“Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz, kimsenin askeri olmayacağız” – Halil Savda

Savaşı ve militarizasyonu reddetmek ve demilitarizasyon ekmek, eşitlik, hak ve özgürlüğün olmazsa olmazıdır. Ordular ve orduların sahip olduğu silahlar var oldukça yaşam tehlikede olur.

15 Mayıs 2024
Yıl 10-17 Temmuz 1993’tü. 8.si gerçekleştirilen İCOM (Uluslararası Vicdani Redçiler) toplantısı Muğla’nın Milas ilçesinde 40 ülkeden 90 katılımcıyla gerçekleşiyordu.

Katılımcılardan biri ‘bir Vicdani Redçiler Günü belirleyelim’ dedi. Öneri oy birliği ile kabul edildi. Takvim yapraklarına bakıldı, “boş” olan bir gün seçildi; 15 Mayıs.

15 Mayıs’ın seçilmesinin nedeni neydi?

Takvim yaprakları milliyetçiler ve asker kahramanların imzasını süslüyordu. 15 Mayıs’ı ise “unutmuşlardı”.

Savaşmayanlar, savaşa karşı çıkanlar o gün takvim yapraklarından birisini imzalamışlardı. Artık Takvim yapraklarında anti-kahraman ve Anti-Militaristlerin de imzası olacaktı; 15 Mayıs Vicdani Redçiler günü o günden bugüne tam 31 yıldır kutlanıyor.

Savaşanlar kadar Savaşmayanlar da hep var oldular. Ortaçağda kimi tarikatlar feodal beylerle anlaşmalar yapıp savaş vergisi ödeyerek “askerlik” yapmaktan muaf oluyorlardı. Wiedertaeufer ve Baptistler ise vergi de ödemediler, “askerlik”te yapmadılar. En çok bilinen Vicdani Red grubu Quaker’lardır. 18. yy İngiltere’sinde Quaker’lar vergi ödemeyi ve “askerlik” yapmayı reddettiler. 1. Dünya Savaşında İngiltere’de askerlik karşıtı hareket kitleselleşti ve devlet askerlik karşıtı hareketi bitirmek için zora başvurdu; 3 bin asker karşıtı kişi hapse atıldı. 1. Dünya Savaşına katılan diğer ülkelerde de benzer fotoğraflar vardı. Savaşa karşı çıkanların bu zorbalığa yanıtı güçlü oldu; Uluslararası Savaş Karşıtları (WRI) kuruldu.

2. Dünya Savaşında Hitler Almanya’sının ırkçı yayılmacılığına karşı sol savaş cephelerinde mevzilendiği için savaşa karşı hareket zayıf kaldı.

1960’ların sonunda ise Amerika’nın Vietnam işgali, Savaş Karşıtı hareketi ve Vicdani Reddi 100 binlerle buluşturdu. Amerika’nın Vietnam’da kalıcı olamamasının ana nedenlerinden birisi gelişen Vicdani Red hareketidir.

Avrupa’da, Amerika ve dünyanın önemli bölgelerinde çoğunlukla -Türkiye gibi kimi ülkeler dışında- zorunlu askerlik uygulaması kalkmış durumda. Kalkmayan kimi ülkelerde de askerlikten daha uzun süreler “sivil” hizmetlerde çalıştırılsalar da Vicdani Red kanunen Hak olarak kabul ediliyor. Bu Vicdani Red hareketinin gelişimini sekteye uğrattı.

Vicdani Red hareket olarak zayıf olsa da Vicdani Redçiler var; İsrail’de yüzlerce Vicdani Redçi var ve İsrail Hükümetinin Filistin’deki katliamlarına ortak olmuyorlar; ölmeye-öldürmeye karşı çıkıyorlar. Türkiye’de yüzlerce Vicdani Redçi var ve Türk Hükümetinin Kürt Katliamlarına ortak olmuyorlar; ölmeye-öldürmeye karşı çıkıyorlar. Az sayıda da olsa Filistinli gençler Hamas’ın Yahudi düşmanlığına ve İsrail’deki katliamlarına ortak olmuyorlar; ölmeyi-öldürmeyi reddediyorlar.

ICOM ve WRI zayıflasalar da varlar!

Ölüm makinalarına ve o makinaların ordularına inat “Irkçı bir ordunun mensubu olmayacağım”, “zulmün ve işgalin bir parçası olmayacağım”, “ölmeyeceğiz öldürmeyeceğiz kimsenin askeri olmayacağız” deyip kendiliğe, özgürlüğe ve yaşama saygılı olanlar varlar, çoğalmalılar.

Savaşı reddedenler çoğaldıkça yaşam güzelleşir.

Eski ve yeni birçok devrimcinin iddiası şudur: ‘Silahlanarak, vurarak-vuruşarak Emek sömürüsünü bitireceğiz; kapitalizmi ve kapitalizmin sahiplerini yok edeceğiz. Devrim Mavzerin namlusundadır.’

O mavzeri kim üretiyor?

Silah üreticisi zorba patronlar.

Mavzerin tetiğine bastıkça silah üretenler biraz daha zenginleşiyorlar.

İddialı iki soru soracağım:

1-)Devrim gerçekten mavzerin namlusunda mı?

2-)Mavzerin ve tankın namlusunu kırmak devrimin kapısını açmaz mı?

Kapitalizmin ana kaynaklarının başında silah sanayisi geliyor. Silah sanayisi oldukça ve silah sanayisi büyüdükçe özgürlük, yaşama hakkı ve adalet sekteye uğrar. Savaş ve savaşın silah sanayisi bir cinnet hali gibi toplumu ve toplumun ekonomisini yok ediyor.

Savaşı ve militarizasyonu reddetmek ve demilitarizasyon ekmek, eşitlik, hak ve özgürlüğün olmazsa olmazıdır. Ordular ve orduların sahip olduğu silahlar var oldukça yaşam tehlikede olur.

15 Mayıs Dünya Vicdani Redçiler Günü az biliniyor ve bugün sönük kutlanıyor. Cinnet toplumunun silah ekonomisine karşı özgür ve silahtan arınmış toplumun erdemiyle donanmak güzeldir. Türkiyeli Vicdani Redçilerin toplumu ve devleti kuşatan şiddet sarmalına karşı üretip seslendirdikleri şu slogana kulak kesmenizi istiyorum: “Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz, kimsenin askeri olmayacağız”

Savaşmayanların ve silahtan arınmış toplumun erdemiyle donananların 15 Mayıs Dünya Vicdani Redçiler Günü kutlu olsun.

Kaynak: Gazedda

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org