VR-DER: Soykırım’ın 100. Yılında, Sevag Şahin Balıkçı’yı Konuşuyoruz (25 Nisan, 16.00, Kadiköy)

24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın 96. yıldönümünde, zorunlu askerlik hizmetini yaparken, beraber askerlik yaptığı bir kişinin silahından çıkan kurşunla öldürülen er Sevag Şahin Balıkçı’nın annesi Ani Balıkçı, babası Garabet Balıkçı ve Nor Zartonk İnisiyatifi’nden Murad Mıhçı ile Sevag’ı, Ermeni Soykırımı’nı ve tüm bunları besleyen militer kültürü konuşacağız.

Sevag Şahin Balıkçı, bu topraklarda yaşayan Ermenilerden yalnızca biriydi. Ancak o da 1915’te katledilen yüzbinlerce Ermeni ile aynı sonu paylaştı.

Sevag Şahin, İstanbul’da yaşarken zorunlu askerlik hizmetini yapmak üzere Batman’ın Kozluk ilçesine gitti. Gümüşörgü Karakolu’nda askerliğini yaparken beraber askerlik yaptığı bir kişinin silahından çıkan kurşunla öldürüldü. Terhisine 23 gün kala Sevag’ın ailesine, onun ölüm haberi gitti. Sevag’ın ölümüne de diğer yüzlerce askerin şüpheli ölümüne dendiği gibi kaza dendi, şakalaşma sonucu oldu dendi. Ama Sevag’ın 24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın 96. yıldönümünde öldürülmesi ne bir tesadüftü ne de bir kazaydı.

Bugün, Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını yaşadığımız günlerde Sevag’ı hatırlamak ve onun davasını unutturmamak, sürmekte olan soykırımı görmemiz açısından önem taşıyor. Katliamın 100. yılında Sevag Şahin Balıkçı’nın annesi Ani Balıkçı, babası Garabet Balıkçı ve Nor Zartonk İnisiyatifi’nden Murad Mıhçı ile Sevag Şahin Balıkçı’yı, Ermeni Soykırımı’nı ve tüm bunları besleyen militer kültürü konuşacağız.

Tarih: 25 Nisan Cumartesi
Yer: Vicdani Ret Derneği (Osmanağa Mah. Söğütlüçeşme Cad. No:74 Kat:5 Ofis: 108)
Saat: 16:00

**

Sevag Balıkçı 24 Nisan’da İstanbul’da mezarı başında anılacak

24 Nisan 2011’de zorunlu askerlik yaptığı bölükteki er Kıvanç Ağaoğlu tarafından öldürülen Sevag Balıkçı, 1915 Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü vesilesiyle İstanbul’da yapılacak anma törenleri kapsamında anılıyor. Yarın saat 15:30’da Şişli Ermeni Mezarlığı’nda Sevag Balıkçı’nın kabri başında düzenlenecek olan anmaya, ailesi ve yakınlarının yanı sıra, insan hakları savunucuları, aktivistler ve yurtdışından 24 Nisan anma etkinlikleri için gelen Ermeni toplumu mensupları da katılacak.

Sevag Balıkçı davasında tanıklar yeniden dinleniyor

**

Türkiyeli Ermeniler’den Çağrı: Bak Kardeşim

Bak Kardeşim,

Ermeni Soykırımı’nın üzerinden 100 yıl geçti. Bir halk, ninenin, dedenin birlikte yaşadığı bir halk, devlet tarafından sistematik olarak katledildi. Bundan 100 yıl önce sokakta karşılaşacağın beş kişiden biri Ermeni iken bugün sokakta Ermenilere rastlamak o kadar kolay değil. Ne oldu onlara? Sor kardeşim…

