Militarizm ve tekelci kapitalizm – Tom Mayer

Militarizm dünyayı kapitalist yayılma için güvenli kılmak ve bu kapitalist adaletsizlikten şikayetçi olan antikapitalist hareketlerle savaşmak adına gereklidir. Diğer yandan, militarizm ekonomik fazlanın absorbe edilmesi için iyi bir yöntemdir.

1 Ağustos 2017 14:09
HABER MERKEZİ – Paul Baran ve Paul Sweezy isimli marksist bilim insanlarının 1966’da yayımlanan ‘Tekelci Sermaye’de ele aldıkları teoriye göre, tekelci kapitalist toplumların militarizmle tanışması ‘tesadüf’ değil, bu toplumlar birkaç şirket tarafından domine edilen piyasaların tekdüzeleştirdiği fiyatlar yüzünden ortaya çıkan ekonomik fazlayı absorbe edebilmek adına militarizmi bir araç olarak kullanıyor. İşte Tom Mayer’in konu ile ilgili ‘Barış İdmanları: Militarizm ve Tekelci Kapitalizm’ makalesi.

Çeviri: Ezgi Gül
Neden dünyada çok fazla militarizm bağımlısı kapitalist toplum var? Michal Kalecki, Paul Baran, Paul Sweezy, Harry Magdoff, Samir Amin ve and John Bellamy Foster gibi marksist bilim insanları tarafından geliştirilen ve revize edilen tekelci kapitalizm teorisi militarizm bağımlılığının kazayla olmadığını öne sürüyor. İlk kez Baran ve Sweezy’nin 1966’da yayımlanan ünlü kitabı ‘Monopoly Capital’ (Tekelci Sermaye) ile duyurulan teoriye göre militarizm bağımlılığı tekelci kapitalist toplumların derinliklerindeki yapısal özelliklerden doğru cereyan ediyor.

Tekelci kapitalist bir toplum, ekonomisi büyük oranda dev şirketler tarafından domine edilen toplumdur. Her büyük endüstri oligopolistik bir yapıya sahiptir yani her büyük endüstrinin fiyat yapısını, yatırım modellerini, işçi işveren ilişkilerini ve endüstrinin diğer her açısını belirleyen birkaç dev şirket tarafından yönetilir. Teori, şirketlerin özellikle anlamlı fiyat yarışını kaldırdığı ve maksimum karı sağlayacak tek bir fiyat belirlediği tekelci kapitalist toplumların sosyal ve ekonomik dinamiklerinin birkaç dev şirket tarafından domine edilmeyen rekabetçi kapitalist toplumlardan çok büyük oranlarda farklı olduğunun altını çiziyor.

Toplumun ekonomik üretiminin toplam fiyatı ile üretim için gerekli maliyet arasındaki fark olan ekonomik fazla (surplus) konsepti tekelci kapitalizm teorisinin merkezidir ve şirketler fiyatları kontrol ettiği ve üretimin bütün teknolojik kazanımlarına el koyduğu için tekelci kapitalist toplumlarda artmaya eğilimlidir. Fakat büyüyen ekonomik fazla çok ciddi sistematik problemler yaratır. Ekonomik fazlanın ekonomik olarak rasyonel bir usul ile kullanılması gerekir çünkü kullanılmamış ekonomik fazla işsizliğe, kar kaybına, borçları ödeyememeye ve diğer tehlikeli ekonomik arızalara sebebiyet verir. Malesef tekelci kapitalist toplumların ekonomik fazlayı absorbe etme kapasitesi onu yaratma kapasitesi ile örtüşmez ve absorbe edilemeyen ekonomik fazlaya bağlı olarak tekelci kapitalizmin normal hali ekonomik durağanlık haline dönüşür, işsizliği, yatırım azlığını, kullanılmamış üretim kapasitesini, yüksek oranlarda borçları doğurur.

İşte burası tam da militarizmin fotoğrafa girdiği yer. Militarizmin tekelci kapitalist toplumlarla ilişikte olan iki kökü vardır. Bir yandan, bu toplumlar yoğun biçimde yönlendirilerek büyümekte ve yayılmacıdırlar ve militarizm dünyayı kapitalist yayılma için güvenli kılmak ve bu kapitalist adaletsizlikten şikayetçi olan antikapitalist hareketlerle savaşmak adına gereklidir. Diğer yandan, militarizm ekonomik fazlanın absorbe edilmesi için iyi bir yöntemdir ve dolayısıyla tekelci kapitalizmin durağan eğilimiyle çatışır. Militarizm iyi bir ekonomik fazla absorbe etme yoludur çünkü bir, büyüklüğü sınırsızdır iki, kapitalist kar yaratma yöntemlerinin yoluna çıkmaz ve üç, kolayca şirketlerin kontrol ettiği ana akım medya ile desteklenebilir.

Birçok istatistik, militarizmin ABD’nin tekelci kapitalist ekonomisindeki önemini gösterir. Yıllar boyunca devlet harcamalarının yaklaşık yarısı askeri harcamalardı ki bu da ABD’nin gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde 7’sinden fazlasına denk gelir. Barış aktivistleri askeriyeye ayrılan bu bütçenin daha yapıcı alanlara aktarılması gerektiğini savunuyor. Fakat tekelci kapitalist toplumların bahsedilen bu yapısal dinamikleri ve bu dinamiklerin beslediği sınıf iktidarı ilişkileri çok büyük maliyetli bir ekonomik yeniden düzenlemeyi gerektiriyor ve bu neredeyse imkansız. Aslında tekelci kapitalist teorinin siyasi yansıması, tekelci kapitalizmin sınıf ilişkilerini kökten değiştirmeden militarizmi kaldırma çalışması Sisyphus’un bir oyunudur.

Kaynak: Gazete Karınca

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org