DWQA QuestionsCategory: Vicdani Ret hakkında genel bilgiVicdani Ret Hakkı’nın sağlanması ile igili münazaram var.Nasıl savunabilirim?
Anonymous asked 10 sene ago

Vicdani Ret Hakkı’nın sağlanması ile igili münazaram var.Nasıl savunabilirim?

2 Answers
admin Staff answered 10 sene ago
Vicdani ret nedir?

En basit anlamıyla vicdani ret; kişinin ahlaki tercihleri, dini inancı ya da politik görüşleri nedeniyle  askere gitmeyi ret etmesidir. Vicdani veya dini gerekçelerle askerlik yapmamak, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında bir haktır.
Türkiye Anayasanı her vatandaşa din ve vicdan özgürlüğü hakkı tanımaktadır. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde de bu hak sözleşmeye taraf tüm ülkelerin vatandaşlarına tanımak zorunda olduğu haklar arasında din ve vicdan özgürlüğü hakkı bulunmaktadır.
Bu nedenle her ne kadar yasal düzenleme yapılmamışsa da Türkiye’de vicdani ret hakkımızın olduğunu söylemek doğru olacaktır. Ancak bu hak, hükümet tarafından bu hakkın ne şekilde kullanılacağı yönünde yasal düzenleme yapılmadığından bu hak sürekli ihlal edilmektedir.
Vicdani reddin gerekçeleri nelerdir? Kişiler neden vicdani retçi olur?
İnsanları, vicdani retçi olmaya yönelten çeşitli nedenler vardır:
*Birey savaşlara karşı olabilir ve savaşların yürütücüsü olan ordulara hizmet etmek istemeyebilir.
*Birey, politik görüşleri doğrultusunda ordusuz, sınırsız, devletsiz, özgür bir dünyada yaşamak istiyor olabilir.
*Birey, emir almak ve vermek, itaat etmek ve hükmetmek istemiyor olabilir.
*Birey, şiddet kullanmayı ve insan öldürmeyi öğrenmeyi istemiyor olabilir.
*Birey, ( Yehova Şahitleri örneğinde oluğu gibi) dini inaçları gerekçesiyle savaşa, savaşmaya, savaş eğitimi almaya, insan öldürmeye karşı olabilir.
 
Türkiye’de vicdani reddin hukuki durumu nedir?
Türkiye’ de 1982 Anayasası’ na göre askerlik vatan hizmeti içinde görülmektedir. 1982 Anayasası’ nın vatan hizmeti başlıklı 72. Maddesi ise şöyledir:
“Vatan hizmeti her Türk’ ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.”
Buradan çok açık anlaşılacağı gibi, anayasa askerliği zorunlu kılmamaktadır. Askerlikle ilgili düzenlemeleri kanuna bırakmıştır. Bu konuyla ilgili kanunlar ise askerliği zorunlu kılmaktadır. Bu kanunlar 1927 yılında yürürlüğe giren 1111 sayılı Askerlik Kanunu ile 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu’ dur. Vatan hizmetinin silhlı askeri eğitimle bir tutularak zorunlu düzenlemeye tabi tutulması, hukuka uygunluğu tartışılan bugünkü (1982) anti-demokratik anayasaya bile aykırıdır.
Vicdani ret hakkı, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde düzenlenen din ve vicdan özgürlüğünün koruması altındadır. AİHM bu içtihadını ilk olarak 2011 yılında Bayatyan v. Ermenistan davasında ortaya koymyş ve daha sonra Türkiye’den vicdani retçilerin başvurusunda da bu içtihadını yineleyerek Türkiye’yi 4 ayrı davada din ve vicdan özgürlüğünü ihlalden mahkum etmiştir. (Yunus Erçep, Halil Savda, Feti Demirtaş ve Mehmet Tarhan kararları)
Anayasa’da da düzenlenen “din ve vicdan özgürlüğü” hakkını, AİHM’in kararları ışığında yorumladığımızda, zorunlu askerlikle ilgili yasal düzenlemelerin Anayasa’ya da aykırı olduğu açığa kavuşmaktadır.
Her ne kadar yasalarda hak olarak düzenlenmese de, hukuksal olarak Türkiye’deki idari, adli ve benzeri tüm kamusal makamların yapacakları işlemlerde bu hakkı tanımaları gerektiği açıktır. Türkiye’deki mahkemeler AİHM’in bu yöndeki kararları sonrası verdikleri kararlarda bu hukuksal durumu kabul etmektedirler. Ancak mahkemeler kişilerin vicdani retçi olduğunu kabul etmeme yönünde bir eğilim göstermektedirler. (Enver Aydemir ve Muhammed Serdar Delice davalarında olduğu gibi) Bu konuda henüz verilmiş bir Askeri Yargıtay kararı olmadığından Yargıtay mahkemesinin görüşü bilinmemektedir.
Buna karşın, vicdani ret hakkını kabul edip bu nedenle yargılanan vicdani retçinin yargılandığı bir dava da söz konusudur. (Hristiyan Yehova Şahidi olan Barış Görmez’in yargılandığı davalarda beraat kararı verilmiştir.)
Bu bilgiler ışığında, yasal düzenleme olmasa dahi, kamu otoritelerinin, Anayasa’nın 90. maddesi gereğince uygun davranmak zorunda oldukları Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde düzenlenen temel insan hakları gereğince, vicdani ret hakkının kullanılması şu anda bir yöntem sorunudur. Bu yöntem sorunu ise yasal düzenleme eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
 
1- Vicdani Retçilerin başvurabileceği herhangi bir yasal mekanizma söz konusu değil. Bu nedenle vicdani ret deklarasyonları şimdiye kadar kamuoyuna açık basın açıklamaları şeklinde gerçekleşti. Halen birçok kişi Vicdani Ret Derneğinin düzenlediği etkinliklerde veya sadece vicdani ret açıklamaları için düzenlenen basın toplantıları/basın açıklamalarında vicdani retlerini deklare etmektedirler.

Anonymous answered 10 sene ago

“İnsan Hakları” kavramını biraz araştırmakta fayda var. İnsan hakları, ülkelerin kendi hukukunun üzerindedir. İnsan hakları arasında yer alan bir hakkın savunulması da bu nedenle hukukidir.

VicdaniRet.org