Dur kardeşim kızma hemen dinle…

Devlet Baba bizi hain ilan etti, lanetli ilan etti, bir canavarmışız gibi bahsetti bizden. “Farklılıklarımızı fıkralaşacakken” farklılıklarımız bizi birbirimizden ayırma aracına dönüştü. Okulda okuduk, medyada gördük, evde dinledik… Sahte bir tarih ile kandırıldık hepimiz. Nefret ettik birbirimizden. Sistem ne zaman ”error” verse milliyetçilik kapladı ortalığı. Örttü sorunun üstünü. Düştük birbirimize…

Gör kardeşim, duy canım kardeşim…

Devlet, suçu ile yüzleşmiyor. 100 yıl önce biz birbirimize tıpatıp benzeyelim diye işlediği suç ile yüzleşmiyor. Yüzleşmedikçe ve suç yargılanmadıkça olanlar yapanın yanına kâr kalıyor. Böyle bir ülkede mi yaşamak istiyorsun kardeşim? Öldürenin suçunun yanına kâr kaldığı, adaletsizliğin ödüllendirildiği bir ülke de mi yaşamak istiyorsun? Nerede Hrant’ın azmettiricileri? Nerede Sevag Balıkçı’nın, Maritsa Küçük’ün failleri? Dışarıda, hepsi dışarıda. Yanımızdan ellerini kollarını sallayarak geçiyorlar kardeşim…

Niye Kardeşim?

Niye onlar ellerini kollarını sallayarak özgür bir biçimde dolaşıyor? Biz 1915 ile hesaplaşamadık, yargılayamadık kardeşim. 1915’te Ermeni öldüren cezasını bulmadı, bulmadıkça da bu durum kendini tekrarladı ve halen devam ediyor. Yüzleşmedikçe biz öldürülüyoruz kardeşim. Biz artık öldürülmek istemiyoruz. Evlerimizden, okullarımızdan, kiliselerimizden, iş yerlerimizden korkarak çıkmak; “başımıza bir şey gelir mi?” diye adımızı gizlemek, saklanmak istemiyoruz. Bu ”güvercin tedirginliği” nereden çıktı sanıyorsun kardeşim? Yüzleşmedikçe, suça ceza vermedikçe suçlar çoğalıyor. 1915’te Ermeni’ye Süryani’ye olan, Trakya pogromunda Yahudi’ye, 6-7 Eylül’de Rum’a, Sivas’ta Alevi’ye, Diyarbakır zindanında Kürt’e, 1 Mayıs 77’de ve bugün hâlâ işçi cinayetleriyle işçilere yapıldı, hepimize yapılıyor. Failleri nerede kardeşim? Niye sormuyoruz? Niye Kardeşim?

Sen onlardan değilsin kardeşim…

Senin yerin bizim yanımız canım kardeşim. İnkar soykırımın son aşaması. Sen inkar edip bu soykırıma ortak olanlardan değilsin. Görüyorsun yokluğu, bir halkın buharlaşmasını. Görmezden gelmiyorsun, umursuyorsun ninenin, dedenin komşusuna yapılanı. Geleceğin için umursuyorsun, adalet için umursuyorsun, kendi çocukların için umursuyorsun kardeşim. Kendi çocuklarına adil bir ülke bırakmak için umursuyorsun…

Sorumluluğun yok mu kardeşim?

Sen soykırımcı değilsin kardeşim. 1915’te hayatta değildin ve o cinayetleri işlemedin. Bize kardeşin olarak baktın biliyoruz. Ama hiç mi sorumluluğun yok kardeşim. Bu toprağın insanları olarak, adil bir gelecek inşa edebilmek için inkar politikalarına destek olmamak gibi bir sorumluluğumuz yok mu? İnkarcı partilere oy veriyorsan, inkar edenlere destek çıkıyorsan, yapma kardeşim. Tekrar tekrar öldürme bizi canım kardeşim. Soykırımı sürdürenlere ortak olma…

Adalet, Eşitlik, Kardeşlik
NOR ZARTONK / ՆՈՐ ԶԱՐԹՕՆՔ

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org