Kıbrıslı politikacı Murat Kanatlı tutuklandı
Vicdani reddini açıklayarak 2009 yılından itibaren seferberliğe gitmeyi ret eden Yeni Kıbrıs Partisi Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı’nın 14 Haziran 2011 tarihinden beri Askeri Mahkeme’de devam etmekde olan davasında karar açıklandı.
Mahkeme, Kanatlı’nın 500 TL para cezası ödenmesine, ödememesi durumunda ise 10 gün hapis cezası almasına karar verdi. Askeri Mahkeme’nin aldığı karara karşılık olarak Murat Kanatlı para cezasını ödemeyi reddetti.
Verilen kararda Murat Kanatlı’nın seferberlik görevine gitmemesinin kamu güvenliğini tehdit ettiği sonucunu doğurduğu bildirildi.
YKP ise Kanatlı’nın tutuklanmasına dair yaptığı açıklamada, “Konu kişisel bir konu değildir. Askerlik yasasının konuşulduğu şu günlerde Murat arkadaşımız seferberliğe gitmeyi reddettiği için 10 gün hapis cezası almıştır. Bu insan hakları ihlalidir” dedi.
YKP açıklaması şöyle:
“Vicdani sebeplerle reddini açıklayan Kanatlı’nın para cezasını ödemesi inandığı ve yaşamaya çalıştığı hayatla aşılamayacak bir çelişki oluşturacağından zaten ödemesi beklenemezdi.
Uluslararası birçok sözleşmede yer alan düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ile vicdani reddin arasında ilişki artık çok net olarak birçok uluslararası mahkeme veya uluslararası örgütlerin çeşitli organlarının kararlarına ve tavsiyelerine yansımış durumdadır. Yeni askerlik yasası düzenlemesinin mecliste konuşulduğu bugünlerde bedelli askerlik ile ilgili belirli bir miktar para veren kişilerin hiç askerlik yapmayacağı yani hiç silah altına girmeyeceği tartışılmaktadır. Bunun karşısında Mahkeme Murat Kanatlı’nın siyasi düşünceleri nedeniyle seferberliğe gitmemesinin kamu güvenliğini tehlikeye attığını ifade etmiştir. Aynı zamanda, Anayasa’daki yurt ödevi ile ilgi madde vicdani retçilerin cezalandırılması için bir bahane olarak sunulmaktadır. Tüm bunlar çelişkili bir durum arz etmektedir.
Anti-militarist ve savaş karşıtı olan Kanatlı bugün siyasi inanç ve düşünceleri nedeni ile özgürlüğünden mahrum kalmıştır. Bu kabul edilemezdir. İnançları ve düşünceleri nedeni ile eline silah almayı, öldürmeyi reddetmiş birinin hapis cezasına çarptırılması ancak vicdani kararlar veren bireyler değil emir alan robotlar yaratılmasına hizmet eder ki, biz böyle bir dünyayı reddediyoruz. Bu anlayışa karşı her türlü mücadeleyi vermeyi kendimize görev sayıyoruz.” (HABER MERKEZİ)
**
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Yürütme Kurulu üyesi Murat Kanatlı 2009’dan bu yana yılda bir günlük zorunlu seferberliğe gitmeyi reddettiği için cezaevine kondu.
Askeri Mahkeme’nin 500 lira para cezasına çarptırdığı Kanatlı, bu parayı ödemeyi reddedince 10 gün hapis cezası verildi.
2009’dan beri seferberliğe gitmeyi reddeden Kanatlı, 14 Haziran 2011’den beri yargılanıyordu.
Gelişmeleri bianet’e değerlendiren YKP Yürütme Kurulu Üyesi Didem Gürdür, Kanatlı’nın vicdani ret hakkını siyasi nedenlere dayandırdığı ve yasada da vicdani ret hakkına dair bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle askeri mahkemede yargılandığını ve suçlu bulunduğunu söyledi.
“Para ödemek dünya görüşüne aykırı”
“500 lira para cezasına çarptırıldı. Ancak kendisi dünya görüşü doğrultusunda bu parayı ödemesinin mümkün olmadığını belirtti.
