Avrupa’da Vicdani Ret Raporu (2016)’ nun sunumu 19 Kasım’da Atina’da gerçekleştirildi

Avrupa Vicdani Ret Bürosu (EBCO), 19 Kasım Cumartesi günü Atina’da, Vicdani Ret Derneği’nden (VR-DER) Davut Erkan’ın da katılımıyla, Avrupa’da Vicdani Ret üzerine 2016 Yılı Raporu’nun sunumunu yaptı.

Sunum sırasında EBCO Başkanı Friedhelm Schneider tarafından yapılan ÖNSÖZ. (raporu buradan indirebilirsiniz

Ocak 2016’daki iki tarih, Avrupa’daki vicdani retçilerin durumlarını ortaya koymakta olan çelişkili gelişmeleri gösteriyor:

27 Ocak 2016; 1916’da yürürlüğe giren İngiliz Askeri Hizmet Yasası’nın yüzüncü yıl dönümü olarak, zorunlu askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkını açıkça tanıyan ilk yasal düzenlemeyi akıllara getiriyor. Askeri yasadaki vicdan ile ilgili bu ilk maddenin sonuçları belirsizliklerle ve gelişigüzel bir şekilde yaşandı: 6500 vicdani retçiye alternatif hizmet yapmaları koşulu ile şartlı muafiyet verildi ve ulusal önem taşıyan bir iş bularak çalışmaları söylendi. Diğer bir 6500 savaş karşıtı ise mahkum edildi, 100’ün üzerinde kişi hapishane koşulları nedeniyle öldü. İngiltere’deki ilk vicdani ret yasal düzenlemesi gösteriyor ki; vicdani retçiler için yapılan yasal düzenlemeler açık ve net bir şekilde insan hakları standartlarını sağlamadıkları sürece yetersiz kalmaktadır.

24 Ocak 2016 tarihi ise daha yakın tarihe yönelik fakat önemli bir olayın yıl dönümü. On yıl önce AİHM Türk vicdani retçi Osman Murat Ülke’yle ilgili kararını açıklamıştı. Mahkeme, Ülke’nin tekrarlayan tutuklanmalarını AİHS’nin 3. maddesi çerçevesinde “sivil ölüm” ve aşağılayıcı muamele olarak tanımlamıştı. Türk hükumeti, insanların inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmeleri durumlarında daha uygun yöntemler kullanılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya çağrılmıştı. Türkiye, on yıl sonra hala Osman Murat Ülke ve diğer vicdani retçileri haklı bulan ilk karara uymamaktadır.

Osman Murat Ülke için verilmiş olan kararın hala uygulanmamış olması; her nerede olursa olsun vicdani retçilerin durumlarının iyileştirilmiş olması gerekirken, bu konuda 2016 yılında hala hakim olan bir durgunluğa işaret ediyor. Bu durum özellikle son bir yıl içinde üç tane uluslararası insan hakları kurumu tarafından vicdani retçilere yönelik ciddi insan hakkı ihlalleri yapıldığı belirtilen Yunanistan için geçerli. BM İnsan Hakları Konseyi, BM İnsan Hakları Komitesi ve AİHM (Papavasilakis v. Greece davasında) Yunanistan’da sürmekte olan Yunan vicdani retçilere yönelik ciddi boyutta hak ihlallerine işaret etti. Yunan hükumeti ise ne herhangi bir tepki verdi ne de uluslararası insan hakları standartları ile örtüşecek şekilde yasal düzenlemeler yapmak için gerekli adımları attı.

Zorunlu askerlik hizmetine karşı vicdani ret konusundaki gelişmelerde bir durgunluk olduğunu, hatta daha da geriye gidildiğini başka durumlarda da gözlemlemek mümkün: Mülteci olarak başvuru yapan vicdani retçilerin durumları başvurunun yapıldığı devlete göre değişiyor ve çok sayıda ölçülemez kıstaslara dayanıyor. Vicdani retçilerin maruz kalmakta olduğu sorunların çoğunun kaynağı olan zorunlu askerlik uygulamalarının kaldırılması veya askıya alınması yönünde değil de aksi yönde gelişmeler olacak gibi görünüyor. Son olarak, Avrupa Konseyi sınırlarında artmakta olan karmaşa, insan haklarının uygulanmasını daha da güçleştiriyor.

Her şeye rağmen iyi gelişmeler de olmuyor değil: Vicdani retlerini şu anda yürürlükte olan vicdani ret yasasının yürürlüğe girdiği 1998 yılından önce açıklamış olan tüm Yunan vicdani retçiler için Ocak 2016’da af ilan edildi. Ancak, bu eski vicdani retçiler grubunun çarptırıldığı para cezaları ve mahkumiyetler için herhangi bir tazminat söz konusu değil.

Uluslararası bir dayanışma ağı tarafından desteklenmiş olan Ukraynalı gazeteci Ruslan Kotsaba Temmuz 2016’da beraat etti. Kardeş katline yol açacağı gerekçesiyle askere gitmeye itiraz ettiği için Şubat 2015’te tutuklanmıştı. Rojava’da, yıllardır IŞİD’e karşı mücadele verilen Kürt bölgesinde, Cizre kantonu yönetimi tarafından Nisan 2016’da vicdani ret hakkı tanındı.

Londra’da (14 Mayıs 2016) ve Atina’da (19 Kasım 2016) yapılan genel toplantılardan sonra Avrupa Vicdani Ret Bürosu (EBCO); verilen kararların ve hükümlerin uygulanmamaları durumunda, uluslararası insan hakları kurumlarının güvenilirliklerinin büyük hasarlar göreceği konusundaki endişesini bir kere daha ifade ediyor. Dolayısıyla; hükumetlere, bu kurumların verdiği bağlayıcı kararları gereken sorumluluğu göstererek uygulamalarını hatırlatmak, önemli bir görev olarak sivil toplum kuruluşlarına düşmektedir.

Kaynak: EBCO

Çeviri: VR

**

Rapor: Vicdani retçiler ayrımcılığa uğruyor – Deutsche Welle Türkçe

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org