Meryem Rabia Taşbilek

2011, 29 Mayıs Meryem Rabia Taşbilek – SK’ya email olarak geldi.   Ben Meryem Rabia Taşbilek, diktatörlüğün toplumsal boyutta günahı dahi yasaklasa ahlaksız olduğuna inanan bir mü’min olarak T.C.’nin vatandaşlarına dayattığı zorunlu askerliğin karşısında olduğumu belirtmek istiyorum. Vicdan sahibi tüm insan kardeşlerimin de bu Vicdani Reddi gerçekleştirmekten yana insani bir sorumluluklarının olduğuna inanıyorum. Çocukluğumuzdan bu yana yıllardır

2011, 29 Mayıs Meryem Rabia Taşbilek – SK’ya email olarak geldi.

 
Ben Meryem Rabia Taşbilek, diktatörlüğün toplumsal boyutta günahı dahi yasaklasa ahlaksız olduğuna inanan bir mü’min olarak T.C.’nin vatandaşlarına dayattığı zorunlu askerliğin karşısında olduğumu belirtmek istiyorum. Vicdan sahibi tüm insan kardeşlerimin de bu Vicdani Reddi gerçekleştirmekten yana insani bir sorumluluklarının olduğuna inanıyorum.

Çocukluğumuzdan bu yana yıllardır “Her Türk asker doğar!” kirli propagandasına maruz kalmış, andımızla zihni yıkanmış olmama rağmen, en azından bu alanda sistemin tornasından az hasarla sıyrılabilmenin avantajıyla Vicdani Reddimi açıklıyorum. Bu sistemin muhtelif zulümleri yüzünden çocukluktan vakitsizce malulen emekli olmuş, aklı ağrıyan biri olarak fikri, inancı, ideolojisi ne olursa olsun farkındalığıyla tutarlı olmaya çalışan tüm sancı sahipleriniyle bu platformda yer almayı çok anlamlı buluyorum.

Varlığını “öteki” addettiklerini öğütmek ve birbirine kırdırmak üzerinden idame ettirmeye çalışan sistemlerin zulmüne karşı müşterekliklerimize vurgu yaparak mücadele edilmesi gerektiğine inanıyorum. Sistemin, bahsi geçen uygulamaları vatandaşlarına reva görürken öte yandan da kamusal alanda fütursuzca ezip geçtiği kimi değerleri, kavramları cürmüne malzeme yapmasını da hayli trajik, samimiyetsiz buluyorum.

Bu güne kadar farklı gerekçelerle de olsa askerlikten kaçan kişilerin, kaçış yerine kimi oluşumların şahitliğinde muhtemel bedellerini göze alarak Vicdani Redlerini açıkladıkları takdirde bu Militarizmin daha hızlı bir şekilde kan kaybedeceğini umuyorum. Böylelikle oluşturulabilecek kamuoyu sayesinde, aldıkları bu insani karar nedeniyle bir kısım Vicdani Redçi kardeşimizin hapishanede gayrı insani muamelelere maruz kalmalarının önü daha rahat alınabilir.

Cemil Meriç’in de bir eserinde naklettiği gibi; “Kanun insan haysiyetini kırmamalı diyor Gandi. Kırıyorsa, kanun değil yumruktur. Peygamberlerle filozofların doğruluğunda tereddüt etmedikleri üç beş hakikatten biri şu: insanın haysiyeti, düşüncesidir. Düşünceyi zedeleyen her kanun bir eşkiya reisinin veya bir eşkiya güruhunun emirnamesidir. Hukukla uzak yakın ilgisi yoktur. O halde namuslu adamın ilk vazifesi bu çeşit kanunları yok saymak ve tabii afetlere göğüs gerer gibi tehlikeleri kucaklamaktır. Yoksa haysiyetten nasipsizdir …”

Bu bağlamda, şimdilik cinsiyetim sebebiyle üzerimde dolaylı tesir ve baskısını hissettiğim Militarizme karşı bir pasif direniş olarak Vicdani Reddimi açıklıyorum. İnsanlığın kardeşlik ırkına Selam ederim.

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org