“Kendisini suçlu görmediğini ifade ederek para ödemeyi reddetti. Bunun üstüne 10 gün hapis cezasına çarptırıldı ve Lefkoşa Merkezi Cezaevi’ne götürüldü.
Kıbrıs ve Avrupa’dan destek
“Vicdani Ret İnisiyatifi’nin kurucusu olduğu için Vicdani Ret İnisiyatifi bir basın açıklaması yaptı. YKP’nin yürütme kurulu üyesi olduğu için YKP de açıklama yaptı.
“Şu an hükümette olan CTP Gençlik Örgütü, Devrimci Komünist Birlik, Baraka Kültür Merkezi, Avrupa Sol Partisi, Güneyden AKEL ve EDON açıklamalar yayınladı.
“Dün akşam saat 19.00’da cezaevinin önünde yaklaşık 200-300 kişilik bir grup protesto gösterisi düzenledi. Kendisine Kıbrıs’tan ve Avrupa’dan geniş bir destek var.” (EKN)
**
Vicdani Ret İnisiyatifi Murat Kanatlı ile Dayanışma Eylemi Düzenledi
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, seferberlik görevini reddettiği ve Askeri Mahkeme’nin kestiği para cezasını ödemediği için mahkum edilen vicdani retçi Murat Kanatlı’nın 10 günlük hapis cezasını, bu akşam Lefkoşa Merkezi Cezaevi önündeki eylemle protesto etti.
Eylemciler Merkezi Cezaevi önünde “Yurt Ödevimiz Barış, Vicdani Ret Hakkımız” ve Vicdanımız Kararı Reddediyor, Siyasi Mahkumlara Özgürlük” pankartlarını açtı; “Askere Gitme, Kardeş Kanı Dökme”, “Reddet, Diren, Hayır De Askere Gitme”, “Barış İçin Vicdani Ret” sloganları attı.
TUFANLI: “MÜCADELE ORTAK”
Vicdani Ret İnisiyatifi adına hazırlanan yazılı açıklamayı okuyan Haluk Selami Tufanlı, 2009 yılında eline silah almayı ve savaş hazırlıklarını reddeden Kanatlı’nın davasının 2011 yılından itibaren görüşülmeye başlandığını ve nihayetinde bugün kesilen para cezasını “suç işlemediğini öne sürüp” ödememesi gerekçesiyle 10 gün hapis cezasına çarptırıldığını hatırlattı.
Tufanlı, Askeri Mahkeme tarafından alınan kararın ülkenin ne denli sivil ve demokratik anlayıştan uzak olduğunu gösterdiğini öne sürerek, mücadelenin anti-militarist tüm kesimlerin ortak mücadelesi olduğunu ifade etti.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin iç hukukun bir parçası olmasına rağmen, Askeri Mahkeme’nin Kanatlı’yı Anayasa’nın 74. maddesine dayanarak mahkum ettiğini anlatan Tufanlı, “Vicdanımız bu kararı reddediyor, mücadelemiz tüm ülkelerdeki tüm siyasi mahkumlar serbest kalıncaya kadar sürecektir” ifadelerini kullandı.
Cezaevi önündeki eyleme, TDP, BKP, YKP, KSP, KTÖS, KTOEÖS, Baraka, Çağ-Sen, YKP-Fem, FEMA, DAÜ BİR-SEN, YDÜ Öğrenci İnisiyatifi ve bazı milletvekilleri de destek verdi.
tak/gk
*
Haluk Selam Tufanlı’nın okuduğu metnin tamamı:
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnsiyatifi: “Savaşı ve hazırlıklarını reddedenlere hapis”
2009 yılında Murat Kanatlı vicdani reddini açıklayarak dünyadaki hiçbir savaşa taraf olmayacağını ve savaş hazırlıklarında yer almayı reddetmiştir 2011 yılında bu hususta başlayan hukuki süreçte bugün karar alındı.
Haziran 2011 yılında görüşülmeye başlayan davanın Askeri Mahkeme, Anayasa Mahkemesi ve yeniden Askeri Mahkeme’lerindeki yargılanma sürecindeki son duruşmada Murat Kanatlı eline silah almayı reddettiği ve hiç bir savaşa taraf olmayacağı için 500 TL para cezası, ve ödenmemesi halinde 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kanatlı, para cezasını da bir suç işlediğine inanmadığı için ödemeyi reddetti.
