Ben, Ece Uzun. Bu coğrafyada yaşayan herkes gibi militarizmin dayatmalarıyla büyüyen bir kadınım. Daha küçücükken abimi üniformalarıyla gördüğümde karşımdaydı militarizm. Bir annenin oğlunun önünde saygı duruşuna geçmesindeydi. Zeytin çekirdekleri bile asker gibi dizildiğinde, komutla yemeğe başlandığında sofradaydı militarizm. Asker kardeşi silah tutmalı, erkek gibi kız olmalı deyip çocukluğumuzu çaldığında oyuncak yapmıştı bizi militarizm. Biraz daha büyüdüğümde ise okuldaydı. Tek tip kıyafetlerde, saygı duruşlarında, bayrak törenlerindeydi. Kışla gibi yüksek telli duvarlarla çevriliydi etrafımız. Katliamların yücelikle özdeşleştirildiği, sınırları, duvarları yaratanlarındı militarizm. Küçük bir çocuk düğünde havaya açılan silah nedeniyle öldüğünde, her gün alenen insanlar katledildiğinde ise sokaktaydı militarizm. Militarizm, her geçen gün ölüm haberi almaktır. Çünkü militarizm öldürür. Ne düşündüğünün, kim olduğunun önemi yoktur. Emir komuta zincirinin bir parçası olan, sadece ölmek ve öldürmek için var olan bir ‘şey’sindir sadece. Anarşist bir liseli ve anti militarist bir kadın olarak; var olan tüm otoriteler karşı koyduğum gibi, militarizmin otoritesine de karşı koymak için vicdani reddimdir: Ölmeyi, öldürmeyi, bu emir komuta zinciri içinde yer almayı ister özne ister nesne konumunda bulunmayı reddediyorum.
Ece Uzun
Ece Uzun
24 Mayıs’ta VR-DER etkinliğinde Kadiköy’de vicdani reddini açıkladı.
PAYLAŞ.