Batı medyası, 24 Şubat’ta Rusya’nın askeri harekatının başladığı günden beri Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmesi için yaygara koparıyor. Fakat binlerce parça silahın ve tonlarca mühimmatın nereye gittiği ya da kimlerin eline düştüğünün hesabını veren yok.
Ukrayna sınırını geçtikten sonra bu silahlara ne olduğu ya da olacağı sorusunun yanıtı için Libya iyi bir örnek. Yine aynı şekilde silahların kaybolması ve karaborsaya düşme riski mevcut.
Bu silahlar sadece selefi İslamcı grupların değil, Avrupa’daki suç örgütlerinin eline de geçebilir.
Sorun şu, Ukrayna örneğinde sadece basit tabanca ve el bombalarından bahsetmiyoruz; bu ülkeye bir yığın taşınabilir uçaksavar Stinger füzesi ve tanksavar Javelin füzeleri gönderildi.
Basit bir soru: Ukrayna’ya gönderilen Stinger füzeleri, herhangi bir ülkedeki herhangi bir selefi cihadist grubun eline geçti ve herhangi bir yolcu uçağını hedef aldılar, o zaman ne olur?
Ya da herhangi bir suç örgütü, bitcoin hesaplarına istedikleri fidye gönderilmezse Avrupa kentlerinden birine iniş yapacak herhangi bir yolcu uçağını vurmakla tehdit ederse…
Bunlar zorlama ihtimaller değil.
Ukrayna kara deliği
Bu konu geçen ay ilginç bir şekilde CNN’in radarına takıldı. Kanala konuşan ABD’li uzmanlar şunu söylemişti:
“Kısa bir süre için emniyetteyiz, ancak [silahlar]savaş sisi içinde kaybolduklarında neredeyse hiç olmayacağız. Büyük bir kara deliğin içine düşüyorsunuz ve bir süre sonra kesinlikle hiçbir fikriniz olmuyor”.
Aslında ABD Savunma Bakanı Austin ve Dışişleri Bakanı Blinken’in nisan ayı sonlarında Kiev’e düzenledikleri ziyaret sırasında Batı’dan gelen silahların akıbetini Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’e sordular.
Bakanlar, Zelenskiy’den silahların nerede olduğunu daha iyi takip etmesini istediler.
Europol endişeli
28 Mayıs’ta Die Welt gazetesi, Europol Direktörü Catherine De Bolle ile mülakat gerçekleştirdi. Mülakat birçok konuyu kapsıyordu ama De Bolle’in bir yanıtı epey çarpıcı:
“[…] Bizi ayrıca endişelendiren şu anda Ukrayna’ya sevk edilen silahların nerede olduğu. Savaş bir noktada bitecek. 30 yıl önce Balkan savaşındaki gibi bir durumun önüne geçmek istiyoruz. Bu savaştan çıkan silahlar bugün hâlâ suç örgütleri tarafından kullanılıyor. Savaşın sona ermesinden sonra durumla nasıl başa çıkacağımızın bir yolunu bulmalıyız. Bu sorunun üstesinden gelmek için uluslararası bir çalışma grubu oluşturacağız”.
Ukrayna’ya Javelin, NLAW ve Stinger gibi hem pahalı hem de yüksek işlevli silahlar akarken dünya silah teslimatının güvenliğini sorgulamamıştı. Bu soru, De Bolle’nin açıklamasının ardından da gündeme gelmedi.
Ayrıca dikkat çekici olan, De Bolle’nin bu konuyu kendisine sorulmadan açması. Die Welt bu kısmı öne çıkarmadı, bu açıklamaya etraflıca yer veren sadece n-tv var, Der Spiegel de internet sitesindeki canlı anlatıma sadece bir paragraf ekleyip geçmiş.
Rus propagandası izi yok
Ukrayna’ya giden silahların nerede olduğu sorusu epey ciddi. Ve şimdiye dek New York ve Londra basınından buna dair bir kaygı emaresi belirmedi. Ukraynalı Azak Taburu ve Praviy Sektor grupları kolluk kuvvetleriyle eşgüdüm halinde ve silah hibelerinden sonuna kadar faydalanıyorlar. Bu grupların yurt dışındaki onlarca neo-Nazi grupla bağlantıları mevcut ve bu da belgelendi.
Javelin tanksavar füzelerini üreten Thales Air Defence şirketininin Alabama’daki fabrikasında yüksek sipariş birikimi var. Ukrayna’ya savaş boyunca 7 binden fazla Javelin teslim edildi ve daha fazlası da gidecek.
Sansür, sadece saklayacak bir şeyleri olanların başvuracağı adice bir yöntem. Ve bu konuyu editöryal bir tercih olarak görmezden gelmek de sansürün daniskası oluyor.
Kaynak: https://emrekose.substack.com/