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak bu kararın coğrafyamızda militarist yaptırımların ne denli hüküm sürdüğünün ve sivil bir demokratik anlayıştan ne kadar uzak olunduğunun çarpıcı bir göstergesi olduğunun altını çizeriz.
Bu dava kişisel bir dava değildir; bu dava, barış yanlılarının, savaş karşıtlarının, demokratikleşmeyi ve sivilleşmeyi savunanların, anti-militaristlerin ve işgal karşıtlarının ortak mücadelesidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de kabul ettiği gibi vicdani ret hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı altında korunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ic hukukumuzun parçası olmasına rağmen, Askeri Mahkeme kararını alırken Sözlesmeyi dikkate almadığını beyan etmiş, ve kararını yalnızca Anayasa’nın 74. maddesindeki Yurt Ödevine ve mevcut askerlik yasasına dayandırmıştır. Aynı zamanda mahkeme Murat Kanatlı’nın siyasi görüş ve düşüncelerinden ötürü seferberliğe katılmadığını kabul etmesine rağmen, bunun aşılamayacak inanç ve içsel çelişki teşkil etmediğini söylemiştir. Bu siyasi düşüncelerin mevcut hukuk sistemindeki ağırlığını ve önemini göstermektedir. Buna ilaveten, alınan karar ile mahkeme askerlik müessesi ile ilgili yapılan her argümanın kamu güvenliğini riske attığını iddia etmiştir. Bedelli askerlik ile ilgili düzenlemelerin Yasa koyucunun gündeminde olması ve belirli bir ücret karşılığında bireylerin silah altına girmemesinin konuşulması, mahkemenin bu beyanı ile büyük bir çelişki arz etmektedir. Murat Kanatlı’nın Kıbrısın güneyinde de vicdani ret inisiyatifi olduğunu ve amaçlarının savaşın insan kaynaklarını tüketmek olduğunu söylemesinin farazi bir düşünce olarak nitelendirilmesi kabul edilemezdir.
Vicdanımız bugün alınan kararı reddediyor. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm siyasi mahkumların özgür kalması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnsiyatifi(a)
Haluk Selam Tufanlı
**
“Kanatlı’ya Verilen Ceza Sivil-Demokratik Bir Düzen Olmadığının Göstergesi”
25 Şubat 2014
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, 2009 yılından itibaren Vicdani Ret Hakkını açıklayarak seferberliğe gitmeyi reddeden Murat Kanatlı’ya Askeri Mahkeme tarafından 500 TL para cezası ödenmesine, ödememesi durumunda ise 10 gün hapis cezası alması karar verilmesinin, ülkede sivil-demokratik bir Anayasa’nın gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkardığına dikkat çekti.
TDP olarak kısa bir süre önce, İnsan Hakları Beyannamesinde de yer alan ‘Vicdan-ı Ret’ hakkının tanınmasını da içeren askerlikle ilgili meclise yasa önerisi sunduklarını, konunun halen komitede görüşülmekte olduğunu anımsatan Özyiğit, konunun ülke gündemini meşgul ettiği ve komitede görüşüldüğü bir dönemde böylesi bir karar alınmasının manidar olduğunu vurguladı.
Vicdani Ret Hakkı’nın tanınmamasını bir insan hakları ihlali olarak gördüklerini, bu nedenle meclise yasa önerisi sunduklarını belirten Özyiğit, konunun hızlı bir şekilde ele alınarak sonuca ulaştırılması gerektiğini kaydetti ve sürecin sonunda kimin samimi, kimin samimi olmadığının ortaya çıkacağını ifade etti.
