‘İşten at askere gönder’ denilenler anlattı

“Çalıştığım yere yazı 28 Kasım’da geldi ve aynı gün bana tebliğ ettiler. İtirazda bulunacağımı söyleyince işten çıkarıldım. İdare Mahkemesi’ne, dava açtım. Ancak, İdare Mahkemesi görevsizlik yönünden davayı reddetti.”

“Bu yazının gönderildiği yüzbinlerce kişi gibi işimden oldum. Üstelik İş-Kur işsizlik maaşı vermeyi de reddetti…” “İşverenim beni çalıştırmaya devam ederse hapis cezası alacağı şeklinde tehdit edildi. Zarar görmesin diye işimden ayrıldım…” Bu kez söz, askere gitmediği için işyerlerine yazı gönderilenlerde…

Nuray Almaç
DUVAR – Milli Savunma Bakanlığı 1945 tarihli Askeri Ceza Kanunu’nun 75. maddesine dayanarak vicdani retçi, asker kaçağı veya bakaya çalıştıran işyerlerine yasayı ihlal ettikleri gerekçesiyle uyarı yazıları gönderiyor. İşverenlere yapılan bu bildirimde askere gitmeyenleri çalıştırmanın ‘suç’ olduğu belirtilerek, bu kişilerin askerlik şubesine yönlendirilmeleri isteniyor.

Askeri yargı konusunda deneyimli bir avukat olan Hülya Üçpınar’la yaptığımız söyleşinin ardından bu kez de işyerlerine uyarı yazıları gelen asker kaçağı, bakaya ve vicdani retçilerle görüştük.

‘YAŞAMA HAKKIN YOK DİYOR DEVLET’

Bilişim sektöründe çalışan ve bu süreçte işinden ayrılmak zorunda kalan bir vicdani retçi yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çalıştığım yere yazı 28 Kasım’da geldi ve aynı gün bana tebliğ ettiler. İtirazda bulunacağımı söyleyince işten çıkarıldım. İdare Mahkemesi’ne, dava açtım. Ancak, İdare Mahkemesi görevsizlik yönünden davayı reddetti. Bu kez Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) açtım davayı. Şu an bu yazının gönderildiği yüzbinlerce kişi gibi işimden oldum. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İş-Kur bu nedenle işten çıkarılmamı gerekçe göstererek işsizlik maaşı vermeyi de reddetti. Yani işin özeti; ‘bizim istediğimiz gibi olmazsanız, yaşama hakkı yok size’ diyor devlet.’’

‘İŞVERENİM ZARAR GÖRMESİN DİYE AYRILDIM’

Sinema sektöründe çalışan bir vicdani retçi ise gelen yazıyı önce her zaman ki rutin yazılardan sandığını ama okuduğunda bunun farklı bir durum olduğunu anladığını söylerken şunları aktarıyor: “İşverenim yabancı ve çok anlayışlı biridir. Bu yüzden beni işten çıkarmak gibi bir davranışta bulunmadı. Ancak 10 gün sonra şubeden telefonlar gelmeye başladı. Beni çalıştırmaya devam ederse hapis cezası alacağı şeklinde tehdit edildi. Benim dışımda gelişen olaylar yüzünden başkalarını cezalandıramazdım. İşyerimden kendi isteğimle ayrıldım. Bu ve benzeri tehditler hayatımızın her alanında ve her yaşımızda vardı. Gelişmemiş toplumlarda böyle şeyler her zaman yaşanır. Zamanında saç uzatma, küpe takma gibi şeyler şimdide askerlik yapmalısın, adam öldürmeyi öğrenmelisin gibi ‘zorunlu’ dedikleri içi boş bir mekanizmaya doğru evriliyor. Benim açımdan konunun özü şu: Ben barışa inanıyorum, savaşa değil ve ne yaparlarsa yapsınlar elime o silahı almayacağım.”

‘HAKKIMI ARAYACAĞIM’

Uluslararası bir firmada çalıştığı için işyerinin anlayışlı davrandığını ve kendisini işten çıkarmadığını ifade eden bakaya durumundaki bir dozer operatörü ise, “Ben diğerlerine göre şanslıyım ama eminim bu konuda mağdur olan çok insan vardır. Bu uygulamayla ilgili olarak hakkımı arayacak ve gerekirse insan hakları mahkemesine kadar gideceğim” diyor.

‘UYGULAMA 400 BİN KİŞİYİ HEDEF ALIYOR’

Merve Arkun

Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı Merve Arkun ise yaşananlara ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Yakın bir zamanda derneğimize gelmeye başlayan başvurularda, söz konusu bu uygulama ile birlikte birçok kişinin, yoklama kaçağı ya da bakaya olduğu gerekçesiyle işten atılma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Zorunlu askerlik hizmetini yapmayan ya da yapmayı reddeden yaklaşık 400 bin kişiyi daha hedef alan bu uygulamanın, özellikle içinde bulunduğumuz OHAL koşullarının bir yansıması da olarak, bir insan hakkı ihlali olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var. Milli Savunma Bakanlığı tarafından gönderilen bu tebligatlar bir yandan askerlik yapmamış kişiler üzerinde yaptırım oluştururken; bir yandan da içinde bulunduğumuz OHAL uygulamalarının nasıl bir sürece evrileceği konusunda da ipucu niteliğinde.”

‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI’

Vicdani reddin bir insan hakkı olduğunu vurgulayan Arkun sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye Devleti bu hakkı tanımayarak imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri ihlal etmektedir. Vicdani ret hakkını tanımayan ve vicdani retçileri yok sayan iktidar, şimdilerde Milli Savunma Bakanlığı imzalı tebligatlar ile zorunlu askerlik hizmetini yapmamış kişileri baskı altına alıp sindirmeye niyetlenmiştir. Ancak unutmamak gerekir ki zorunlu askerlik hizmetini reddettiği gerekçesiyle hiç kimse çalışma hakkından yoksun bırakılamaz ve baskı altına alınamaz.”

‘MAĞDUR OLANLAR BİZE BAŞVURSUN’

Söz konusu tebligat ile karşı karşıya kalıp işten atılan ya da atılma tehdidi altında bulunan herkesin en yakın zamanda derneğe başvuru yapmasını beklediklerini belirten Arkun, “VR-DER olarak, bu uygulama sebebiyle mağduriyet yaşayanların hukuki danışmanlığını yürüteceğimizi buradan duyuruyoruz” dedi.

Kaynak: Gazete Duvar

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org