kaldırılıp kaldırılmayacağı merak edilirken, gündeme getirilen “kadınlara gönüllü askerlik” uygulaması, devletin sürdürmekte olduğu savaş stratejilerini de dikkate aldığımızda, oldukça önemli bir noktada duruyor. Türkiye hükümetinin imzacısı olduğu tüm uluslararası sözleşmeleri yok sayarak görmezden geldiği vicdani ret hakkı ve bu sebeple yaşanmakta olan hak ihlalleri giderek artmaktayken gündeme getirilen bu yeni uygulama, hükümetin vicdani ret hakkını ve vicdani retçileri tanımaktan çok öte bir noktada durduğunu bir kez daha gösteriyor. Hükümet, askerliğin zorunlu bir hizmet olmaktan çıkarılıp, vicdani reddin bir insan hakkı olarak tanındığı başkaca ülkeleri yok sayarken, kadınların “gönüllü askerlik hizmeti” adı altında, devletlerin savaş politikalarının bir parçası haline getirildiği ülkeleri referans göstererek, aynı uygulamayı yaşadığımız topraklarda da pratiğe geçirmeye hazırlanıyor.
Yaşadığımız coğrafyada savaş karşıtı mücadelenin aktif bir öznesi olan kadın vicdani retçiler, 2004 yılından bu yana vicdani retlerini deklare ederek; devletin savaş politikalarının bir parçası olmayacaklarını, zorunlu askerlik angaryasına karşı direneceklerini, ordunun bir parçası olan militarizmi reddettiklerini vurguluyorlar ve reddetmeyi hala sürdürüyorlar. Devlet bugüne kadar “zorunlu askerlik angaryasını” dayatmadığı vicdani retçi kadınları görmezden gelse de, kadınlar vicdani ret mücadelesinin aktif bir öznesi olarak yıllardan bu yana zorunlu askerliğe, savaşa ve militarizme karşı direniyorlar.
Bugün, hükümet yürüttüğü çalışmalarla, “artık kadınların da askerlik yapabileceğini” konuşuyor olsa da; biz kadınlar, yıllardır yaptığımız gibi, devletin savaş politikalarının bir parçası haline dönüştürülmeyi reddedeceğiz. Zorunlu ya da gönüllü fark etmeksizin; kadının bedenini savaş coğrafyasına çeviren, kimliğini yok eden ve yaşamını gasp eden askerliğe ve militer kültüre karşı direneceğiz. Vicdani retçi kadınların attıkları “Kadınların Vicdanı Reddediyor Savaşı” sloganında da olduğu gibi; savaşı, savaşın kaynağı olan askerlik angaryasını ve bütünlüklü olarak militarizmi reddedecek ve ancak böyle özgürleşeceğiz…
Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay, Erkin Koray’ın yıllar önce söylediği bir şarkıdan esinlenerek mi bu uygulamaya girişti bilinmez ama paşalar bilsinler ki ne olursa olsun “kadınlar gitmeyecek askere”…
Merve Arkun
Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı