Mustafa Şeyhoğlu

2003 24 Ocak-Mustafa Şeyhoğlu-İSTANBUL-Asker kaçağı olduğu gerekçesiyle, Mehmet Tarhan’ın 26 Mayıs’taki mahkemesinin ardından askerlik şubesine götürüldü, kimliğine el konup ertesi gün askerlik şubesine gitmesi istendi Ben Mustafa Şeyhoğlu; Savaşsız dünya isteğiyle yaşayan bir insanım. İki nedenle bugün burada reddimi açıklıyorum: Birincisi, bürünmek istemediğim bir kimliğin bana dayatılmasından dolayı; ikincisi, itaat etmenin, yeryüzündeki tüm hiyerarşi türlerinin,

2003 24 Ocak-Mustafa Şeyhoğlu-İSTANBUL-Asker kaçağı olduğu gerekçesiyle, Mehmet Tarhan’ın 26 Mayıs’taki mahkemesinin ardından askerlik şubesine götürüldü, kimliğine el konup ertesi gün askerlik şubesine gitmesi istendi

Ben Mustafa Şeyhoğlu;
Savaşsız dünya isteğiyle yaşayan bir insanım. İki nedenle bugün burada reddimi açıklıyorum: Birincisi, bürünmek istemediğim bir kimliğin bana dayatılmasından dolayı; ikincisi, itaat etmenin, yeryüzündeki tüm hiyerarşi türlerinin, tahakküm mekanizması olan devletlerin, örgütlenmiş, kurumlaşmış şiddetin, insan öldürmeyi öğrenmenin ve öğretmenin, emir alıp vermenin, insan eliyle doğada yaratılan afetlerin ve doğanın yok edilmesinin, yaşamların erk, erkeklik ve silah üzerine kurulmasının, cinsiyetçiliğin, ırk, din, dil ayrımcılığının, dünyanın tesadüfen doğduğumuz herhangi bir coğrafyasının sınırlarla çevrilmiş olmasının ve bunu korumak için bilerek yaşanan ve yaşatılan paranoyanın karşısında olmamdan dolayı. Tüm bu saydıklarımın yekûnen bir arada bulunduğu ordunun bir askeri olmak istemiyorum.

Herkesin konuştuğu bir tarih olarak 11 Eylül’den de önce, herkesin çoktan unuttuğu bir tarih olan 12 Eylül’ü ve yaşamlarımızın her alanında militarizmi, hiyerarşiyi ve şiddeti kurumsal olarak örgütleyen DGM, YÖK ve MGK’yı hatırlatmak istiyorum. Bu kurumları işlevsiz kılmak, birey olarak yine bizim elimizde; tıpkı savaşın insan kaynaklarını kurutma seçiminin elimizde olması gibi. “Hiç kimse asker doğmaz”.

Varlıklar dünyasında işlenen tüm suçlardan kendimi mesul hissediyorum; bu nedenle, içimdeki şiddetin sönümlenmesine değil, körüklenmesine hizmet eden tüm biçimlerden, sadece askerlikten değil, alternatiflerinden de kurtulmak istiyorum.

İçine doğduğum toplumsal koşullardan dolayı, özgürlüğün benim için ne olduğundan ziyade, “ne olmadığına” dair daha çok fikir üretebiliyorum. Nihai hedefim olan özgürlük ve özgürleşme yolunda sivil itaatsizliğin ve total reddin önemli bir adım olduğunu biliyorum.

Bu nedenle tekrar söylemek istiyorum: Elime hiçbir zaman silah almayacağım; herhangi bir ordunun, şiddetin organize edildiği herhangi bir grubun parçası olmayacağım.

Hiç kimsenin askeri olmayacağım.

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org