2015-09-28 08:07:04
Piroz Zırığ/JINHA
ŞIRNEX – Dayanışmak amacıyla İzmir’den Cizre’ye giden vicdani retçilerden Filiz İrem Yaşın ve Tuğba Akbulut, tüm yaşananlara rağmen Cizre halkının tüm kesimlerle bir dayanışma içinde olduğunu belirterek, “Aynı ruhun batıda da olması gerekir, evleri delik deşik olmuş bir halkın bizi misafir etme çabası çok anlamlı, bu değeri korumak gerek. Halkın kurtuluşu için tüm Türkiye halklarının ortak mücadele etmesi şart” diye belirtti.
Cizre’nin 9 günlük tarihi direnişinin ardından halk kendi yaralarını kendileri sarmaya devam ederken, heyetlerin Cizre’yle dayanışma adına ziyaretleri devam ediyor. 9 günlük sıkı yönetimle gerçekleştirilen saldırılarda yaşanan hak ihlallerini yerinde incelemek adına ilçeye gelen İzmir Vicdani Ret üyeleri, burada bir takım görüşmelerde bulunarak, militarist anlayışın ilçede gerçekleştirdiği saldırıları belgelemek adına çalışma başlattı. Saldırıları sadece özgür basından takip edebildiklerini söyleyen Vicdani Ret üyesi Filiz İzem Yaşın, Cizre’ye dair tüm haberlerin yaşanan vahşeti anlamaya yetmediğini belirterek, tüm kesimlerin bölgeye gelmesi gerektiğini kaydetti. Filiz, “Keşke daha büyük bir şey yapabilseydik sokağa çıkma yasağında burada olabilseydik. İnsanlara burada olduğumuzu göstermek ve kendi akıl evrenimizde kendimiz çarpışmak istedik” dedi.
‘Devletin kadınlara yaptırımı farklı oluyor’
“Geçen sene Kobané kuşatmasında Suruç sınırındaydık orada olmak o annelerle birlikte el ele tutuşmak çok farklı, mücadelenin farklında olmak onu kendi kanıtlarınla yayabilmekte çok önemli” diyen Filiz, Kürdistan’da devlet terörünün terör olmaktan dahi çıktığını söyledi. Filiz, “Kürdistan coğrafyasında çok önemli değişimler oluyor ve çok az insan bunun farkında. 2013 yılında Vicdani reddi mi açıkladım, vicdani ret olaylarında devletin kadınlara yaptırımı farklı oluyor. Vicdani reddimizi özgür basında çalışan bir kadın arkadaşımla aynı gün açıkladık ve kullandığımız kelime ve cümleler aynıydı. Benim Türk bir aileden geliyor olmamdan kaynaklı benim hiçbir sorunum olmadı sorun yaşamadım ama arkadaşımın özgür basın çalışanı olmasıyla alakalı başına bir takım şeyler getirmeye çalışıldı” diye konuştu. İktidarlara karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Filiz, “Rojava’daki gibi bir devrim yaşayabilirdik. Devrim arzusuna ihtiyacımız var, Kürdistan halkı gibi birlikte devlet iktidarına karşı düşünce ve ruh olarak birlikte hareket etmek zorundayız” ifadelerinde bulundu.
‘Bu önyargıları kırmak gerekiyor’
Bir diğer Vicdani Retçi Tuğba Akbulut, “Tüm yaşananları geldiğim yere aktarmak için buradayım. Batıdaki insanların bu acıyı anlaması için defalarca tekrarlamak gerekir. İzmir demokrat göründüğü gibi ön yargıları da fazlası ile barındıran bir yer. Bu önyargıları kırmak gerekiyor. Ailelerimizden başladık biz bu ön yargıları kırmaya. Umarım çevremde birkaç kişiyi daha etkileyebilirim. O bile gölde küçük bir damla olabilse mutlu olurum. O hedefle geldim buraya” dedi.
‘Kurtuluşumuz ortak mücadeleden geçer’
Tuğba, “Mahalleleri gezerek burada yapılanları kendi gözlerimizle gördük. Özellikle gezdiğimiz mahallelerde annelerin bizi evine davet etmesi, tüm yapılanlara rağmen bizi hiç bir şekilde düşman görmediklerini görmek çok anlamlı. Evleri delik deşik olmuş insanların bizimle dayanışmak istemeleri çok önemli, keşke bu ruh batıda da olsaydı. Ben artık ‘kardeş’ lafından çok ‘eşitiz’ kelimesini kullanmamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Tuğba, “Bir evin kurşunlarla delik deşik edilmiş asma ağacını gördüm, ağaç dahi hedef alınmış. Hayatı durdurmak adına ağaca bile saldırmışlar. Ben her iki tarafın oturup barışı konuşabileceğine inanıyorum, bu anlamda yeni bir yaşam biçimi oluşur, dünya örgütlenir. Ben buna inanıyorum ve bunun için buradayım. Silahlar tek taraflı bırakılmaz” diyerek, kurtuluşun Türkiye’deki tüm halkların ortak mücadelesiyle gerçekleşebileceğini kaydetti.