600 STK: Türk devleti ve PKK’yi çatışmalara son vermeye çağırıyoruz
2 Ağustos 2015
600’ü aşkın STK, bir açıklama yaparak, “Türk devleti ve PKK’yi derhal çatışmalara son vermeye çağırıyoruz” dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde faaliyet gösteren 600’den fazla sivil toplum kuruluşu, son dönemde yaşanan çatışmalara ilişkin devlete ve PKK’ye birer çağrıda bulundu. Çağrı metnini okuyan Güneydoğu Sanayici ve İş adamları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Mehmet Şah Bedirhanoğlu, “Barışçıl çözüm yolunun açılması için Türk devleti ve PKK’yi derhal çatışmalara son vermeye ve tahkim edilmiş bir ateşkes ilan etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bedirhanoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“2013 Diyarbakır Newroz’unda Sayın Öcalan’ın okunan mektubu ile birlikte tüm Türkiye toplumlarında barışın, kardeşliğin ve gerçek demokrasinin Türkiye’de tesis edileceği konusunda büyük bir inanç ve umut gelişti. Sonradan geliştirilen diyaloglar, görüşmeler ve yapılan açıklamalar bu konudaki beklentileri daha da güçlendirdi. Yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında demokratik çözüm sürecinin büyük bir toplumsal destek gördüğü açıkça görüldü. Yine bu süreçte, ekonomiden, sosyal ve siyasal hayata kadar toplumsal yaşamın tüm alanlarında büyük bir rahatlama yaşanmaya başladı. En başta da, insan ölümleri son buldu.
‘Süreci Erdoğan bitirdi’
“Ancak sorunun gerçek anlamda çözümü için gerekli olan yasal ve anayasal değişikliklerin yapılmaması ve zamana yayan politikalar, süreci zora sokmuş, ardından da halklarımızı yüksek gerilimli bir süreçle karşı karşıya bırakmıştır.
Dolmabahçe mutabakatı tarihi bir adımdır. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolmabahçe mutabakatını tanımadığı yönündeki açıklamaları ile Öcalan’a yönelik tecrit çözüm sürecini resmen ve fiilen bitirme noktasına getirdi.”
Operasyonlar ve erken seçim
“Yeni bir seçimden henüz yeni çıkmışken erken seçim tartışmalarının ve oluşturulan gündemin geleceğimiz ve ülkemizin istikrarı açısından yeni sıkıntılar doğuracağına inanmaktayız. Yapılan askeri ve siyasi operasyonların erken seçimin zeminini oluşturma amaçlı olduğu kaygı ve endişelerimizi de buradan açıklamak istiyoruz.”
Rojava ve IŞİD
“Türkiye’ye ve bütün halklarımıza esas kazandıracak olanın da bütün Kürtleri kardeş ve stratejik dost gören bir devlet aklının ve politikalarının sürece yön vermesiydi. Kobani’de DAİŞ çetelerine karşı verilen direnişin kazandığı uluslararası destek bu yanlıştan kurtulmak için bir fırsat olmalıyken, ne yazıkki, yanlışta ısrar edilmeye devam edilmiştir.
Operasyonlar, IŞİD, PKK
“Operasyonların asıl hedefine oturtulan PKK güçlerine karşı tüm Kürdistan coğrafyasında yürütülen hava ve kara operasyonları, ormanların yakılması, yine Kürt siyasetçileri ve demokratik güçlere karşı tekrardan başlatılan siyasi operasyonlar, bu endişe ve kaygılarımızın temel sebebidir. Bu operasyonların sonuç itibari ile DAİŞ’i daha da güçlendireceği, saldırı ve katliamlarında onu daha da cesaretlendireceği açıktır.”
PKK’ye ve devlete çağrı
“Barışçıl çözüm yolunun açılması için Türk devleti ve PKK’yi derhal çatışmalara son vermeye ve tahkim edilmiş bir ateşkes ilan etmeye çağırıyoruz. Bu nedenle Dolmabahçe sürecine yeniden dönmek, sayın Öcalan’la kesilen diyalog sürecini müzakereye evirterek yeniden başlatmak ve ülkemizi kan gölüne ve her açıdan büyük belirsizliklere ve uçurumlara sürükleyecek yeni bir kaos ortamından kurtarmak için bütün tarafları, sağduyuya davet ediyoruz.”
http://www.imctv.com.tr/600-stk-turk-devleti-ve-pkkyi-catismalara-son-vermeye-cagiriyoruz/
**
Aydınlardan ortak çağrı: ‘Yeter anaları ağlatmayın’
2 Ağustos 2015 12:52
Farklı siyasal görüş ve çevrelerden bir grup bilim, devlet ve siyaset insanı ortak bir çağrı yayınlayarak ‘TBMM’yi, tatil yapmak yerine Ankara’da toplanarak barışa ve demokrasiye sahip çıkmak için göreve çağırdı. Aralarında yazarlarımız Murat Belge ve Ümit Kardaş, eski Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AKP milletvekili Zafer Üskül ve Haluk Özdalga’nın bulunduğu 30 ismin yaptığı çağrıda şöyle denildi: “Dün, çatışmasız bir Türkiye’nin kendisine daha büyük güç ve iktidar getireceğini düşünen kişi, “analar ağlamasın” diyerek bütün toplumdan destek isterken, bugün, çatışma ortamının azalan gücünü geri getireceği hesabını yapıyor ve -Gezi olaylarından bu yana çarpıcı örneklerini gördüğümüz gibi- anaların gözyaşı ile ilgilenmiyor.