Ana sorunların başında gelen Kıbrıs Sorunu’nun yanı sıra, ülkede çözüm olana dek yapılması gereken çok acil icraatlar olduğunu, bunların başında da sivil-demokratik bir yapının oluşturulması geldiğini kaydeden Özyiğit, bunun için de Anayasa’nın değiştirilmesinin şart olduğunu vurguladı. CTP-DP hükümetinin kurulduğu günlerde, anayasa değişikliğini dillerinden düşürmeyen, hatta daha da ileri giderek Haziran ayındaki yerel seçimlerle birlikte Anayasa konusunda referandum yapılacağını söyleyen hükümet partilerinin bugün konuyu değil konuşmak duymak bile istemediklerini kaydetti. Meclis komitesinde görüşülmekte olan Anayasa değişikliğinin 2013 yılının son aylarında geri çekildiğini ve yerine Meclis İç Tüzüğü’nün görüşülmeye başlandığını belirten Özyiğit, bunun da hükümet partilerin samimi olmadığının göstergesi olduğunu kaydetti.
Özyiğit, Anayasa ile birlikte geçici 10. maddenin değiştirilmesi gerektiğini, bu şekilde sivil-demokratik bir düzene geçilmesinde büyük bir adım atılacağını kaydetti.
TDP olarak çözümle birlikte adanın askersizleştirilmesi, çözüme dek profesyonel askerliğe geçilmesini, bu sürece giden süreçte ise askerlik süresinin kısaltılmasını öngördüklerini yineleyen Özyiğit, bu çerçevede meclise öneri sunduklarını ve konunun yakın takipçisi olduklarını söyledi.
TDP Basın Bürosu
**
BKP BASIN AÇIKLAMASI
Murat Kanatlı derhal serbest bırakılmalıdır.
Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan yaptığı yazılı açıklamada, YKP Yürütme Kurulu Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı’nın vicdani red hakkı çerçevesinde 2009 yılında seferberliğe katılmaması nedeniyle 500 TL para cezasına mahkûm edilmesini ve bu cezayı ödemeyi reddetmesi üzerine tutuklanarak 10 gün hapis cezasına mahkûm edilmesini şiddetle protesto ettiklerini belirterek, Murat Kanatlı’nın derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Vicdani reddin temel bir insan hak ve özgürlüğü olduğunu vurgulayan Korkmazhan, “Vicdani reddin suç sayılması ve bu hakkı kullanan Murat Kanatlı arkadaşımızın hapsedilmesi, sivil ve demokratik bir ülkeye ne denli ihtiyaç duyduğumuzu bir kez daha ortaya koymuştur” dedi. Hukukun ve demokrasinin Kıbrıs’ın kuzeyinde göstermelik olduğunu, sivil bir yönetim değil asker ağırlıklı militarist bir rejimin söz konusu olduğunu kaydeden Korkmazhan, “Asker ağırlıklı militarist düzene karşı tüm demokrasi ve barış güçlerinin en geniş birlikteliğini her alanda sağlamak önümüzde duran en önemli görevdir” dedi.
Başınızı kumdan çıkarın!
Fiili işgal altında demokrasicilik ve hükümetçilik oynama sevdasından ısrarla vazgeçmeyen sözde ilerici kesimler, başlarını soktukları kumdan çıkarmalı ve kendi kendimizi yöneteceğimiz, sivil, demokratik bir ülke ve erken federal çözüm mücadelesine katılmalıdırlar” diyen BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, tüm militarist dayatmaları reddettiklerinin altını çizdi. Vicdani reddin temel bir insan hakkı olarak mecliste görüşülen askerlik değişiklik yasa tasarısı çerçevesinde ele alınmasını ve yasalaşmasını talep eden Abdullah Korkmazhan, “CTP-BG/DP-UG hükümeti, vicdani reddin bir hak olarak yasalaşması yönündeki talepleri bahaneler yaratarak geçiştirme tavrından uzaklaşmalı bu konuda adım atmalıdır” dedi.
