Mahsum Duman

Derneğimize gönderdiği e-posta ile vicdani reddini açıkladı.

Ben Mahsum Duman,

Kürt ailenin bir ferdi olarak 25.03.1997 tarihinde İzmir\Karşıyaka ilçesin de doğdum. Aslen Erzurum\Hınıs’lıyım. Akrabalarım yüz yıllardır Serhad bölgesinde bir çok savaşa maruz kalmıştır. Bir çok akrabalarım kimliklerinden, düşüncelerinden ötürü birçok zulme ve katliama maruz kalmışlardır. Bunlardan en yakını da ailem.

Ailemin yaşadığı şiddet dolu anılarını ister istemez duyup, öğrenip ben de kendi üzerimde hissetmeye başladım. Çünkü bir taraftan işlenen cinayetler, bir taraftan kimliğimden dolayı rahatsızlık duyanların tavırları ve bir taraftan ise Kürdistan topraklarında yaşadığım baskılar.

Kürdistan’ın politik yaşamımda önemli bir yeri vardır. Türk şovenizminin ve militarist saldırganlığının devamlı canlı tutulduğu bir bölgedir. T.C. bu siyasi yönelimiyle, hem bu bölgenin birliğini parçalamakta, hem barışın önünde ideolojik, siyasi ve askeri set kurmaktadır. Çocukluk dönemimden itibaren, bu tür gerici propagandalara maruz kaldım. «Kürtlere ölüm», «şanlı Türk» gibi ezberler hayatımda çok yıpratıcı faktörler oldu.

Bu durumdan dolayı rahatsız oluyordum. Hayatı sorguluyor, yaşanılan katliamları, insanların acılarını sorguluyor ve büyük rahatsızlık duyuyordum. Yaşadığım coğrafyada içinde bulunduğum siyasi atmosfer, beni lise çağlarımdan itibaren, duyarlı bir birey haline getirdi. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin eylemlerine katılıyor (Sivil toplum örgüt isimleri: HDP, İHD) anti-militarist etkinliklerinde ön sırada yer alıyordum.

Bu dönemde, vicdanı retçilerle daha sıkı ilişki içerisine girdim. Vicdanı retçiler ile tanıştım. Nail Tufan Şenalp, Yannis Vasilis Yaylalı, Meral Geylani, Ercan Jan Aktaş gibi Türkiye’deki Vicdanı retçiler ile konuşup kendilerinden vicdani ret ve Anti-Militarist düşünceye dair bir çok bilgilerine sahip olma şansı yakalamıştım.

Bütün bu edindiklerim ile kararım daha da bir netleşmişti. Ben bu ordunun bir parçası olmayacağım, bedeli ne olursa olsun kardeşlerime silah doğrultmayacağım. Bu şiddet, nefret ikliminin bir parçası olmayacağım. Savaş karşıtı, anti-militarist bir duruş ile Türkiye’de direnerek başka bir hayat kuran vicdanı retçiler gibi başka bir hayat kuracağım. Bedelli askerliği de kabul etmiyorum, kendim gitmemek için para verip seri katiller kiralamayacağım, zulme boyun eğmeyeceğim.

Bu vesile ile bir kez daha sözümü tekrarlıyorum, sizin şoven, ırkçı, militer politikalarınızın bir parçası olmak yerine bu coğrafyada savaşa, şiddete ve militarizme karşı saf tutan vicdanı retçiler yanında yer alarak vicdanı reddimi ilan ediyorum!

Savaşa hayır, Irkçlığa hayır, zulme hayır, sezsiz kalırsak yarın da başkalarının hayatı son bulur.

Paris / Fransa

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org