Çocuklara nefreti öğretmeye doyamadılar
25 nisan 2017
Büyüklerin siyasi mesajlar vermek, birilerine yaranmak uğruna geliştirdikleri anlaşılan bu ‘dahiyane’ fikrin, o yaştaki çocukların ruhunda yarattığı fırtınayı düşünen yok tabii.
Her 23 Nisan’da çocuk sevgisinden, sağlıklı nesiller yetiştirmekten ne kadar uzak olduğumuzu ve giderek daha da uzaklaştığımızı müşahade etmek ne acı! Yetişkinler, kendi çıkar ve amaçları uğruna küçücük zihinleri alıp hamur gibi şekillendirmeyi “normal” zannediyor.
Oysa değil, hiç normal değil. Hatta hastalıklı bir durum.
Kayseri’de düzenlenen ve devlet erkanının hazır bulunduğu 23 Nisan gösterisini ele alalım. Evrensel gazetesinin haberine göre anaokul öğrencilerine komando asker kıyafeti giydirildi, ellerine oyuncak silahlar verildi ve çatışma canlandırması yaptırıldı. “Rol icabı” ölen çocuğun üzeri bayrakla örtüldü. Gösteri, bir 15 Temmuz canlandırması.
Haberde kimi velilerin bu canlandırmayı yadırgadığı yer alıyor. Yadırgamak yetmez, insan çocuğunun böyle kanlı gösterilere alet edilmesini veya çocuğuna seyrettirilmesine izin veremez. Ama bu korku ortamında, hele Kayseri’de kime dertlerini anlatacaklar?
BÜYÜKLERİN SİYASİ MESAJINA ÇOCUKLAR KURBAN
İster gösteri 15 Temmuz hakkında olsun, ister Kurtuluş Savaşı.. Asker kıyafetiyle donatılan 5-6 yaşındaki çocuktan nefreti, şiddeti, ölümü canlandırmaya zorlamak, evrensel şartlarda istismara girer.
İlkokul çocukları benzer canlandırmalar yapıldığında haklı olarak eleştiriliyordu, ama 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda, hele anaokul düzeyinde böylesine şahit olmamıştık. Büyüklerin siyasi mesajlar vermek, birilerine yaranmak uğruna geliştirdikleri anlaşılan bu ‘dahiyane’ fikrin, o yaştaki çocukların ruhunda yarattığı fırtınayı düşünen yok tabii.
Sorun küçük militaristler yetiştirmekten öte, çocuklara şiddetin mübah olduğunu öğretmek. Sahnede silah verdiğin, birbirini öldüren, bunun için alkış alan çocuklara sevgiyi, anlayışı nasıl öğreteceksin? Yarın arkadaşına saldırsa, yaralasa ne diyeceksin? 15 Temmuz darbe girişiminde askerin halkla, polisle çatışmasını çocuklara nasıl anlatacaksın?
Müsamerelerde 15 Temmuz temasının işlenmesi, anlaşılan giderek yükselen bir trend. Ancak değil küçüklerin, büyüklerin bile kavramakta zorlandığı, kurumlara güven duygusunu yerle bir eden meşum bir hadise, çocuk oyuncağı yapılamaz. Hele 23 Nisan gibi çocukların gülmesi, neşelenmesi, el üstünde tutulması gereken bir günde, hiç olmaz.
DERS KİTAPLARINDA MİLİTARİZM VE CİNSİYETÇİLİK
Neden bu kadar şiddete yatkın, yabancıdan nefret eden bir toplum olduk diye boşuna yakınmayalım. Malzeme ortada. Müsameresinden eğitim araçlarına, küçük beyinleri şiddete, nefrete teşvik ediyoruz.
1915 Ermeni kırımının yıldönümünde, Türkiye ve Ermenistanlı öğretmenlerin önemli bir çalışması yayınlandı. Agos gazetesindeki habere göre, tarihçilerin ortak projesinde, her iki ülkede orta öğretim seviyesinde okutulan ders kitapları tarandı. Raporun tamamı Haziran’da yayınlanacak ancak sahadan ön bulgular şöyle:
* Tek sesli bir anlatım kullanılarak sadece erkek siyasi elitlerin ve savaşların tarihine yer veriliyor,
* Türkiye’deki ders kitaplarında “hoşgörü” ve “öteki”nin bunun değerini bilmemesine vurgu yapılırken, Ermenistan’daki ders kitaplarında “öteki”nin baskısı karşısında hep “kurban” olmaya vurgu yapılıyor,
* Kadınların rolleri belirli kalıplara indirgeniyor ya da kadınlara hiç yer verilmiyor.
Kısacası milliyetçi, militarist, özcü, cinsiyetçi anlatım sadece müsamerelerde değil ders kitaplarında da aynen sürdürülüyor. 1915’le, tarihle yüzleşemediğimiz sürece hiçbir şey değişecek gibi görünmüyor.
Kaynak: Artı Gerçek