Birleşik Kıbrıs PartisiBasın Bürosu
**
AÇIKLAMA
AKEL Murat Kanatlı ile dayanışma içerisindedir
AKEL, işgal ordusuna hizmet etmeyi reddettiği için bugün işgal güçleri tarafından hapis cezasına mahkûm edilen Yeni Kıbrıs Partisi Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı ile dayanışma içerisinde olduğunu ifade etmektedir. Aynı esnada zorba karakterini bir kez daha sergileyen işgal ordusunun bu tavrını mahkûm etmektedir. Murat Kanatlı vicdani reddi gerekçesi ile 2009 yılında seferberliğe katılmayı reddetmiştir. Vatanını bölen ve işgalci oldubittileri dayatan bir orduya hizmet etmektense, temiz vicdanıyla kalmayı tutmayı tercih etmiştir. Gerek bizzat kendisi, gerekse içinde yer aldığı partisi yıllardır işgalin sona ermesi ve ülkenin yeniden birleşmesi için mücadele etmektedir. Yeniden yakınlaşma mücadelesinde, Yeni Kıbrıs Partisi ve AKEL pek çok kez aynı saflarda bir araya gelmiştir. AKEL, Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, bütün evlatlarının vatanı yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için işgalin tel örgülerinin iki yanında da mücadele eden tüm Kıbrıslılarla dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğini bir kez daha teyit etmektedir.
AKEL M.K Basın Bürosu
25.2.2014
**
Vicdani Ret Haktır – Münür Rahvancıoğlu
Murat Kanatlı “zorunlu” seferberlik hizmetine gitmeyi reddettiği için para cezasına çarptırıldı…
Bu para cezasını ödemeyi kabul etmediği için de on gün hapis yatmasına hüküm verildi…
***
Ne biçim bir ülke burası?
Ne yazık ki, bu ülkede hala 21. Yüzyılda insanlar savaşmayı reddettikleri için yargılanıyorlar…
Ne yazık ki, en temel haklarını savunan insanlar mahkemelerde “suçlu” bulunuyor…
Ne yazık ki, mahkemeler çağdışı kararlar alıp bir de bunu adalet sanmaya devam ediyor…
Ne yazık ki, hiç kimseye zarar vermemiş bir kişiye devlet eli ile zulüm uygulanıyor…
Ne yazık ki, vicdani reddin bir hak olduğunu kabul etmemekte ısrar ediliyor…
Ne yazık ki, örgütlü baskı hala örgütlü direnişten kuvvetli…
***
Ancak her şey o kadar da olumsuz mu?
Ne mutlu ki, “hayır” bir kelimeden ibaret değil artık… Söyleme eşiğini geçtik reddetme eşiğine vardık…
Ne mutlu ki, mahkeme kararı ne derse desin “para cezasını ödememe” tavrı da bir direniş biçimi haline geldi…
Ne mutlu ki, adaletin mahkeme kararlarından değil bireysel vicdanlarımızdan geçtiğini bilen insanlar var…
Ne mutlu ki, zulüm şiddetlendikçe direnişçilerin kararlılığı artıyor…
Ne mutlu ki, haklarımızı tanımasalar da biz onlar için mücadele etmekten vazgeçmiyoruz…
Ne mutlu ki, baskı ne kadar çok olursa olsun hala direnenler var…
***
Bakın, devletiniz onca tankına, topuna, polisine, jopuna, üniformasına, silahına, selamına, botuna rağmen bir Murat Kanatlı’yı seferberliğe götüremedi…
Bakın, mahkemelerinizin kararına rağmen 500 TL’yi bile ödetemedi…
Bakın, kendinizi güçlü zannediyorsunuz da bütün gücünüz bir bireyin vicdanına denk gelemedi…
Bakın, ne kadar zorlarsanız zorlayın bir güzellik etmedi…
***
Nafile tepinmeleriniz koltuklarınızda…
Vicdani Ret haktır, yazın bunu kafacıklarınıza…
Münür Rahvancıoğlu
Baraka Aktivisti
**
Sinan Dirlik Yazdı: Bize Daha Çok Murat, Daha Çok Mert Lazım…
25 Şubat 2014,
www.gazeddakibris.com’dan
Murat Kanatlı’yı tanırım. Yiğit adam. Kıbrıs’ın Kuzeyinde küçük ama onurlu bir hareketin, oradan oraya koşturmaktan yorgun ama mücadeleci lideri… Kararlı bir barış savunucusu, anti militarist. Birkaç yıl önce, Kıbrıs’ta askerlik görevini yaparken disko denilen kepaze uygulamayla katledilen er Uğur Kantar’ın hikâyesini duyurmak için didiniyorken, Murat o sımsıcak, mütevazı gülümsemesiyle attı kendini ortaya. Aile ve avukatlar Kıbrıs’a gideceklerdi duruşma için. Kıbrıs’la temasımı bilen arkadaşlar yardım istediler.