BU YANGINI SÖNDÜRÜN
Oysa, bugün Türkiye muktedirlerin kendi kişisel hesapları dışında, barışı ve çatışmasızlığı her zamandan çok daha fazla gerekli kılan koşullarla karşı karşıya. Zira, Ortadoğu’daki yangın, içeride barışa ve çatışmasızlığa olan ihtiyacımızı hiç olmadığı kadar ivedi ve öncelikli hale getirmiştir. Bu yangının sürmesi ve içeriye de yansıması Türkiye’yi gelecek yıllarda içinden çıkılması zor, giderek çözümü olanaksız yeni sorunlarla yüz yüze bırakacak. Ülkeyi yönetenlerin birinci görevi, yurttaşları ezmemek, silaha ve suça yönelinmesi ortamını yaratmamak suretiyle terör eylemlerini işlevsiz, anlamsız kılmak ve buna karşın hala yapılıyorsa bu eylemlerin faillerini yakalamaktır. Terör elbette mazur görülemez ve savunulamaz. Ancak, bu tür eylemler neden gösterilerek kitlesel tutuklamalar, sonu gelmez gerginlikler, parti kapatmak, Meclis’i çalıştırmamak, kişisel hedeflere engel görülen kişileri siyasetten men etmeye kalkışmak gibi hukuku ve demokrasiyi askıya alan girişimler ve komşu ülkelerle olan gerginliğin savaşa dönüştürülmesi de asla onaylanamaz. Bu tür tutum ve davranışlar basiretli bir yönetimin değil, basiretsizliğin, ehliyetsizliğin ve yönetememenin aczidir. Ülke, böyle bir acze ve kişisel kaygılar içinde sürüklenişe terk ve teslim edilemez!
GERGİNLİK DİLİNDEN VAZGEÇİN
O nedenle, biz aşağıda imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, Geçici Hükümeti ve dayandığı siyasal iktidarı, savaş, çatışma ve onyıllardır bedelini ödediğimiz gerginlik dilinden vazgeçmeye; bütün siyasal taraf ve güçleri de masum yurttaşlarımızın büyük acılar yaşadığı çatışma ortamına son vermek ve şiddeti durdurmak için hukuk, vicdan ve sağduyu çerçevesinde içtenlikle çaba göstermeye davet ediyoruz. Özellikle de TBMM’yi ülkenin geleceğini, kaderini belirleyecek gelişmeleri müstafi bir Hükümetin inisiyatifine bırakmamaya, bu yakıcı günlerde tatil yerleri yerine Ankara’da toplanarak, içine sürüklendiğimiz çatışma ve gerginlik ortamına, elindeki bütün yetki ve olanakları kullanmak suretiyle son vermek , barışa ve demokrasiye sahip çıkmak için göreve çağırıyoruz.”
ÇAĞRI YAPAN 30 İSİM
Doç.Dr. Siyaset Bilimci Cengiz Aktar, Prof. Dr. Ekonomist Mehmet Altan, Mimar, Şehir Plancısı Akın Atauz, Yazar, sosyolog Oya Baydar, Prof.Dr. Yazar Murat Belge, Hukukçu, yazar Orhan Kemal Cengiz, Gazeteci, yazar Aydın Engin, Ankara eski Milletvekili, yönetici Eşref Erdem, Diyarbakır eski Milletvekili, ilahiyatçı Abdulbaki Erdoğmuş, SODEP Eski Genel Başkanı Hüseyin Ergün, Tıp Doktoru Recai Ersoy, Yönetici, EmekliMüsteşar Yrd. Kemal F. Genç, Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Prof.Dr. Ekonomist Seyfettin Gürsel, Emekli Büyükelçi Temel İskit, İzmir eski Milletvekili, hukukçu Erdal Kalkan, Hukukçu, yazar Ümit Kardaş, Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Osman Kavala, Çankırı eski Milletvekili, Siyaset Bilimci Suat Kınıkoğlu, Istanbul eski Milletvekili, Türk Demokrasi Vakfı eski Başkanı Emre Kocaoğlu, Prof.Dr. Alman Dili/Ed. Öğretim Üyesi Onur Bilge Kula, Prof.Dr. İstanbul eski Milletvekili Mithat Melen, ANAP Eski Genel Başkanı, ekonomist Nesrin Nas, Prof.Dr. Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Baskın Oran, İstanbul eski Milletvekili, hukukçu, yazar Sırrı Özbek, Prof.Dr. Hukukçu M.Niyazi Öktem, Ankara eski Milletvekili, mühendis, yazar Haluk Özdalga, Emekli Büyükelçi Ünal Ünsal, Prof.Dr. Anayasa Hukuku, Mersin eski Milletvekili Zafer Üskül, Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel.
SÜMEYRA TANSEL
http://www.taraf.com.tr/politika/aydinlardan-ortak-cagri-yeter-analari-aglatmayin/