Mehmet Öd

2005 14 Mayıs-Mehmet Öd-İZMİR “Her nasıl olmuşsa olmuş, bu evrenin bir yerinde bir yaşam başlamış benim için. Hava varmış, su ve ateş, bir gök belirmiş tepemde doğduğum günden beri. Küçük çocuklara gülümseyen, dillerine vatan sevgisi, kutsal aile bağları, mülkün biricik saadeti, dinin sorgulanmaz buyrukları gibi saçmalıklar dolamış; işler sarpa sardığında, birileri bir şey ya da

2005 14 Mayıs-Mehmet Öd-İZMİR

“Her nasıl olmuşsa olmuş, bu evrenin bir yerinde bir yaşam başlamış benim için. Hava varmış, su ve ateş, bir gök belirmiş tepemde doğduğum günden beri. Küçük çocuklara gülümseyen, dillerine vatan sevgisi, kutsal aile bağları, mülkün biricik saadeti, dinin sorgulanmaz buyrukları gibi saçmalıklar dolamış; işler sarpa sardığında, birileri bir şey ya da kendi çelişkileri suratlarındaki maskeyi indirince örf, adet, gelenek, görenek gibi zırvalıkları, anlaşılmaz bir korkunun sonucu icad ettikleri yasalarıyla yakmışlar cadı kazanının altını, mangayı dizmişler, haçlar germiş, giyotini bilemişler, büyük sömürü düşlerinin bir zerresi bile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, bir insanı, bir azınlığı, bir ulusu çekinmeden yok etmeye girişmişlerdir.
Hatta duyduğum kadarıyla bunu bir tür mizah kültürüyle yan yana yürütmüşler, uçaklara, bombalara suratlar, kendilerince komik mesajlar yazarak. İmha sürecinin bazı uygulamaları, keyif bir iletişim yolu olmuş yani. Taş tabletten bombaya metinler,
tiksindirici edebi evrim! İnanmıyorum; bu adamların, bu kadınların sözlerine iyi niyetlerine, güleryüzlerine, iğne oyalarına, kına gecelerine, sünnet törenlerine; “devletimiz” dedikleri, bırakın karşısında durdukları kişi ve odakları, kendi başını bile çekinmeden koparan, psikopat çılgınlığıyla, parazit hassasiyetini, meleksi gülücüklerin arkasına gizlemiş korkunç mekanizmaya inanmıyorum. Bu yüzden, bu ya da başka bir gezegende tüm benzer mekanizmaların herhangi bir biriminde gebereceğimi bilsem bile görev, iş, hatta eğlence (nikah vb.) amaçlı yer almayı reddediyorum.
Askerlik yapmayı reddediyorum. Belediyede çalışmayı reddediyorum. Hiçbir zorlama, baskı, tehdit, esaret bu fikirlerimi değiştiremeyecektir.
İnsanoğlunun hissettiğinin, özlediğinin, düşlediğinin peşinde koşmadan yaşamasının bile anlamsız olduğunu düşünüyorum. Belki onlar da böylesi bir tutkunlukla yakıyorlar, bir yerlerde tıkıyorlar insanları. Ama ben kimseyi öldürmek, bir yerlere kapatmak, kimsenin elinden hiçbir şeyini almak istemiyorum. Bu fark beni mutlu ediyor. Bu mutluluğu yaşayamayacaksam her türlü acıya, zorluğa, yoksunluğa, yaptırıma tereddüt etmeden göğüs gereceğimi herkesin bilmesini istiyorum, Ossi gibi, M. Tarhan gibi.
Irkımı reddediyorum. Cinsimi reddediyorum. Annemi reddediyorum. Kutsal ne varsa reddediyorum. Görev ve ödev adına ne varsa reddediyorum. Hiçbir devletin ve devletler topluluğunun ordusunda askerlik ya da başka bir görevde bulunmayı kabul etmiyorum.”

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org