İşgali Reddet!
1 Aralık Uluslararası eylem günü
1 Aralık, Uluslararası Barış Tutsakları Günüdür! Bu yıl dünyanın farklı yerlerinden örgütler ve gruplar olarak küresel eylem için sokağa çıkıyoruz; burda, Lefkoşa’da, ABD’de, Almanya’da, Yunanistan’da, Birleşik Krallık’ta, Finlandiya’da, Belçika’da ve İsrail’de toplam 8 ülkede 22 noktada yerel hükümetlere ve silah üreticilerine işgali silahlandırmaya ve işgalden kâr elde etmeye son verme çağırıyoruz, İsrail’in silahlandırılmasına son verilmesini talep ediyoruz ve şu anda cezaevinde olan 2 İsrailli vicdani retçi ile de dayanışmamızı ortaya koyuyoruz, hemen serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.
Şu anda Tamar Alon ve Tamar Ze’evi, yeniden yargılandılar ve hapis cezası aldılar. İsrail’de sırada yaşları 18-20 olan cezaevine girmesi muhtemel onlarca daha vicdani retçi mevcuttur. Tamar ve arkadaşları, Filistin’in işgalini, işgal altındaki Filistin halkına karşı silah doğrultmayı emredecek zorunlu askerliğe katılmayı reddederek vicdani retlerini ilan ediyorlar, yargılanıyorlar, hapsediliyorlar…
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak bizler de Kıbrıs ve Filistin başta olma üzere işgallere karşı, İsrailli vicdani retçilerle dayanışmak için, dünyanın farklı yerleriyle eş zamanlı bugün burda onlarla dayanışmamızı ortaya koyuyoruz, Kıbrıs’taki, Filistin’deki ve dünya tüm yerlerindeki işgallere karşı sesimizi yükseltiyoruz…
İsrailli vicdani retçilerin sözlerini ve mücadelelerini kendi coğrafyamıza taşıyoruz, İsrail şu an dünyanın 130 ülkesine silah satmaktadır. Onlarca ülke İsrail’den sivil halka karşı kullanmak için uçaklar, dronlar, gaz bombaları satın almaktadır. Avrupa, İsrail silah endüstrisi ile silah ticaretinde bulunduğu sürece, işgal konusunda suç ortağı olmaya ve işgalin devam etmesi için yatırım yapmaya devam ediyor olacak. ABD İsrail’i silahlandırmaya ve silahlarını almaya devam ettiği sürece, genç İsrailliler bu silahları sivillere karşı kullanmayı reddettiği için tutuklamaya devam edecekler. Tamar Ze’evi dediği gibi “Burada daha iyi olabileceğini ummaya son vermemiz gerekir. Bölücü duvarın ardındaki adımıza yapılan eylemleri kabul etmemeliyiz. Ve bu benim sorumluluğum ve sizinki” demişti… Tamar Alon da, “Başka bir ulusun baskısının, temel insan haklarının reddinin, ırkçılığın ve nefretin inkarının İsrail’in varlığı için gerekli olduğunu kabül etmiyorum” demişti… İki Tamar da bu düşüncelerle vicdani retlerini açıkladılar, 2. Kez mahkum oldular, şimdi cezaevindeler… Onların düşüncelerini paylaştığımızı ve bir an önce serbest kalmalarını talep ettiğimizi yeniden vurgularız…
İsrail’de, Kıbrıs’ın kuzeyinde, Türkiye’de, Kore’de vicdani retçilerin yargılanmasını, hapse atılmasını kabul etmiyoruz, reddediyoruz, savaşın insan kaynaklarını kurutmak için mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz…
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi