2013 09 Mart-Zeynep Çiçek (8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Ankara’daki mitingde Vicdani Reddini açıkladı.)
Kürdistan’da bir çocuğun hayretlerinin kelimesidir “le le” … sessizliğin en korkulan yanı bir dakika ara vakitleridir ki “bir kız çocuğu doğar” derler ya hayret derinden ve bu kez sesli “ le le “… “ “Oku!”diye başlayan metinlerin kutsallığı, ölümcül ayetlerin mealinin anlaşılmazlığı “ suç ve ceza” ikileminde gizli değil midir?
Savaşın ölümler dağıtıp; devletin erkek kusup erkekçikler yaratması, kutsal toprak, toprağın fethinin ödülü olarak kadının fethini haklı kılar.
Savaş: devletin, savaşanlar devletin kustuklarıdır. “Kutsal“ olanla eşleştirilmek savaşa erkeğin çağırılıp, kadının adlandırılmasıdır ki, kutsal olana girmek devletin, devletçiklerin işidir. “Doyma“ kisvesi altında, açlığın dağıtıldığı, kutsal olanın ürün vermekle kutsandığı toprak ve kadın…
Kutsallığımın reddidir, savaşın toprakları kanlıdır, kanlı toprağın ürünü yenmez!
Suç ve cezanın ikileminin diğer yanı savaşa çağırılanların istenilen ama beklenilmeyen çocuklukları. Hiçbir kadın devletten çocuk sahibi olmak istemez ve hiçbir devlet çocuğun kendisinden olduğundan emin olamaz..
Önce söz mü eylem mi? Yarayılış; toprağa gömülen ve toprak kadar kutsal sayılan “kadınlık“… Gönüllülüğün zorunluluk haline geldiği, savaş için gerekli sayılan kadınlığı, büyük aile, toplum kardeşliğini, devleti, kanlı toprakları reddediyorum. Bu vatan kimin sorusunun cevabının mahremiyeti hiçbir vatan benim değil ve silahı dolduran şeytan ya da erkekte olsa, silahı dolduran kişinin annemden olduğunu reddediyorum.
Savaşı yaratmayanların direnişinin sesidir “le le” ve direnenlerin reddi devletler, bu topraklarda T.C. dir. Reddimdir!