Yannis Vasilis Yaylalı
“Vicdani Retçi Sergen Sucu’nun sabah erken saatte Diyarbakır’da ki evinden bir randevusuna gitmek için bindiği ticari taksi Polis arama noktasında durduruldu. Kimliği kontrol edilen vicdanı retçi Sergen Sucu ‘asker kaçağı’ olduğu gerekçesi ile bindiği ticari araçtan zorla indirildi. Arama noktasında indirilen Diyarbakır’lı Vicdani Retçi Sucu askerliği ret ettiği ve askere gitmediği için polisler tarafından sözlü tacize maruz kaldı.”
Daha önce’de Ankara’da yattığı hastanenin yoğun bakımı bölümünde ‘asker kaçağı’ olduğu gerekçesi ile askerlik şubesine teslim olması için evrak imzalatılmaya çalışılan Diyarbakırlı Vicdani Retci Sucu bize telefon yolu ile ulaşarak Diyarbakır’da Polis noktasında yaşadıklarını şu şekilde anlattı ”06.03.2017 tarihinde saat 10.00 sıralarında evden çıkıp geç kaldığım randevuma yetişebilmek için ticari taksiye bindim. Her yeri olduğu gibi her köşesi Polisler tarafından çevrilmiş Amed de çevre yolundaki çevirmede onlarca ticari taksi içerisinde benim içinde bulunduğum taksi çevrilip yalnızca benim kimliğim istenildi. Asker kaçağı olduğum söylenilerek aşağı inmem gerektiği söylendi. İnmeyeceğimi ve asker kaçağı olmadığımı vicdani retçi olduğumu söyleyince ineceksin diyerek zorla aşağı indirildim.”
POLİS MEMURU : “VİCDANİ RET VATANA İHANETTIR”
“Polis otosu çağırıldı ve polis otosu gelinceye kadar bana neden vicdani retçi olduğumu bunun vatana ihanet olduğunu söyleyen polis memuruna ben onlarında onurlu bir yaşama sahip olması için direndiğimi ve hiçbir koşulda askere gitmeyeceğimi söyledim. Genç yeni başlamış 2 polis memuru anlattıklarımı duyunca gerçekten gözlerinde ellerin de ki silahı bırakma isteği canlanıyordu. Diğer bir yandan da hem genç polislere köpüren hem de bana psikolojik ve sözel şiddet pratiğinde bulunan polis gözlerinde devletin ona dayattığı vatan millet aşkı ile insanlığını terk etmişçesine ağzından sözler çıkıyordu. ”
POLİS MEMURU : ”KARŞINA PKK’LI ÇIKSA VURMAYACAK MISIN“
“Polis otosu geldi ve tutanak tutuldu ardından bana imzalatılmak istendi imzalamayacağımı söyledim ve üzerine vicdani retçiyim ve bu belgenin benim nezdimde hiçbir gerçekliği yoktur yazdım. Polis memuru sinirlenerek bir ağız dolusu nefret ve kini kusup kağıdı yırtıp attı ve beni polis otosuna bindirdiler. Bu memuru belindeki silah ve devlet o kadar zehirlemişti ki gözlerinde insana dair tek bir zerre dahi yoktu. Polis otosunda sürekli karşına PKK’li çıksa onu vurmayacak mısın ? sana terörist diyorum ona da silah sıkmayacak mısın ? dedi. Bende kendisine bu kadar şiddet kin ve nefret dolu neyin çözülebildiğini sordum. Cevap veremedi. Çünkü verebilecek bir cevabı yoktu. Ardından askerlik şubesine gittik ve polis bana propaganda yapma in aşağı dedi. İşlemler için beni bir odaya götürdüler orada ki sivil memur tutanağı imzalamamı söyledi fakat ben orada yapılacak tüm işlemleri reddettiğimi söyledim ardından tutanak tutuldu ve serbest bırakıldım. ”
“DOĞANIN VE YAŞAMIN GÜCÜ İLE DIRENECEGİM”
“Bu uygulamaların süreceğini biliyorum. Sadece seyahat özgürlüğümü kısıtlayan bu uygulamaya ve devletin top yekûn savaş politikalarına karşı top yekun direneceğim. Çünkü hukuktan yaşamdan insanlıktan uzak bu uygulamalara boyun eğecek tahammülüm yok. Devletin zorbalığına, saldırılarına, tekçiliğine, düşmanca yaklaşıma ve nefretine karşı yalnızca durup seyretmeyeceğim. ”
“Hastenede yoğun bakımda hava alanında ve şehir içi seyahatim sırasında uygulamış olduğu tüm zorbalığa karşı Doğanın ve yaşamın gücü ile direneceğim, direneceğiz. Bu direnişi öz savunmanın ilk sözcüğü olan HAYIR dan alıyoruz. Askerliğinize savaşınıza KHK nıza Hukuksuzluğunuza TaCizci TeCavüzcü yaklaşımınıza karşı Hayırı Büyüteceğiz.”
Kaynak : Barış İçin Aktivite