Öldürülen Türkiyeli bir askerdi. Murat ise Kıbrıslı bir bağımsızlık savaşçısı… Şimdi yüzüm kızarıyor ama ürkerek aradım Murat’ı. İşgal ordusunun karargâhında, İşgal ordusunun bir komutanı tarafından katledilen İşgal ordusuna mensup bir erin elinden alınan yaşam hakkının hesabı sorulurken kendisini ortaya atmasını istemek… Ne bileyim, “ölen TC askeri, öldüren TC ordusu, bana ne” diyebilirdi daha önce yardımını istediğim bazı “sosyalistler” gibi. Er Uğur Kantar’ın ailesinin yardıma ihtiyacı olduğunu, yapılacak basın açıklamasına destek vermesini rica ederken tedirgindim. Murat sımsıcak cevapladı ricamı. Gerçek bir Enternasyonalist, gerçek bir barış savaşçısı, gerçek bir anti militarist, gerçek bir sosyalistin tereddütsüzlüğü ile attı kendini ortaya. Aileyi ve avukatları karşıladı. Er Uğur Kantar’ın katlini, katillerden hesap sorulma çağrısını duyuran basın açıklamasını Murat okudu. O günden sonra Murat’ı uzaktan ama büyük bir sevgi ve dostlukla izledim. Ne zaman bir ihtiyaç olsa, sorgusuz sualsiz arayabileceğimi ve Murat’ın tereddütsüz ortaya atılacağını bilerek…
Murat 2009’da seferberlik emrine uymayı reddetti ve vicdani reddini açıkladı. Rahat bırakmadılar tabii. Yapıştılar yakasına. Hakkında dava açıldı 2011’de. O dava bugün sonuçlandı. Murat 500 TL para cezasına çarptırıldı. Paşa paşa 500 TL’yi verip elini kolunu sallaya sallaya evine dönebilecekken yine hepimizi gururlandıran bir dik duruş sergiledi Murat. “Ödemiyorum” dedi. “O zaman 10 gün hapis yatacaksın” dediler. “Yatarım” dedi… Kelepçelediler Murat’ı. Attılar Merkez Kapalı’ya…
Sivil Toplum Kuruluşları, Kıbrıslı aydınlar, Gençlik Örgütleri birbiri ardınca bildiriler yayınladı Murat için. Destek için bir imza kampanyası da başlatıldı. İmzalamak istersen, Murat Kanatlı Yalnız Değildir, Vicdanımız Yanındadır linkini tıklayabilirsin. Bir imzadan ne olacak deme. At imzanı. Murat’ın yanağına küçük bir öpücük kondur, omzuna dokun, elini sık bu imza aracılığıyla…
Murat’a borçluyuz hepimiz. Savaşmama, eline silah almama, yaşama ve yaşatma hakkını böylesine kararlılıkla, böylesine cesurca savunduğu için. İşin kolayına kaçmadığı için. Biz Türkiye’de tam 40 yıldır üzerinde doğru dürüst konuşmadığımız, düşünmediğimiz, tepki vermediğimiz bir işgalin sessiz izleyicileri olarak borçluyuz Murat’a….
Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını korumak ve kollamak, anayasal düzeni yeniden tesis edip, Kıbrıslı Türk ve Rumların can ve mal güvenliğini sağladıktan sonra çekilme sözü vererek işgal ettiğimiz ve bu işgali tam 40 yıldır sessizce izlediğimiz için borçluyuz…
Böldüğümüz Adada, işgali ekonomik, sosyal ve kültürel olarak derinleştirdiğimiz, taşıdığımız on binlerce insanla nüfus yapısını değiştirdiğimiz ve Murat’ları kendi yurtlarında sürgün, kendi yurtlarında yabancı kıldığımız için borçluyuz. Kıbrıslı bir bağımsızlık sevdalısı, barışsever, antimilitarist bir adam olduğu halde, Türkiyeli bir erin katledilmesine içi titrediği, ortaya atıldığı, kendi kardeşiymişçesine sahiplendiği için borçluyuz…
Çalınan her dakikası, her saati, her günü için Murat’a ve Murat’ı sevenlere borçluyuz.
