Serhat Ayebe

24 Mayıs’ta VR-DER etkinliğinde Kadiköy’de vicdani reddini açıkladı.

Siz aklını toplama kamplarına kapatan, duygularını tehcire yollayan, onurunu kurşuna dizen, vicdanına kimyasal atanlar; Cinsiyetçiliğinizden, milliyetçiliğinizden, tek-tipçiliğinizden, uygun adım marşlarınızdan, emir ve itaat sevdanızdan olabildiğince uzak duruyorum. Benim rıza göstermediğim ölme ve öldürme refleksinizi reddediyorum.

Yalnızca özgür doğa’nın bir parçası olduğumu, hiç kimsenin üzerimde bir tahakküm kurmaya hakkının olmadığını söylüyor bu sebepten doğadaki her canlının yaşam hakkını ellerindeki silahların gücüyle gasp edenlerin ORDUsuna katılmayı reddediyorum. Emir- komuta zinciri içinde paslanmış vicdanlarınızı reddediyorum…

Sisteminizin ahlak anlayışına, erkek egemen fikirlerinize karşı öfkeliyim ve isyanım var
Bu ülkede; Cumartesi annelerinin 30 yıldır çocuklarının kemiklerini bulmaktan başka bir hayallerinin olmadığını tanığıyım. Anneleri bu akıl almaz durma iten tsk’ya ve onun silahlarındaki kirli parmak izine dokunmayı reddediyorum…
Otuz üç kurşunla öldürülen masum köylülere yeniden namlumu çevirmeyi, faili ‘’meçhul’’ cinayete gidenlerin toplu mezarları başında çapraz nöbet tutmayı, on iki yaşında on üç kurşunla hunharca katledilen Uğuz Kaymaz’ın cansız bedenine annesini yaklaştırmamayı, altı yaşındaki Ceylan Önkol’a atılan havan topundan nişan almayı, köy boşaltmayı, orman yakmayı, Roboski’de ölen kardeşlerimin ve katılarının cinayetine suç ortağı olmayı reddediyorum.

Mustafa kemal’in, ‘’vatan uğruna kurşun atan da, kurşun yiyen de şereflidir’’ diyenlerin; Umut kitapevini bombalayanlara ‘’iyi çocuklardır’’ deyip arka çıkanların, Hrant Dink ve diğer cinayetlerde katilleri ve azmettiricileri koruyup kollayanların, Lice’de kalekol yapımına karşı çıkan halkın üstüne mermi yağdıranların, Gezi parkına Topçu kışlası dikmeye çalışanların onun bunun şunun hiç kimsenin ASKERİ olmayacağım reddediyorum…

Hiçbir zaman ezenden ve güçten yana olmadım, olmayacağım;
Hak, adalet ve özgürlükten yana tavır almayı ve bu minvalde vicdanıma vermiş olduğum sözü bir kez daha kendime tekrar ediyorum. Her durum ve koşulda vicdanımın ve yaşam hakkını korumaya yönelik etik değerlerimin dışına çıkmayacağım.

Ahenkten, müzikten ve danstan yanayım.

Kışlalarınızdan, cezaevlerinizden, eğitim kurumlarınızdan, parlamentonuzdan, hukuk anlayışınızdan, silahlarınızdan, tanklarınızdan, tüfeklerinizden korkmuyor ve varlık nedenlerine yalnızca gülüp geçiyorum…

Hiçbir kuşun, kurdun, böceğin umurumda olmadığı sınırlarınızı, mayınlı tarlalarınızı; bizi karşı köyden koruduğunu iddia eden bütün kurumlarınızı reddediyorum…

Bu arada; aslen bir Kürt halk ezgisi olan, sözlerini ve anlamını utanmadan talan ettiğiniz ‘yaylalar’ eşliğinde komşu kızını da zapt etmeyi REDDEDİYOR ve kamuoyuna VİCDANİ REDDİMİ deklare ediyorum.

Serhat Ayebe

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org