14 Kasım 2017
Zülal Koçer
İSTANBUL – Çatışmalı bölgelerde araştırmalar yapan insan hakları aktivisti Carol Mann, yıllara varan tecrübesinden yola çıkarak “Barış erkekler tarafından ve genellikle savaş lordları tarafında bozuluyor ama savaş kadınlar tarafından sona erdiriliyor” dedi.
Savaşın ve çatışmaların olduğu bölgelerde çalışmalar yürüten ve son olarak “Savaşta Kadınlar” ve “Savaşta Afgan Kadınları” isimli yayınları ile tanınan insan hakları aktivisti Carol Mann ile çatışmalı bölgelerde kadınların rollerine ilişkin konuştuk. Kadınların silahlı çatışmalarla başa çıkma yöntemleri ve o bölgelerdeki insani yardımlarla ilgilenen Carol, çatışmalı bölgelerdeki izlenimlerini de aktardı.
“Savaşlar korkunç durumlar gerçekten ve çok korkunç durumlarda bulundum” diyerek sözlerine başlayan Carol, savaş bölgelerindeki kadınların ultra ataerkil bir sistemde yaşamak zorunda kaldıklarını belirtti.
Savaşlarda kadınların sadece mağdur olmadığını bazen tarihe yön verebilecek kadar güçlendiklerini de ifade eden Carol, “Mesela Bosna savaşı sırasında Sareyovada kuşatmasında kadınlar tüm mahalleyi kontrol altına almışladır. Çünkü hayatta kalmaya çalışıyorlardı ve bunu başarmışladır” dedi.
‘Kadınlar savaştan sonrasını hayal ediyor’
Tanık olduğu savaşlarda kadınların geleceği hayal edebildiğine şahitlik ettiğini belirten Carol, “Savaş ve savaşın sona erebilmesi iki adamın kalaşnikofla birbirini vurmasından kaynaklı değil! Kadınların savaştan sonraki yaşamı hayal edebilmeleri ile ilişkili” diye konuştu.
Carol savaşlarda kadınların her şeye rağmen başa çıkabilme yöntemleri bulduğunu belirterek, “Barış erkekler tarafından ve genellikle savaş lordları tarafında bozuluyor ama savaş kadınlar tarafından sona erdiriliyor” dedi.
Savaşta ‘cinsel onur’ objesi sayılmak!
Kürdistan’da yaşanan çatışmalarda kadınların bedenlerinin teşhir edilmesiyle ilgili konuşan Carol, benzer görüntülerin Afganistan savaşında da yaşandığını belirterek, “ Ataerkil namus kavramının güçlü olduğu yerlerde bu tür görüntüler görüyoruz” dedi.
Kadınların hala ‘cinsel onur’ objesi gibi görüldüğü toplumların savaşlarında bu tür suçlar işlendiğini ifade eden Carol, “Bu toplumlarda ve kadınların cinsel onuru ve cinselliği kadınlara ait değil. Tersine toplumun mülkiyetinde” diye belirtti.
“Mesela Kongo’da da benzer bir durum vardır, kadınlara tecavüz bütün topluma karşı bir harekettir” diye bilgi veren Carol, kadın ve insan hakları konusunda daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Carol Mann kimdir?
İlk olarak araştırmacı ve danışman, sonrasında pek çok makale ve kitabın yazarı. Merkezi Paris’te bulunan, çatışma bölgelerindeki kadın ve çocuklar için projeler yürüten insani yardım kuruluşu FemAid’in direktörü olarak yaklaşık 20 yıldır toplumsal cinsiyet ve modern savaşlarla ilişkili meseleler üzerine çalışmaktadır. Carol’un pek çok makalesine İngilizce ve Fransızca olmak üzere internette ulaşmak mümkün.
Kaynak: Jinnews
