Ben, Mehmet Eren KAÇAK, 11/11/2002 tarihli Adana doğumlu aynı zamanda Kürt asıllı bir bireyim. Vicdani ret hakkımı kullanarak Türkiye’de bana zorunlu kılınan askerlik hizmetini reddediyorum. Kendi halkımla ya da herhangi bir halkın insanıyla savaşmayı reddediyorum. Şiddetin her türlüsüne karşı olan inancım nedeniyle, silahlı bir kurumun parçası olmayı veya askerlik hizmetini yerine getirmeyi vicdanım kabul etmemektedir. İnsan hayatının kutsallığına ve çatışmasız bir dünya idealine olan bağlılığım, bu kararımın temelini oluşturmaktadır. İnsan hayatının dokunulmazlığına dair derin bir inanç içerisindeyim. Bir insanın, hatta bir canlının yaşamını sonlandırma yetkisinin ne devletin ne de başka bir otoritenin bana dayatabileceğine inanmıyorum. Şiddet kültürünün toplumsal barışı zedelediğini düşünüyorum. Askerlik kurumunun, çatışma çözümü yerine “düşman” algısını beslediğine ve dünya barışının inşasını engellediğine inanıyorum. Türkiye’de askerlik yapmayı reddeden kişiler, vicdani ret hakkının tanınmaması nedeniyle sistematik baskılara, para cezalarına ve hapis cezalarına maruz kalmaktadır. Vicdani retçiler, sürekli olarak ‘yoklama kaçağı’ veya ‘bakaya’ olarak damgalanmakta ve bu nedenle sosyal haklardan (iş bulma, resmi işlemler yapma gibi) mahrum bırakılmaktadır. Barış içinde, özgür bir yaşam sürmek ve insan haklarıma saygı gösterilmesini talep ediyorum.
Mehmet Tarhan’ı ve sürecini kendime bir örnek ve moral kaynağı ederek AİHM ve insan haklarına uymak konusunda kuşkusuz harekete geçmekten kaçınmayacak olan ve sosyal bir devlet olan Almanya Federal Hükümeti’nden sığınma talep ediyor ve vicdani ret hakkımın tanınmasını istiyorum.