Vicdani reddimi açıklıyorum – Sezer Polat
Eğer savaş bir çözüm olsaydı, yıllardır bu soruna bir çözüm getirilirdi. Aynı düzende ilerleyip farklı sonuçlar almak akıl kârı değildir.
Eğer savaş bir çözüm olsaydı, yıllardır bu soruna bir çözüm getirilirdi. Aynı düzende ilerleyip farklı sonuçlar almak akıl kârı değildir.
Türkiye’de kadınlar, 2004’ten beri vicdani reddini açıklıyor. Fakat militarizm ile mücadele bağlamında bakınca kadınların, LGBTİ+’ların mücadeleleri elbette ki bu tarihten de daha eskiye dayanıyor.
Devlet şiddetinin ekonomik bir şiddete büründüğü bu deneyimlerin ağırlığını kabul ediyorum ve bu hakkın gündelik hayatta, siyasal alanda daha fazla görünür olmasını diliyorum.
İsrail anlaşmalarına itiraz etmekten korkmayan ve gerçekliğin feryadına göz yummayan reddeden nesilleri sürdürmekten gurur duyuyorum. Şahar, Eviatar ve Nuh hala mahkumlar ve onları da serbest bırakmaya çağırıyorum.
Ukrayna artık Avrupa Birliği’ne katılmaya aday olduğundan, AB Antlaşması’nda tanımlanan İnsan Haklarına ve askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkını da içeren AB Adalet Divanı içtihatlarına saygı göstermesi gerekecektir.
Kürt halkına geçmişten bu güne dek yaşatılan acıların işkencelerin uygulandığı ellerin safına katılmayı reddediyorum.
Zorunlu askerlik hizmetinin 2011 yılında askıya alınmasından bu yana vicdani retçiler yalnızca halihazırda Bundeswehr’de (Alman Federal Ordusu) görev yapan kişilerden oluşuyor.
Amacım müslüman olduğu iddiasında olan Türkiye’deki müslüman vatandaşların zorunlu askerlik konusundaki imanlarının yanlışlığını onlara açıklamak. Çünkü büyük bir zulme ortak oluyorlar.
Kabul edilemez bu durum karşısında itaatsizliğin en önemli çözüm olduğunu varsayıyor ve ne orduya ne de devlete itaat etmeyeceğimi beyan ediyorum.
Yurtsever ve insancıl bir ailenin çocuğu olarak, öldürmeyi, eziyet etmeyi belli bir süreliğine dahi olsa insanların hayatları üzerine kararlar almayı ahlaki bulmuyor, devletin kendi isteğim dışında bana dayatmış olduğu askerlik görevini tüm benliğimle reddediyorum.