Hatay’ın Yayladağı ilçesinde hudut karakolunun nizamiyesinde nöbet tutarken Suriye topraklarından PKK/YPG’li teröristlerin açtığı ateşle şehit olan piyade er Mehmet Kaya’nın (21) cenazesi memleketi Siirt’te toprağa verildi.
Askerliğini yaptığı sırada er Kıvanç Ağaoğlu’nun açtığı ateş sonucu hayatını yitiren Sevag Balıkçı’nın babası Garabed Balıkçı ve annesi Ani Balıkçı’yla hala devam eden dava sürecini konuştuk.
Şırnak’ın Silopi ilçesindeki Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda, piyade er Uğur Çakmak (21), nöbet tuttuğu mevzide, arkadaşının bilinmeyen nedenle ateş alan tüfeğinden çıkan mermiyle şehit oldu.
Hayatını kaybeden gencin otopsiye giren kuzeni ‘Bozkurt’un vücudunda darp izleri gördüğünü’ iddia etti. Ancak bu iddialar da savcılık tarafından araştırılmadı.
Askere gitmeden önce berber olarak çalıştığı öğrenilen M.Ç.’nin İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Günlüce köyünde bulunan yakınları, gencin herhangi bir sorunu olmadığını söylediler.
Uşak’ta zorunlu askerliğini yapan İ.B.’nin devriye görevini yaparken kendini araçtan attığı iddia edilmiş, İ.B. daha sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Askeri Savcılık ise olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.
Orada nerdeyse bütün kontrol mekanizmaları askerde. Hem olayı gerçekleştirenler hem denetleyenler ve yargılayanlar onlar olduğu için hemen ‘şehit düştü’ deniliyor ve konu kapanıyor.
Şüpheli asker ölümlerinin temelinde militarizm, toplumsal algı, nefret söylemi ve cezasızlığın yattığını söyleyen İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Suçu gizleyen değil, açığa çıkaran savcılara ihtiyacımız var” diyor.
Bursa Gemlik’te vatani görevini yapan Er Gökhan Kılıç’ın, nöbette annesiyle cep telefonuyla konuştuğu gerekçesiyle başına miğferle vurup ölümüne yol açan Başçavuş Osman Hancı,Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) atıldı.
“Bedelli askerlik bile şüpheli asker ölümlerinin önüne geçemiyor. Kışlalarda basına yansımayan ölümlerde var. Vicdani ret hakkının tanınması gerekir”
