Duru’nun babası neden o tabutta – Halil Savda

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürü olan Duru’nun babası Vefa Karakurdu Çarşamba günü defnedildi. Duru; Annesi, kardeşi ve dedesiyle birlikte babasının cenazesine katıldı. Tüm aile tabutun önünde toplandığında babasının içinde bulunduğu tabutu göstererek ‘’Babam neden bunun içinde?“ dedi.

Duru 5 yaşında.
Çevik Kuvvet polisi Vefa Karakurdu’un iki çocuğundan en küçüğü.
Vefa Karakurdu İstanbul/Beşiktaş’da TAK’ın yaptığı canlı bomba saldırısında katledildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürü olan Duru’nun babası Vefa Karakurdu Çarşamba günü defnedildi. Duru; Annesi, kardeşi ve dedesiyle birlikte babasının cenazesine katıldı. Tüm aile tabutun önünde toplandığında babasının içinde bulunduğu tabutu göstererek ‘’Babam neden bunun içinde?“ dedi.

Duru’ya kimse yanıt vermedi/veremedi.

Hakikaten neden?

Hükümetin Çevre Bakanı çevik kuvvet polislerini ziyaretinde, ‘’Siz de şehit olun, biz de şehit olalım inşallah“ dedi.

Hükümetin bize emridir; hep birlikte şehit olalım.

Bakan’ın reisi de ‘’şehit“ tabutuna bir kolunu dayayıp şöyle demişti: ‘’Ne mutlu şehit ailesine!“

Bakan’ın eski Başbakan’ı, ‘’sizlerin çehresinde şehitlik aşkını görüyorum“ demişti.

Bakan’ın hükümet ortağı Albayrak, ‘’benim amacım Allah nasip ederse şehit olmaktır“ dedi.

Bakan’ın bir diğer Hükümet arkadaşı Gençlik ve Spor Bakanı, ‘’Rabbim bize de nasip etsin şehit olalım, göçelim bu diyarlardan, dünya yaşanılacak yer değil“ dedi.

Hükümetin bir milletvekili törenle kurdeleyle Şehitlik açtı!

Aynı Bakan’ın partisinin Ankara Belediye Başkanı şöyle buyurdu: ‘’25 bin şehit versek de kimse ses çıkarmasın!“

Sevgili Duru;

Bak büyüklerin törenle şehitlik açtılar ve babana şehit olmayı emrettiler, sana da şehit olmayı salık veriyorlar!

Berkan Akbaş 19 yaşında tıp öğrencisiydi. O da Duru’nun babası gibi İstanbul/Beşiktaş patlamasında hayatını kaybetti.

Bakan’a itiraz Berkan’ın Babasından geldi:

‘’Yok, ben istemiyorum oğlum şehit olsun. Oğlum katledildi. Ben başka bir şey demiyorum. Mustafa Berkan Akbaş gelecek vadeden bir tıp öğrencisi. Başkent Üniversitesinde. Hayali doktor olmaktı. Böyle insanlara yardım etmekti. Ama ben onu cenaze arabasıyla geri götürüyorum şimdi.

Terör sadece lanetlemeyle bitseydi, yıllardır lanetliyoruz. Yarın çiçek bırakırlar. Başka bir şey yapmazlar.“

Ateşli nutuklar ve debdebeli törenler yaranın merhemi olmuyor.

‘’Siz de şehit olun“ demek adil değil. İnsanın kendi çocuğu bile olsa ‘’şehit ol“ demek adil değil!

Giden kendi canları olmayınca delikanlılık taslamak kolay!

Can almak ve can vermek kutsanıyor. Can almanın ve can vermenin kutsandığı yerde yaşamın kıymeti kalmıyor. Türkiye’de 2015 Temmuz’undan bu yana 2 bine yakın insan birbirine kıydı.

İstanbul/Beşiktaş’daki patlamada 44 insan katledildi.

Resmi makamlar 250 yaralı olduğunu söylediler. 25’i hala yoğun baķimda.

Sanıyor musunuz o yaralılar, yürüyerek hastaneden çıkıyor!

Yaralı denince ne anlıyorsunuz mesela?

O 250 yaralı ve o 250 yaralının annesi, eşi, çocuğu, babası hayatını eskisi gibi devam ettiremeyecek.

Pekki öldürülen 44 insanın annesi, babası, eşi, evladı?

Onlar eskisi gibi hiç birşey olmadan yaşamını sürdürebilecek mi?

Pekki ya bu bombalara ve ölümlere tanık olan bizler?

Her ölüm bizleri kirletiyor ve hep birlikte kaybediyoruz!

Yaşatmayı bilmeyip başaramayınca ölümü kutsuyoruz…

Duru’nun sorusu hala cevabını bekliyor…!

Kaynak: Aryan Haber

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org