23 Ekim 2014
IŞİD çetesinin saldırılarına karşı Kobanê’de bir ayı aşkın süredir devam eden direniş, direnişe ses verenlere yönelik gerçekleştirilen saldırılar, Suruç-Kobanê sınır hattında savaştan kaçanlara kapatılıp, çetelerin kullanımına açılan kapılar… Kobanê halkına yönelik saldırılara karşı direnirken sınırın her iki yanında yaşamını yitiren sayısız insan, atılan sayısız bomba, sıkılan sayısız mermi… Devletin örgütlediği savaş çığırtkanlığı giderek yükseliyor.
Rojava ve Kobanê’ye yönelik saldırılar, aylardır Batılı devletlerin “barış gücü” propagandalarına zemin olduğu gibi, şimdi de Türkiye Devleti için “sınır ötesine barış götürme hayali”ne dönüşmüş durumda. Hükümet mecliste onadığı tezkere kararıyla askeri birliklerini sınırın öte yanına göndermeye hazırlanıyor, sınır bölgelerine askeri yığınak yapıp, bölgeyi “barış” adı altında fiili savaş koşullarına sokuyor. Suruç sınırında kapılar savaştan kaçanlara kapatılıp çetelerin silah desteğine açılmışken, “barış götürecek askerler”in namluları savaştan kaçan binlerce Kobanêliye doğrultulmuşken; bu topraklarda 90’lı yılların OHAL’lerinden sonra ilk kez sıkıyönetim yasaları uygulanıyor. Zemini hazırlanan yeni katliamlara karşı direnenlerin sokağa çıktığı her yerde, sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor; direnişe ses vermek için sokaklara çıkan onlarca insan askerin ateş açmasıyla katlediliyor.
Şimdi, hem sınırın “o” yanında, Kobanê’de; hem de burada, coğrafyanın dört bir yanında savaşın etkileri sürüyor. Dört bir yandan Kobanê sınırına gidenler, bölgede canlı kalkan olup güvenli bir hat oluşturmaya çalışsa da, devletin askeri-devletin polisi bu dayanışmayı kırmaya yönelik saldırılarını sürdürüyor. Devletler, çizdiği sınırların ardında “güvenlik politikaları” adı altında yeni savaşlara, “barış götüreceğiz” yalanı ardında yeni katliamlara hazırlanırken; kimileri ise bu politikaları, çizilen sınırları, zemini hazırlanmakta olan yeni katliamları reddediyor.
Bu topraklarda vicdani ret hareketi yıllar boyunca, savaşın karşısında, yaşamın yanında durdu. Kardeş kanı dökmeyi, ölmeyi, öldürmeyi reddedenler, yıllar boyunca direndi. Devlet yaşamdan yana olanları askeri cezaevleriyle, baskıyla, işkenceyle yıldırmaya çalışsa da, vicdani retçiler vazgeçmedi, yaşamı savunmaya devam etti.
Vicdani retçiler, başlatılan her “sınır ötesi operasyon”da, her savaş hazırlığında, askeriyle-ordusuyla devletin işlediği her yeni katliamda yinelediler: İşte bu yüzden reddediyoruz, reddetmeye devam edeceğiz diye. Irak’a düzenlenen “Özgürleştirme Operasyonu”nda, Gazze’ye yönelik sayısız bombardımanda, Roboski’ye atılan her bombada vicdanlar reddetti devletin uzattığı silahı tutmayı, planlanan savaşların bir parçası olmayı.
Şimdi, sınırın “o” yanında, Kobanê’de binlerce yürek direnirken katil çetelere, katillerle işbirliği içinde yeni katliamlar planlamakta olan devletlere; sınırın “bu” yanından direnişe ses vermek, özgürlük mücadelesini yükseltmek için reddediyor vicdanlar. Sokak ortasında polisin katlettiği Hakan Baksur’un, korucular tarafından katledilen Necmettin Çelik’in, Qamişlo sınırında askerin sıktığı kurşunla katledilen 8 yaşındaki Rojavalı Remezan’ın ardından reddediyor…
Devlet, direnişe uzanan her eli kırmaya, verilen her sesi susturmaya, katılan her yüreği katletmeye çalışsa da, “bu” taraftan gelen reddedişler durmuyor. Ortadoğu’da sayısız canı katletmiş, devlet eliyle palazlanmış IŞİD’e karşı direnenlerin yanında, devletlerin ordularının karşısında tek yürek olanların sesi yükselmeye devam ediyor. Kimileri yaşamları için direnenleri, devletlerin “katletmeye programlanmış orduları”yla aynılaştırmaya çalışıyor. Böylelikle direnişi tektipleştirerek, Kobanê’deki direnişi sahiplenen vicdani retçileri savaş yanlısı olarak yaftalamaya girişiyor.
Kobanê’de direnenler yaşam için direnenlerdir. Vicdanları yaşamdan yana olanlar, Kobanê’de direnenleri selamlayarak vicdani retlerini açıklamaya devam edecektir.
Otuz yılı aşkın süredir bu topraklarda devam eden savaşta, vicdani retçiler, devletin silahını reddedip yaşam için direnenlerin, yaşamları pahasına mücadele edenlerin yanında durduğu gibi; şimdi de sürgün edilmeye, katledilmeye çalışılan Kobanê halkının yanında duruyor. İktidarların yarattığı sınırların her iki tarafından bu sınırları yıkanlar, hep birlikte direniyorlar.
Kobanê’de yeni bir yaşam örülürken, vicdanlar bu yaşam için, Kobanê’de direnenler için reddediyor!