40 yıllık işgal süresince kurulmasına sessiz kaldığımız pespaye bir düzenin mağdurlarına karşı borçluyuz.
Onun için Türkiye’den sıcak bir selamı, güçlü bir dayanışmayı taşımalıyız Murat’a. Belki bu sayede üzerinde düşünebilme fırsatını yakalayabiliriz 40 yıllık işgal ve Kıbrıs’ın Kuzeyinde 40 yıldır ne olup bittiğine dair… Belki bu sayede kalıcı bir çözüme, barışa, yeniden Birleşik Federal Kıbrıs’a ulaşabilmek için Kıbrıslı Türk arkadaşlarımıza, onları yalnız bıraktığımız 40 yılın özrünü dilercesine omuz verebiliriz…
Tam bu satırları yazarken… Kıbrıs’tan bir başka cesur adamın notu düştü önüme. Sosyal medya aracılığıyla paylaşmış öfkesini. Mert Özdağ… Sözü, onun sözlerine bırakmak en doğrusu:
Sevgili Mert Özdağ’ın sözleriyle, haydi Murat Kanatlı ile dayanışmaya!
Murat Kanatlı hapse atıldı bugün…
Yaka paça…
Adı ‘bayrak’ olan televizyonda izledim.
Ellerinde kelepçeleri vardı.
Ellerinde kelepçeleri…
Duydun mu menekşe?
Murat Kanatlı hapse atıldı bugün…
Sen bahara hazırlanırken ‘adaletin’ çiçekleri soldu bugün…
Murat Kanatlı hapse atıldı bugün…
Taş duvar, demir kapılar kapatıldı ardından…
Duydun mu kırlangıç?
Uçmak kadar güzel bir duygu var mı be kırlangıç?
Peki özgürlük kadar?
Sahile vuran dalgalar, duydunuz mu?
Murat Kanatlı hapse atıldı bugün…
Kapkara duvarların arasına…
10 gün hapistedir memleket artık.
10 gün hapiste!
Demir kapıların arkasındadır demokrasi.
Vicdanlar kor…
Süngü cebinden çıkmış…
Silah dize getirmiş bizi…
Mermi acı vermiş.
Top tüfek kazanmış bugün…
Biz kaybetmişiz
**
Yazarlardan ‘nefret söylemlerine’ karşı direnme çağrısı
Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği Başkanı İnatçı, Kıbrıslı Türklerin özgürlük iradesinin sınandığını bir dönemden geçildiğini ifade etti
26 Şubat 2014
Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği Başkanı Ümit İnatçı, Kıbrıslı Türklerin özgürlük iradesinin sınandığı bir dönemden geçildiğini savunarak, “Çözüme odaklanmış bir müzakere yaşanırken barış karşıtı odakların nefret söylemleriyle ortaya çıkması rastlantı değildir” dedi.
İnatçı, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Murat Kanatlı’nın vicdani ret gerekçesiyle cezalandırılmasını değerlendirdi.
Ümit İnatçı, “Yaşadığımız ateşkes ortamında işgal güçlerinin bizlere özgür olmadığımızı hatırlatacağı otoriter tepkilere ihtiyacı vardır. İşte bu yüzdendir ki ‘vicdani ret’ hakkını kullanarak, askerlik mesleğinin düşman yaratma sistemine teslim olmak istemeyen Murat Kanatlı’nın cezalandırılması bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır” dedi. İnatçı açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:
“Sözüm ona düşmanlar tarafından değil, özgürlüğümüzü kısıtlayan militer rejim tarafından kuşatılmış bir toplum olduğumuzu idrak ederek, verilecek barış ve özgürlük mücadelesinde sesimizi yükseltmeliyiz.
Bizler bu ülkenin sanatçı ve yazarları olarak her zaman olduğu gibi totaliter ve despotik baskıların karşısında yer alırken, barış ve özgürlük mücadelesi veren her aydının da yanında olduk.
Murat Kanatlı özelinde ve ilerici tüm güçlerin genelinde üzerimizde denemeye çalıştıkları çağ dışı otoriter yaptırımları reddeder, tüm demokratik güçleri direnmeye çağırırız.”
(tak)