Türkiye ve Yunanistan dört yılda toplam 100 milyar dolarlık silah satın aldı. İşte bu nedenle iki ülkenin borçları bir türlü ödenemiyor. Sürekli çoğalıyor. Bu silah alımlarına iki ülke vatandaşlarının artık dur demesi gerekiyor.
Yapılan bir araştırmaya katılanların sadece yüzde 29’u Arabistan ile ticaretten yana. Suudi Arabistan’a silah satışına karşı olanların oranı ise yüzde 78.
Dünyaca ünlü silah şirketi French Dassault’un CEO’su Eric Trapier ve Faransız Savunma Bakanlığı diplomatları tarafından Kahire yönetimi ile anlaşmaya varıldığı belirtildi. Mısır’ın yaptığı bu silah alımlarını ise Suudi Arabistan ve Kuveyt’in finanse edeceği iddia edildi.
Dünyada 150’nin üzerinde ülke ve serbest bölgeye ihracat yapan bu sektördeki en büyük satış ise 547 milyon dolar ile ABD’ye yapıldı. İkinci ülke 120 milyon dolar ile Malezya, üçüncü ülke ise 106 milyon dolarlık dış satım ile Birleşik Arap Emirlikleri oldu.
120’den fazla ülkenin imza attığı ancak Çin ve Rusya’nın henüz imzalamadığı anlaşmayı eleştirenler, “Silah Ticareti Anlaşması’nın standartları çok düşük ve bununla sınırlandırılacak tek bir silah ihracatı olmayacaktır” diyorlar
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI’nin dünya savunma harcamaları raporuna göre, büyük silah şirketleri ürünlerini öncelikle kendi devletlerine satıyor. Raporda bu gelişmenin Batılı savunma şirketlerinin satış hâsılatını düşürdüğü, Rus silah sanayisinin ise kârlı çıktığı dile getiriliyor.
Şirketten dün akşam KAP’a yapılan açıklamada, söz konusu teklifin 77 adet ana muharebe tankı, 9 adet istihkam ve 8 adet kurtarıcı tipindeki tank tedarikine yönelik olduğu belirtildi.
Alman Kilise ve Kalkınma Konferansı’nın 2014 raporunda Almanya’nın kriz bölgelerindeki ve insan haklarının gözetilmediği ülkelere yaptığı silah ihracatı eleştirildi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demi: “İhracatımızı 1 buçuk milyar dolardan 25 milyar dolara çıkarmayı, dünyadaki ilk 100 önemli firma arasına en az beş Türk firmasını sokmayı ve bu alanda da en az üç tane dünya markası oluşturmayı hedefliyoruz”
Federal Anayasa Mahkemesi kararında, silah satışlarına kimlerin katıldığı, hükümetin hangi gerekçelerle satışlara izin verdiği gibi konularda ‘susma hakkını’ savundu.
