Keşke asker millet değil de, emekçi halklar olabilsek; “Türk Milleti askerdir” yerine, “Türk Milleti marangozdur” diyebilsek mesela. Marifetin asker olmakta değil de, marangoz olabilmekte olduğunu duyumsayabilse cümlemiz.
Tarihin çöplüğünde yer alan 16 Türk devletini silah figürleri eşliğinde yansıtıp, bir kuklanın huzurunda temsil etmek de saraylıya nasip oldu bizim ellerde.
Niye yıkıldı bunca Türk devleti; halkların “asker millet” olarak kutsanıp da ezilmesi, sömürülmesi, heder edilmesi yüzünden mi mesela?
Hala “asker millet” olmanın acısı çekiliyor yurdumuzda; hala tarihimizin kahramanlıklarla, yiğitliklerle dolu olduğu belirtiliyor eğitim sisteminde, medyada, siyasette.
Asker demek, savaş demektir oysa; savaş demek, zulüm demektir, halkların birbirine kinlenmesi demektir.
Dinlerin yayılması için yapılan savaşlarda nice canların soldurulduğuna bakmadan, dinleri sevgi pıtırcığı gibi değerlendiren yığınlar var.
Daha çok toprak kazanmak, daha çok asimilasyon yapmak, daha çok ganimet elde etmek için yapılan seferlerde, halklara, kültürlere, emeklere kıyılmasını kahramanlık olarak bize sunan resmi bir ideoloji var.
Çoğulluklara yapılan zulümleri, sürgünleri, mübadeleleri yiğitlik diye belleten efendiler var.
“Asker millet” olmak, efendilerin, “bir devlet yıkılırsa, nasıl olsa yerine başka bir devlet kurarız” diye düşünmesi içindir oysa.
Olan canlara, halklara, çoğulluklara olur askerleşince; devleti temsil eden efendilere, patronlara, burjuvaziye değil!
Keşke asker millet değil de, emekçi halklar olabilsek; “Türk Milleti askerdir” yerine, “Türk Milleti marangozdur” diyebilsek mesela. Marifetin asker olmakta değil de, marangoz olabilmekte olduğunu duyumsayabilse cümlemiz.
Türkler marangoz olduğunda, Kürtler de çiftçi olacaktır o gün.
Kürtler çiftçi olduğunda, Ermeniler terzi olacaktır.
Ermeniler terzi olduğunda, Süryaniler bağcılık yapacaktır.
Aleviler, Ezidiler, cümle azınlıklar, zanaatlarıyla, sanatlarıyla, bilimleriyle seslenecekler birbirlerine o gün.
“Türk milleti marangozdur” demek hakaret değil, onurdur dostlar; emeğin, emekçilerin, halkların kıymetlenmesidir.
Talep edilen barışsa eğer, talep edilen özgürlükse, bunu sağlayacak olan askerler değil, emekçilerdir, halklardır, canlardır!
Talep edilen emeğin değerlenmesi, vicdanın hüküm sürmesi ise, bunun mücadelesini verecek olan ordular değil, marangozlardır, çiftçilerdir, terzilerdir; fabrikalardaki, atölyelerdeki, tarlalardaki işçilerdir!
Kuşaklardır, asırlardır barış diline, barış kültürüne hasretiz gayrı; cinsiyetçi söylemlerle, ayrımcılıklar üstüne kurulu siyasetlerle, sömürüler üstüne boy veren düzenlerle, faşizmle boğulmadık mı canlar?
Zanaatın zamanı eylemeliyiz şimdiki zamanları; sanatın, bilimin, emeğin zamanı eylemeliyiz gayrı.
Kutsanan emek olmalı, kutsanan emekçiler, halklar, canlar olmalı bizim ellerde; askerler, ordular, savaşlar değil!
14 Ocak 2015
[email protected]
http://www.sendika.org/2015/01/turk-milleti-asker-degil-de-marangoz-olabilse-ergur-altan/